İktidarın polis güçleri, Boğaziçi
Üniversitesi’ne seçilmiş değil de istediği kişiyi rektör atamasını protesto
eden öğrencileri sopadan geçirdi. Geçen hafta üniversite akademik kadrosu
cübbeleriyle toplanarak bir bildiri ile duruma karşı çıkmışlardı.
Rektör kötü bir insan değilmiş.. Mesele atanan
kişinin iyi-kötü olması, “yine de çok
şükür, iyi bir bilimcinin atanması” değil. Rektörün niteliğine bakarak, neyse bari’li bir yaklaşımla öpüp başa koyma yoluna gidilirse yanlış
olur. Fotoğrafın bütünü önemli.
Gülay
Barbarosoğlu
4 ay kadar önce, geçerli yasal / hukuksal süreç gereğince üniversitenin kahır
çoğunluğunca (yüzde 86) rektör olarak beğenildi. O sıralarda sanırım 9
üniversitede “rektör seçimleri” yapıldı.
YÖK- Cumhurbaşkanı, seçimlere katılmış 6
adaydan 3’e indirilen kısa listeden bir isim seçerek atamayı yapmakla
sorumluydular. YÖK, bu görevini yerine getirdi. Cumhurbaşkanı 12 Ağustosta diğer
üniversitelere rektör atarken, Boğaziçi Üniversitesi’ne gereken atamayı yapmadı.
Yasal
görevden kaçıyor
Bu, kendisine tevdi edilen yasal bir
görevi yerine getirmemekti. Artık hukukçular ne der bilemem ama yetkiyi kötüye
kullanmaktır. Yasayı işletmemek, askıya almaktır.
Anayasa’yı “bekleme odasına” almanın,
yasaları istediği gibi kullanmanın başka bir örneği sayılabilir.
Durum anlaşıldı: Cumhurbaşkanı son Kanun
Hükmündeki Kararname (KHK) ile Rektör seçimini ortadan kaldırdı. Atamaları
tamamen kenisinin yapacağını hükme bağladı. Demek rektörlük seçimlerini berhava
etmeyi planlamaktaydı.
Ama durun, neden Boğaziçi Üniversitesi’ni
bekletti?
ODTÜ’de
de geleneği bozmuştu
Bunun nedenini anlamak için bir adım
geriye gidelim. Cumhurbaşkanı, ODTÜ’ye de en çok oy alan rektör adayını
atamadı. İkinci sıradaki adayı atadı. Nevzat
Özgüven 270 oy ile birinci olmuş, atanan rektör ise 117 oy almıştı.
Şimdiye kadar bildiğim kadar bu
üniversiteye hep liste başları rektör olarak atanırdı. Cumhurbaşkanı bu
“geleneği” yırttı, ben istediğimi atarım
mesajı veriyordu. ODTÜ ile hiç bir zaman yıldızı barışmamıştı. ODTÜ’nün
özerkliğini ve “devrimciliğini” sevmiyordu.
Nasıl olur da devletten para ve maaş alan
bir üniversite kendisine karşı protestolar yapar, özerklik ayaklarına yatardı!
İkinci sıradan atama, “ODTÜ’de patron
benim” mesajıydı.
Peki
Boğaziçi?
Bu iki üniversite hem kaliteleri hem
konumları, öğretim üyeleri ve geliştirdikleri adeta özerk yapıları nedeniyle
diğer devlet üniversitelerinden ayrışıyordu.
RTE, sorun olarak gördüğü bu “atama
yapısını” kökten çözdü. İsterse taa dışarıdan bir kişiyi rektör atayabilirdi.
Bunu doğal ve normal yollarla yapamazdı. KHK ile “Başkanlık Anayasası”nı
konuşturdu. Ülkeyi nasıl yönetmek istediğine ilişkin net mesaj verdi.
Üstelik OHAL’ın ilan edilmesi gerekçeleri
ile hiç ilişkisi olmayan bir KHK çıkartarak! Ne gam! Zaten ortada anayasa mı
vardı da, KHK’nın anayasaya uygunluğu tartışılıyordu! Anayasa bizzat
Cumhurbaşkanının kendisiydi!
Bütün
bunar yarının örnekleri
Zaten Anayasa Mahkemesi de, ortalıkta herhalde anayasa falan kalmadığı
için olsa gerek, KHK’lar beni ilgilendirmez
deyip çıkmıştı işin içinden.. Bu konuyu sonra yazacağım.
Rektör seçimlerini ortadan kaldırması,
her alanda tek adam, tek seçici, tabi kılınacak tek liderliğinin ve bundan
sonra ülkeyi nasıl yöneteceğinin, nasıl bir Başkanlık Sistemi dayatacağının bir
örneğidir.
İki güzide üniversiteye “gerekli
derslerini” veriyor. Boğaziçi’ne, 40 kadar (az) oy alan ikinci sıra adayı atamayı
belli ki kendine yedirememiş, onu da yok sayarak, adaylığını koymayan bir
akademisyeni atamıştı.
Özerklik
mi, o da ne?
Cumhurbaşkanı özerklik falan tanımıyor.
Üniversitelerde özerk yapıya karşı. Böyle bir şey olamaz. Partisinde,
hükümetinde, devletin tüm birimlerinde ve devletin elininiz ayağının olduğu
diğer kurumlarda özerk yapı ve kişilere büyük (siyasi ve kişisel) alerjik bir
yapısı olduğunu kaç yıldır bildiğimiz Cumhurbaşkanı, bu durumun üniversitelerin
niteliğini, üretimini, nasıl etkileyeceğini önemseyeceğini düşünmeyin.
Yani mesele atanan rektörlüğün iyi mi
kötü mü olması değil.
Nasıl bir sistem ile yönetileceğimiz.
14 Kasım 2016 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder