obursali@cumhuriyet.com.tr
Esas millet, Saray’ın ufkunun ötesinde yaşıyor: Lokantalar neden dolu-3
Lokanta meselesi giderek iktidarın durmadan zengin etme politikasıyla hesaplaşmaya dönüştü, doğrusu, varılması gereken nokta da budur. Lüks lokantaları esas dolduran kesimler, iktidarın, Saray ve adamlarının çevrelerinde halka halka genişleyen tüm katmanlarda yer alanlardır.
Bu nedenle, Saray ve bakanları, ellerini kaşlarının üzerine siper ederek ufka bakmakta ve zengin, tüketici, yiyici, devlet-belediye hazine kaynaklarından, aflardan... sürekli yararlananlardan başka kimseyi göremedikleri için “ne hayat pahalılığı ne enflasyonu ne krizi ne yoksulu ne aç yatan..” demektedir.
Çünkü esas millet kendi görme ufuklarının ötesinde yaşıyor. Görüş menzillerinin dışında...
KİRA GELİRLERİNE TAKMAYIN
Bir okurum aşka geldi ve donattı mektubunu, lokantaları kimler dolduruyor diye sorunca. “Siz ev sahiplerine taktınız ama lokantaları dolduranları, evi kira geliri olanların ötesinde arayın” diyerek.
Tasarrufunu, ülkenin her zaman güvensiz ortamında, yarınını yaşlılığını düşünerek konuta dönüştürenlere, zerre lafım yok.
Türkiye’yi yöneten her renkten -en kötüsü bu iktidar- sağcı iktidarların tümü, ülkeyi periyodik krizlere sokmuşlardır ve halkın birikimini, alın terini, göz nurunu, emeğini, ücretini yarattıkları enflasyon pahalılık canavarı aracılığıyla talan ve yerle bir etmişlerdir..
Türkiye’de normal işleyen, istikrarlı, adım adım refahı artıran, uzun vadeli bir ekonomi yaratmadıkları için, “yarınını garantiye almak” milletin genlerine işlemiş, bir reflekse dönüşmüştür.
Krizler, üretici bir ekonomi yerine tüketici ve garantici -bu da konut- bir ekonomik yapının uzun vadede ortaya çıkmasına ve tasarrrufu en az ülke olmamıza neden olmuştur.
70 YILDIR BORÇ
Mesela Türkiye’de emekli-çalışan tasarruflarını yönetecek fonlar kurulmamıştır. Oysa ABD ve Avrupa’da neredeyse dünyada akışkan-birikim paralarının büyük çoğunluğunu bu fonlar oluşturmaktadır.
Onlara yalvarıp dururuz: Bize gelin bize gelinnn! Size bol kazançlar vaat ediyoruz!
Türkiye’nin tasarruf açığını 70 yıldır dışarıdan “sermaye ithalatı/transferi” ile karşılamak zorunda kalıyoruz.
Bugün ülkenin 500 milyar dolar borcu böyle birikmiştir.
Bu borç, Cumhuriyet tarihinin en büyük borcudur, bu iktidar zamanında ülkeye giren toplam sıcak soğuk vb. dış paraların toplamı, tüm Cumhuriyet dönemine denk gelir. Cumhurbaşkanı 3.5 trilyon dolar yatırım yaptıklarını söylüyor!
Veee... Büyük iflas... Köprüden yoldan başka nereye gitti bu paralar, üstelik kaç yıldır ücretli çalışanlardan ütülenler dahil...
Türkiye’de tüm sağcı iktidarlar ülkeyi krizlere sürükledi.
Şimdi onların en katmerlisini yaşıyoruz...
ADALETSİZ SİSTEMİN İNSANLARI
Aşka geldi döşedi mektubunu dediğim okur bakın neler yazdı, lokantaları kimlerin doldurduğuna ilişkin:
- “Hiç vergi kontrolü yapılamayan hizmet sektörü alanları var.
- Mesela hizmet sektöründe elektrikçi, tesisatçılar... Bu sektörün zamları yansıtmalarının yanı sıra hiç fatura kestiğini gördünüz mü..
- Ucuz kredi imkânı tanınıp, çektiği kredisini dolara yatırıp para kazananlar...”
VARLIK TAKASI YAPILDI!
Bir vergi adaletsizliği şüphesiz büyük. Fakat burada sayılanlar sistemin berbat politik açıklarından yararlanan kitle.. On binlercedir ama bizler de daha kurumsal yapılar yerine onları tercih etmiyor muyuz?
Ayrıca iktidarın doğrudan zengin ettiği, büyük servetler aktardığı insanlar değil onlar. Bizlerden!
Ama şu yazdığı çok doğru:
“‘Lokantaları doldurup taşıranlar kimler?’ listesi çok uzar, gider. Hiçbir dönem olmadığı yaygınlıkta bir varlık devri gerçekleştirildi. Sabit gelirli kesim sürekli fakirleştirilirken, çalışıp, didinip, yaşlılığında kullanmak üzere ayırdıkları birikimleri farklı kesimlere aktarıldı. Bana göre devrim denilebilecek bir durum ortaya çıktı da sistemin açıklarından dolayı çarpık bir varlık takası gerçekleşti.”
***
Saray mensupları ellerini kaşların üzerine tutuyor, güneşin etkisinden korunup daha uzağı görmek için: Nerede yahu bu yoksullaşanlar, nerede kriz diye soruyor.
Hepsi ufkunuzun ötesinde kaldı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder