Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 13 Aralık Pazar, 2020
Cumhurbaşkanının Azerbaycan konuşmasında, Ermenistan ile işbirliği kapılarını açalım barış olsun, açıklamasından belki daha önemli olanı, İran’ı hop kaldırıp hop oturtan okuduğu şiirdi. İki ülke ilişkileri gerildi, İran Büyükelçimizi çağırdı, sert kınama ile açıklama istedi, Dışişleri Bakanı zarifi twit attı, Sarayın adamları dostuz bir şey yok açıklaması yaptı.. İran Meclisi’nden 225 milletvekili "Kendisinden iyi komşuluk, İslam dünyasının birliği, bölgede barış ve istikrarın tesisi beklenen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şaşırtıcı ve beklenmedik ayrılıkçı bir dil kullanmasını şiddetle kınıyoruz" metni yayınlandı...
AKP sözcüsü ve Cumhurbaşkanlığı iletişimi, İran’ı sert sözlerle kınadı, “Cumhurbaşkanımıza saygılı olun” bile dendi. RTE’nin İran’ı zor zamanlarda desteklediğini anımsattı.
Ve derken... dış işleri bakanları görüştü, sonra İran, sosyal medyada Kardeşlik etiketi ile yanlış anlama giderildi, aramızdaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi önemli, dedi.
Bir şeyler (hep) var!
Evet tatlıya bağlandı gibi, ama bir şeyler oldu, çünkü Ankara açısından İran ile ilişkilerde derinden bir şeyler var hep... İranlılar da “Recep Tayyip Erdoğan'ın şaşırtıcı ve beklenmedik ayrılıkçı bir dil” kullanmasını, belleklerine yeni katmadılar. Ankara’nın ABD ile ilişkilerinde kendilerine yönelik bir siyaset hep olabileceğini düşünüyorlar.
Peki, İran’ı kızdıracağı belli olan o “şiir”i Cumhurbaşkanı neden seçti ve okudu?
Aras nehri Erzurum’un oralardan doğar ve coğrafyada ülkelerin sınırlarını çize çize akar gider, başka bir nehirle birleşerek Hazar’da son bulur. Türkiye ile Ermenistan’ı ve hatta Azerbaycan’ı ayırdığı gibi, Azerbaycan ile İran sınırını da belirler. İran, Tebriz, Erdebil gezimizde bu nehrin bir bölümünü hayran hayran seyretmiştik.
Erdoğan'ın okuduğu şiirde şu mısralar var: "Aras'ı ayırdılar, Kum ile doldurdular; Ben senden ayrılmazdım; Zor ile ayırdılar; Ay Lâçin, can Lâçin; Men sene kurban Lâçin". İran Azerbaycanı’nın (Azeri Türklerin yaşadığı), bugünkü Azerbaycan’dan Aras nehri sınır alınarak “koparıldığının acısını” anlatıyor. Dağlık Karabağ’ın kurtarılması “askeri töreninde” bu şiirin okunması sıradan değildir ve ucu İran’a dokunacağı açık ve nettir. İran’da bir kısım Azerinin Azerbaycan ile birleşmek istedikleri de bilinir. Üstelik Erdoğan’ın okuduğu mısraların, sahibi olduğu ileri sürülen Vahapzade’nin “Topraktan Pay Olmaz” şiirinde olmadığı da, malumatfurus.org sitesinde de ayrıntılı olarak incelenmiş. Şiir, anonim ve bir mani.
Mesaj kimlere?
Yani İran’ın sinir uçlarına dokunacak mısralar seçilmiş, bu mısraların Ermenistan ile ilgisi bulunmuyor! Saray sözcülerinin açıklamaları sadece iki ülke arasındaki gerilimi “tamirat” amacını taşıyor. Ama İran şüphesiz mesajını almıştır.
Acaba sadece İran mı mesajı aldı?
Mesela ABD’de Başkanlık koltuğuna oturmasına bir ay kadar kala, Başkan Biden’a ve Pentagon’a da yönelik bir mesaj içeriyor olabilir mi? Amerikalılar şüphesiz ki, şiir ile iki ülke arasında yaratılan gerilimi ve bunun kendileri için ne anlam içerdiğine ilişkin mesajı almış olabilirler. Kimse aptal değil.
Saray’dan belki doğrudan değil, ama içinden çevresinden ve medyadaki sözcülerinden İran’a karşı, yeri geldiğinde açıklamalar kötülemeler sık olur.
Sürekli İran’ı iğnelemeler
Mesela Azerbaycan- Ermenistan savaşı esnasında, Saray’a yakın medya sözcüleri İran’ın Ermenistan’dan yana tavır aldıkları biçiminde paylaşımlarda bulundular ekranlarda. Yandaş medyada neler yer aldı, doğrusu bilmiyorum.
İran’ın önemli generallerinden Kasım Süleymani’nin öldürülmesi sabahında, Habertürk’te bir sabah programında beraber olduğumuz yandaş, whatsupp grubundan gelen mesajları inceleyerek, Süleymani’nin nasıl bir cani ve kasap olduğunu anlatmaya başladı
Suriye’de de Ankara’nın İran’ın Şam’ı desteklemesinden yoğun rahatsız olduğu biliniyor.
İran’a karşı Amerikan yaptırımlarının gündemde olduğu, ABD’nin sürekli İran’ı hedef aldığı bir dönemde, Ankara’nın torbasında, şüphesiz çeşitli olasılıklar var ve bunlar arasında İran’ı rahatsız edecekler de olabilir.
Ankara. Duruma göre hareket edecektir. İran’la şüphesiz dostluk Türkiye için hayati önemdedir. Ama unutmayalım, bu iktidar Şam- Esat ile balayı yaşıyordu, derin dostluk kurmuştu ama bugüne bakın!
Umarım korktuğum gelişmeler yaşamayız ve ben hayal görüyorumdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder