İlginç bir hamleydi RTE’ninki. Doğrudan, acımasız, vefasız,
stratejik ve kesin! Bir yalnızlaştırma ve had bildirme ayrıca.
Parti yönetimi, Davutoğlu’nun il ve ilçe yönetimlerine atama
yetkisini kaldırdı. Davutoğlu kim? Parti lideri.
Bu karar ne zaman alındı?
Davutoğlu ile RTE arasında artık gerilimin son aşamasında ve
RTE Anayasasının Meclis’e indirilmesine az kala.
Son gerilimleri bir bakalım. Hemen akla gelenler:
Akademisyenler için tutuklu-tutuksuz yargılama. Gazeteci tutuklamaları.. Tabii
ve şüphesiz ki RTE Anayasası..
Dedi mi
demedi mi? Önemli değil
“Tam Başkanlığa evet demem kendimi inkar olur” sözü bardağı
taşırdı. Davutoğlu böyle demedim dedi. Okuduğumda bunu yadırgamamıştım,
biliyordum ki Davutoğlu Başkanlık anayasasına sonunda evet demek zorunda kaldı
ama yine de kuvvetler ayrılığına vurgu yapmayı da ihmal etmiyordu. RTE ise
“kuvvetlerin birliğini, uyumunu” vurguluyordu. RTE boşuna iki başlılık olmaz
deyip durmadı son zamanlarda sık sık. Bunun bir kısmı Davutoğlu’naydı.
Davutoğlu yukarıdaki sözü dedi mi demedi mi? Lütfen duyan
açıklasın. Ayrıca önemli değil. Davutoğlu’nun “Tam Başkanlığa evet demem
kendimi inkar olur” sözü doğrudur, buna inanıyordu ve RTE de bunu biliyordu.
Peki Davutoğlu’nun atama yetkisini neden elinden aldılar ve
onu Başkanlıkta yalnızlaştırdılar? Sıralayalım:
Partideki
gücünü sıfırladı
1) Davutoğlu parti içinde gücünü gün geçtikçe arttırıyordu.
Zaman kazanıyordu. Yeni anayasa için “biraz demlemeye bırakacağız” sözleri de,
aslında acelesi olan RTE’ye karşı, zaman kazanma politikasıydı. Birinin son
dereceacelesi var, diğerinin hiç yok! Parti üzerinde hakimiyet çok önemli.
Parti yönetimine verilen talimatla, Parti örgütünden epey dışlanmış oldu
Davutoğlu. Düşünün, örgütün il ve ilçe yönetimlerinden hiç birinin
Davutoğlu’dan bir korkusu, endişesi vb kalmadı. Kendilerinin nereye bağlı
olduğunu net öğrendiler: Saray’a.. Bence otoritesi sıfırlandı Davutoğlu’nun
parti teşkilatında..
2) Saray Davutoğlu’nun kendi politikalarını yerleştirme,
kabul ettirme ve güçlü bir siyasi otorite inşa etme sürecini de kesti, Saray’ın
yanında ikinci bir baş asla inşa edilemez! Mesela RTE’nin, Vize meselesini biz
zaten ekim kasımda halletmiytik üç beş ay öne almanın ve bunu başarmış gibi
göstermenin ne anlamı var, benzeri sözleri bile, Davutoğlu’nun politik güçlü
lider inşa ediyor endişesini dile getiriyordu. Haziran’da kalkarsa Vize, bu
Başbakanın başarısı olacaktı, her şeye hakim Saray’ın değil!
İkinci
bir politika olmaaaaz
3) Böylece Davutoğlu’na tek yol gösterildi: RTE’nin tüm politikalarını kabul et, onun
emir ve talimatları doğrultusunda çalış. Ya da orada öyle
yetkisizleştirilirsin. Bu tabii sadece Davutoğlu’na değil, benzeri muhtemel
örneklere de mesajdı.
4) Saray’ın yıllardır beraber politika yürüttüğü adamdı
Başbakan. Suriye batağını bile birlikte inşa etmiş ve Başbakanın teorik
yazıları stratejik bataklığa sürüklemişti her ikisini de. Bu Saray’ın
Davutoğlu’nu silme politikasıdır aynı zamanda.
5) Saray şunu gösterdi: benim dostum yoktur. Bana karşı
politika ve liderlik falan inşa etmeye kalkışacakların hepsini silerim. RTE’nin
“meşveret ettiği”, yani bilgi, duyum, düşünce, taktik, yani kişisel durumunu
güçlendirecek herşeyi kendisine sunan ekibi var. Bu ekibi kurar, dağıtır, alır,
çıkartır... Oradakilerin hepsi liderine bağlıdır. Zaten yalpalarsa kendini
dışarıda bulur.
Ne olur
bundan sonra
Özal- Akbulut örneği hiç işlememişti. Özal, başbakanlığı da
yönetirim Cumhurbaşkanlığı koltuğundan diye düşünmüştü, ama partisi içinde,
RTE’ninki gibi büyük ve amansız bir otorite asla kuramamıştı. Nitekim Partisi
ondan koptu, Akbulut Özal’a rağmen Başbakanlığını sürdürdü.
Burada Davutoğlu’nun bu şansı az vardı ama bu da
sıfırlandı..
Davutoğlu sürdürür mü, ne kadar sürdürür, kendisi mi
ayrılır, yoksa Saray, nasıl olsa yetkisizleştirdim, diyerek işleri biraz
oluruna bırakır ve zamanı gelince değiştirme yoluna mı gider..
Bilmiyoruz, ama Davutoğlu ile birlikteliği sona ermiş
gözüküyor.
Bütün önceki birlikteliklerini sona erdirdiği gibi..
2 Mayıs Pazartesi / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder