Deniz Feneri İyi Oldu! Almanya ayağı çökertilen
emek, merhamet, iyi niyet ve dayanışma soyguncularının Türkiye’deki uzantıları
olmakla suçlananlar, allem-kallem serbest bırakıldı. Zaten davayı sürdüren
savcılar üzerinde Bakanlığın siyasi baskıları öteden beri vardı. Savcılar
Almanya’ya soruşturma amacıyla gitmek istiyorlar, “kendi paranızla gidin”den
tutun, binbir katakulli ile karşılaştı. Ayrıca, ne amaçla olduğu bence açık, davaya
gizlilik yasağı koyduruldu.
Bu dava, arkasındaki siyasilerin, hadi
inandıklarını ileri sürdükleri dille örnekleyelim, Cennet ile Cehennem arasındaki tercihi konusuydu.
Haktan, doğrudan,
hukuktan yana mısın, yoksa düzenbazdan, ahlaksızdan, hukuku şeyetmekten yana
mı!?
Bu kadar açık. Yapacağın tek şey, sorunu
çözmeleri için namuslu savcı ve yargıçları tamamen özgür bırakmaktan ibaretti!
Yargının özgürlüğü, davanın en dokunacağı varsayılan kişi veya kişilerin da
aklanması anlamına gelecekti!
Ama hayır, öyle
olmadı!
Savcıların
boyunlarına bir ip geçirmedikleri kaldı!
Sonunda,
mahkeme, hepsini serbest bıraktı..
***
Hayır, sanmayın
ki berbest bırakılmalarına karşıyım! Yasa neyse o! Deliller toplanmış, adamlar
yargılanıyor.. İyi ki serbest bırakıldılar!
İki ayrı
uygulama, siyasetin iki ayrı tavrı
böylece ortaya çıktı
Silivri, Hasdal ve benzeri cezaevlerinde yargılanan uyduruktan
“terör örgütü, çete ve darbe” sanıklarına, ama işin aslında iktidar
muhaliflerine karşı, sadece siyasi ahlaksızlık diyebileceğim bir “tutuklu
tutma” uygulaması ile...
..Siyasi kader
ortaklığı yaptıkları tepeden tırnağı belgeli olan (RTÜK üyeliğinden yandaş
TV’ye kadar..) “kendi mezhebinden” kişilere karşı yasanın hak gördüğü
uygulama..
İyi ki serbest
bırakıldılar! Silivriye, Hasdal’a, tutuklu öğrencilere ve herkese... sonuna
kadar özgürlük isteyen ses ayyuka çıkmalıdır!
CHP, öncelikle Balbay ve Haberal, için ve bütün haksızlıklar için, bütün Silivri ve Hasdal
için nöbete kalkmalı!
Muktedir’in
insafsızlığından, saldırmalarından hiç korkmadan!
Almanya Deniz Feneri, topluma karşı kurulan en ahlaksız çetedir! Devlete ve siyasete muhaliflikten milyon kez daha kötü ve beter!
Bu dava,
işçilerimizin alın terinin gaspıdır... Olayın diğer yönü şudur: Almanya’daki
işçilere karşı kurulan din iman tezgahının ana amacını ortaya çıkartmıştır:
Din ve iman yolundan gidip gönül ve inançlarını
fethet, sonra yoksullara ve insanlığa yardım yapacağız diye paralarını topla ve
iç et!
Burada gaspedilen sadece paralar değildir..
İnsanlığın
gönlünde varolan, yardımseverliktir, toplumsal dayanışma inancıdır... Bunlar
toplumsal varoluşun ve birlikte yaşamanın temellerini oluşturur.. Bu en yüce değerler üzerinden,
gemilerini yüzdür, şirketlerini kur, siyasi partilerin kasalarını doldur, çoluk
çocuğunu geçindir, üstüne üstlük kumarhanelerde para ye...
Ve iktidar
olarak bütün bunları örtbas etmeye kalkış!
Söylenecek tek
söz bile kalmıyor!
Libya’ya Demokrasi geldi !
Kaddafi ile oğlunu ve yanındakileri yakalayıp linç ettiler.
Libya’ya demokrasi getirdi NATO ve müttefikleri ve Türkiye! Buna inanan kimse
var mı? Varsa, aynada şöyle bir yüzüne baksın!
Hayır, burada
Kaddafi “diktatörlüğü” üzerine tek kelime yazmayacağım. Bugün böyle bir şey
yazmak insanlık ayıbıdır, ayıbın da ayıbıdır..
Biliyoruz ki,
ABD ve AB (Türkiye’yi de her zamanki gibi kullanarak), Libya’yı tarumar etmek
için fırsat arıyordu, yıllardır!
Nasıl ki Irak’ı
yerle bir ettiler!
Aslında bütün
İslam ülkelerini yerlerde süründürmeye hazırlar..
Bu geçmişte
tarihsel-dinsel olarak böyleydi..
Bugün de,
geçmiş tarihin rolü ve katkısı olmakla beraber, esas olarak, İslam ülkeleri
üzerinde piyasa-ekonomik egemenliklerini
sürdürmek için böyledir... Şüphesiz ki, petrol ve doğal gaz için de...
Libya’nın
değerli petrollerini paylaşma savaşı, Libya ülkesini bombalamayla birlikte
başlamıştı..
Onlar için ha
Kaddafi orada ha ne idüğü belirsiz başka bir caniler çetesi..
“Yandaşları”
olsun da...
--- 23 Ekim 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder