1)
Davutoğlu’nun işi bitirildi:
“Pelikan Dosyası” Davutoğlu’nun Saray’a
karşı suçlarının sayılıp dökülmesiydi ve işinin bitirilmesinin gerekçeleriydi.
Artık makamlarından ayrılması gerektiğinin top ateşleriydi Davutoğlu bilmez mi
bu dosyanın kimlerin onanıyla açıklandığını..
Şu “ilahi raslantıya” bakın kı “Pelikan Dosyası”nın
açıklanmasıyla işinin bitirilmesi eşzamanlı oldu. Davutoğlu dün Saray’ın
tetikçilerine “kişiliksiz, karaktersiz,
korkak, anonim, yüzsüz, sanal şarlatan, müfteri, maskeli tetikçi” diye
saydırırken, bu sözlerin nereye uzanacağını da biliyordu. Bu istifa
konuşmasıydı!
Davutoğlu, iki yıla yakın, Parti Başkanlığına ve
Başbakanlığa atandığı andan itibaren “kendi siyasi” kariyerini inşa ediyordu.
En azından 15 konuda Saray’dan ayrı düşmüştü. En son “inşa” çabası, Vize
konusundaki “başarısı” oldu. Saray’dan da hemen yanıtı geldi: “Zaten 4 ay sonra
vize kalkacaktı, bu neyin başarısı..”
Tabii başkanlık anayasasını “demlemeye bırakma” sözleri de
affedilecek gibi değildi! Saray’ın bir nolu hedefini “demlemeye bırakmak” ha?!
Davutoğlu’nun “tam başkanlığa destek
verirsem, kendimi inkar etmiş olurum” söze doğruydu.. RTE yemedi bunu!
Böylece bir Başbakanlığa atandıktan sonra ilk fırsatta dikkat çektiğim “bunlar çatışacak” içerikli yazılarım da
sonlandı!
Şimdi çift başlılığı
sona erdirecek birisi gelecek. Bu açıdan adı önemli değil. Damat ve B.
Yıldırım dışında bir isim de güçlü olasılık.
2) Kilis’te
ölenler, Rus uçağının bedeli!
Kilis’te insanlarımız IŞİD’in sürekli bombalaması sonucu
ölüyor, onlarca ölü! Bizimkiler karşılık veriyor: Şu kadar IŞİD militanı öldürüldü, Katyuşalar imha edildi, falan
filan.. Bizleri kaç IŞİD’li öldürdüğünüz değil, bizim kaç vatandaşımızın öldüğü
ilgilendiriyor.
İktidar operasyon yapamıyor. Çünkü Rus uçağını düşürdük,
uçaklarımıza birden “yasak bölge” oldu orası. RTE-Davutoğlu’nun Rus uçağını vurma kararının bedelini Kilisliler
ölerek ödüyorlar. Bunu biliyorlar mı? Vali beyi açıklamalarını çöpe atın.
Adamlar öldürüyor, bizimkiler de karşılık veriyor. Ellerinde uçaklarla bir
günde bitirecekler, ama uçakları bağlı!
Üstelik kafalar, beyinler de bağlı!
Şuna bakın: Şehre 5 milyon TL ödenek gösqnderilmiş! Ayrıca
Valilik de tüm kente psikolojik terapi
yapmaya karar vermiş: 50 psikolog
görevlendirilmiş!
Gerçeküstücülüğün
tümüyle yaşandığı bu ülkeye hoş geldiniz! Psikologların yanı sıra hacı hocaları
da görevlendirsinler. Diyanet neredesin! Hepsinin görevi Kilisleri huzur içinde
ölüme hazırlamak olacak: “Kavuşacağın yer Allah ve Peygamberdir.
Cennet seni bekliyor, tüm huriyeriyle birlikte.”
Şunu diyebiliriz: “verin Ruslara bir uçağı, veya özür dileyin,
tazminatı ödeyin, kurtarın Kilis’lileri”.. Değmez mi? Ama yapmazlar,
bunun yerine Kilislilerin ölmesini seyrederler.. Ölümlerin sorumlusu Ankara’dır. Onlarca Kilisli.. Milyarlarca
tazminat davası açsınlar Ankara için.. Yok mu bu işi üstlenecek avukat! Ne
biçim ülke burası!
3) CHP
ve Anayasa’ya aykırılık
CHP Komisyonda evet dedi, üstelik Anayasa’ya aykırı olduğunu
söyleyerek. O zaman bu iktidarı Anayasa’ya aykırılıkla eleştirme hakkını
kaybetti! Net. AKP’nin dümen suyunda, ona yarayacak, kendi politikası olmadığı
için saldırıların altında ezilen bir parti. Mesela 2-3 HDP’linin
doknulmazlığının kaldırılmasının arkasında durarak, Anayasal davranabilirdi!
Sanıyorum CHP’liler Meclis’teki oylamada ne yapacaklarını
biliyorlar. Bu anayasa değişikliğinin Meclis’ten çıkmama olasılığı güçlü. Öyle
umalım.
4)
AKP’nin trolleri ve Akşener!
TV’lerde ve gazetelerinde, MHP içinde ortaya çıkan güçlü bir
iradenin ezmek ve olağanüstü kurultaya gidilerek Bahçeli’nin değiştirilmesini
önlemek için Akşener’in arkasında paralelciler var zırvalığını savunuyorlar
ya, buna gerçekten inanan kimse var mı, bilmiyorum. Yoksa, boş konuşuyorlar ve
komik oluyorlar.
Şunu
sordum: RTE’nin Başkanlığının ardında da Abdullah Öcalan var! Öcalan neden RTE’nin destekliyor. Acaba
Öcalan, Saray’ın paralelcisi mi? Bu mantığa göre evet! Dahası: Artık
Cemaatçilerin Akşener’in ardında olmasının ne bir anlamı var ne de açık
işareti. Ama Öcalan’ın Başkanlığa desteği kayıtlı kuyutlu, gerçek!
Ayrıca, partilerin tepesindeki yıllanmış oligarşik yapılara
karşı olan ben de, Akşener’in çıkışını selamlıyorum. Paralelci miyim?!
Saray propagandistleri gerçeklikten kopmuş durumdalar. Ne
demiştik: Gerçeküstücülük her tarafı sarmış durumda!
---
CUMARTESİ
İKİ BİLGE KONFERENSI
Bahçeşehir
Beşiktaş Yerleşkesi’nde iki bilge insan, Doğan Kuban ve Bozkurt Güvenç’in,
yarın, yani 7 Mayıs Cumartesi günü saat 17.00’de konferansları var, unutmayın.
Bu kez
tartışma-konferans konusu Laiklik! Laiklik sadece devletin din(ler) karşısında
tarafsız olması, devletin ve anayasanın dini hükümlere göre düzenlenmemesi mi?
demokrasi olmadan, insan hak ve özgürlükelir olmadan laiklik olabilir, hayata
geçebilir mi.
Gençleri
de teşvik edin, herkesi bekliyoruz!
NOT 2: Yarın
Cuma, Herkese Bilim Teknoloji günü,
unutmayın
5 Mayıs Perşembe / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder