Önce şu metni okuyun:
Erdal’a
1948;
Bütün
kuvvetimizi ve tesellimizi senin ilim adamı olarak yetişmene hasretmeye
uğraşıyoruz. Var ol evladım, sıhhatin ile, neşe ile memlekete faydalı bir ilim
alanı yetişmeye çalış. İyi bir akademik tahsile ne kadar ehemmiyet verdiğimi
bilirsin. Hepimiz öğrenme, hem de akademik ilim düşkünüyüz. Bunun zevki ve
şerefi aile içinde sana nasip olacak. Hepimiz seninle ayrıca iftihar duyacağız.
Seçkin bir ilim adamı yetiştirmek bir aile için ne mutlu. Hep iyiyiz.
Gözlerinden öperiz.
İsmet
İnönü
***
Özden Toker, İnönü'nün oğlu Erdal İnönü'ye mektubunu okurken |
Yer Pembe Köşk. Özden Toker, tarihi büyük
toplantıların müze evin şimdiki sahibesi, İnönü Ailesi, Aziz Sancar onurunu
verdiği yemekte, önceden arşivden çıkarıp hazırladığı bu etkileyici mektubu
okuyor.
Tabii, mektup Erdal İnönü’ye yazılıyor. İnönü
ABD’de doktora yapıyor.
İsmet İnönü oğlunu teşvik ediyor. “Akademik ilim düşkünüyüz” diyor,
bunun ne büyük şeref olduğunun altını çiziyor, “memlekete faydalı”
ifadesini kullanıyor. Seçkin bir bilim insanına sahip olmanın aile için mutluluk
kaynağı olduğunu yazıyor..
Nerede böyle bir devlet adamı kaldı günümüzde?
Oğullarını zengin etmeye yönelik faaliyetleri
ilk sırada yer alan bir iktidar yapısından bahsediyoruz. Bunlardan biri “ne yani oğlum ekmek parasını kazanmasın mı”
diye de savunma yapmıştı.
Sancar ve
İnönü
Aziz Sancar, toplantıda kısa ve öz konuşmasında,
Cumhuriyet’in bilime verdiği önemi vurguladı ve Nobel Ödülü’nü Atatürk’e Cumhuriyet
yönetimine ve kurduğu eğitim sistemine borçlu olduğunu, bu okullarda mükemmel
öğretmenleri sayesinde çok iyi eğitim aldığını söyledi. Ayrıca İsmet İnönü’yü de andı. Einstein’in
İnönü’ye yazdığı mektubu, Atatürk’ün Üniversite Reformu’nu ve Alman bilim adamlarını
ülkeye davetini anımsattı. “Benim de çok yi Alman hocalarım oldu Üniversitede”
dedi.
Özden İnönü Toker, Sancar’ın bu konuşmasının
ardından İnönü’nün Erdal Bey’e yazdığı mektubunu çıkardı ve okudu!
Aziz Sancar’ın anlattığı ile İnönü’nün mektubu
ne kadar örtüşüyor ve birbirini destekliyordu!
Not: İnönü, oğluna 400
kadar mektup yazdı!
Yanında oturmakta olduğum için Özden
Hanımefendi’nin okuduğu mektubun fotoğrafını çekebildim. Sancar da cesaretle
izin alarak o da fotoğrafını çektirdi mektubun.
Cumhuriyet
bilim temelinde inşa edildi
Şimdi mektubu yeniden okuyun lütfen.
İsmet İnönü’nün bilim verdiği önem, Cumhuriyetin
bilime bakışıdır.
Kurtarıcı ve Kurucu’ların Cumhuriyeti, bilim,
bilimsel bilgi temelinde nasıl da inşa ettiklerinin belgesidir.
Öyle ki, “memlekete faydalı” olması için oğlunu
bilim insanı olmaya özendiriyor İnönü.
Erdal İnönü de gerçekten ABD’de CalTech'te bilim
doktorasını yaptı. 1963 yılında Nobel Fizik ödülü
kazanan, ünlü fizikçi Eugene Wigner, doktora sonrası çalışmasının hocasıydı. O süreçte Princeton'da Institute of Advance Studies" bilim kurumunda, Grup Teorisi’nde yeni olan Wigner-İnönü Büzüşmeleri diye
bilinen buluşunu yaptı ve bilim kitaplarına girdi.
Aziz Sancar tabii ki bu kurucu devlet
adamlarının açtığı yolda ilerleyerek Nobel’e uzandı, bunu da ülkesiyle iftihar
ederek söylüyor.
Ata’nın o
müthiş sorusu
Ata’nın şu sorusu da bilim cumhuriyeti isteğinin
kanıtıdır: “Türkiye’de ilim adamları arasında ecnebi müellifler tarafından
site edilen kaç kişi ve kaç eser vardır?” Yıl, 1931, Atatürk, Darülfünun’u (son) ziyaretinde bu soruyu soruyor. Bu anektod,
Dr. Muhlis Etem’in, Kadro Aylık Fikir Mecmuası, 1933 tarihli sayısında,
“Bizde kürsü iktisatçıları ve iktisat ilmi” yazısında geçiyor. Bu
derginin tıpkı basımı yapıldı. Tam cümle şöyle:
“Cumhuriyet hükümeti
adamları başta Büyük Gazi olmak üzere Türkiye’de ilim hareketini takip
ediyordu. Mülga (ilga edilmiş, kapatılmış) İstanbul Darülfünunu iki sene evvel
ziyaretleri esnasında müderrislere en can alıcı suali sordular: Türkiyede
ilim adamları arasında ecnebi müellifler tarafından site edilen kaç kişi ve kaç
eser vardır?”
İşte Sancar bu bakışın
ürünüdür.
Keriman Halis ve Nutuk’tan
Dahası var: Mustafa Kemal 1932’de ilk Dünya
güzeli seçilen Keriman Halis’e
gönderdiği mesajda şöyle der: “Övünç duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni
tarzda muhafaza ediniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey ... yüksek kültürde ve yüksek
fazilette dünya birinciliğini tutmaktır”.
Ve NUTUK’u
şu sözlerle sonlandırır:
“Efendiler bu beyanatımla milli hayatı son
bulmuş farzedilen büyük bir milletin istiklali nasıl kazandığını ve bilim ve
tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve modern bir devleti nasıl kurduğunu
ifadeye çalıştım.”
Sağol Aziz Sancar..
22 Mayıs 2016 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder