Besle kargayı oysun gözünü: AKP-FETÖ ilişkisi
Bu ilişkiyi tutup da insan karga ilişkisine benzetmek ayıp oluyor. İnsan karga arasında böyle bir olay da yok. Uydurmuş birileri. Kargalar zeki yaratıklar, bağımsız kişilikler, çok hoşlar, evin önündeki ağaçta onları seyretmekten bıkmam, balkon onların ziyaretgâhı gibi, saksılar cevizlerini gömme yerleri, camdan göz göze bakışıp dururuz, bizden bir hareket gelmezse, balkonu talan edebilirler... Göz oyan karga da görmedim. Varsa mutlaka bir kötülüğe karşı davranışlarıdır. Gri-siyah kostümleri hepsine büyük bir asılzadelik verir.
Bu yazı böyle sürerse, size uzun uzun karga anlatır dururum.
AKP sadece kendi kucağında değil, devletin, milletin kucağında besledi, büyüttü FETÖ’yü. Ülkeyi, milleti, kurumlarını tabir caizse peşkeş çekti. Yok 2014 öncesi başka sonrası başkaymış, bir sürü lafügüzaf.
AKP lideri ve önde gelenleri, FETÖ’nün ne mal olduğunu, ne kadar bağımsız bir siyasi hareket-iktidarı tek başına ele geçirmeye odaklı adı konmamış bir parti olduğunu bilmiyorlar mıydı?
HEPSİ BİLİYORDU
Ta 2011 Şike Davası’ndan itibaren biliyorlardı. Recep Bey, ta o zaman FETÖ’nün şike operasyonları ile kendini saf dışı bırakmayı hedeflediğini ve RTE’siz bir AKP ile devam etmek, yeni bir AKP ve hükümet inşası niyetini bilmiyor muydu?
Bülent Arınç, Abdullah Gül ve diğerleri bu konuya ne zaman girerler? Girmezler. Arınç ile şike dönemini konuşmak isterim... Çatışmanın Anatomisi kitabımda en önem verdiğim bölümdür. Bavulcu FETÖ’cünün o dönemki yazıları bana kitabı yazdırdı da sizi mi uyarmadı?
Peki FETÖ’nün 7 Şubat 2012 MİT-Hakan Fidan operasyonu? Sözde kanaat yazarlarının daha doğrusu her dönem kullanılmaya hazır aptalların “devlet içindeki Kemalist yapıların işi” olarak yumurtladıkları olay da mı gözlerini açmadı? Hayır açtı. Biliyorlardı FETÖ’nün kendilerine uzandığını...
EVET KORKTULAR
Örgütün 40 yıldır devletin içinde, askerde yuvalanmış “güçlü yapı”sının nereden vuracağını bilmedikleri için korktular. AKP kendisini iktidar ve olaylara egemen sanıyordu, ama yargıdan-polisten tutun istihbarata kadar tüm can alıcı kurumlara, devlete esas egemen FETÖ idi ve AKP ve liderlerini çevrelemişti, kukla gibi elinin altında tutuyor, son darbeyi nasıl vuracağının hesabını yapıyordu.
Sadece bu kadar olsa!
Fetö, medyayı da elinde tutuyordu. Ekranlısı basılısı ile birlikte. Önde gelen medyaya amiral gemilerine vb. adamlarını yerleştiriyordu.
İş dünyasının önemli bir kesimini bile güdüyordu! Mali olarak durmadan büyüyen bir canavar vardı.. Devlet içindeki gücünü bildikleri için medya ve iş dünyası el pençe divan halindeydi.
ORDUDA CİRİT ATIYORLARDI
Bakın, ordu içinde bile pek çok subayın FETÖ’cü olduğu bilinmesine rağmen, ciddi bir soruşturma yapacak gücü bile sıfırdı ordunun. Çünkü RTE-AKP’nin bütünleşik gücüydü FETÖ’cüler.
AKP-FETÖ iktidarı 2007’den itibaren orduya karşı operasyon halindeydi. Ümraniye sahte operasyonlarıyla başlayan süreç, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, casusluk.. onlarca operasyonla FETÖ’cü olmayan tüm askeri hiyerarşik yapı darmadağın ediliyordu, sahte belgelerle büyük bir tasfiye sürüyordu: Reis-Fethullah eliyle, iş ve kader birliğiyle.
Bu süreç, orduya da boyun eğdiriyor, elini kolunu bağlıyordu.
RTE tüm bu gelişmeleri onaylıyor, ama bence korkuyla da izliyordu. Kendisi sonra tasfiye edilecekler arasında bir numaraydı. AKP içindeki diğer öncü zevat, bunu bildikleri için yarı AKP’li-yarı FETÖ’cü pozisyonundaydı.
Bugün gördüğüm, o dönem AKP liderliğinde korkunun ne kadar büyük olduğudur.
İKTİDARI PAYLAŞMA
2013 Aralık’ındaki büyük yolsuzluk rüşvet operasyonu karşısında, adam gönderip FETÖ ile işbirliği arayışları bunun kanıtıdır.
Belki de AKP liderliği tam o sırada iktidarı FETÖ ile paylaşma noktasındaydı. Herhalde, bu paylaşımın bile FETÖ’yü tatmin etmeyeceğini ve sonunda kendilerinin tasfiye olacağını gördükleri içindir ki direnme yolunu seçtiler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder