Ya gelişmeleri değerlendirememek ya da
kasıt.. Evet bir parça da haklılık payını teslim edelim, CHP yönetiminden
kaynaklanan..
Tezgaha konan, bazen ince-ince bazen
kaba-saba dokunan, yaratılmak istenen yeni algı –yani, gerçeğin yerine geçirilmek, öyle olmasını isteyerek kabul
ettirilmek istenen– şu: CHP hiç yeni
bir şey üretemiyor, muhalefet de yapamıyor, ortalıkta sesi soluğu çıkmıyor, ana
muhalefet HDP’nin eline geçti. Artık yeni Türkiye’nin ana muhalefet partisi
HDP!
Buna oynayanlar HDP’nin baraji aşacağını
ve burada bir sorunla karşılaşmayacağını da söylüyor (inşallah!). “HDP ana
muhalafetiyle, AKP’ye karşı esas mücadele verilecek.”
Burada, bazı “sosyalist-solcu- liberal”
kesimden insanların, “kemalist” denince tüyleri diken diken olmasının da rolü
var. Tabii, pek çoğunun artık “HDP’li” olmasının da! Ben kendimi Kemalist olarak hiç nitelendirmedim.
Şüphesiz ki solcu, ama Cumhuriyetçi, çok geniş anlamıyla!
Yenisi eskisiyle, dünyayı cendere içine sokan liberalizmin, siyasi ve ekonomik
olarak, her kurum ve yapıda harabiyeti çok.
Bakıyorsunuz AKP’li, yanaşmış..
Bakıyorsunuz Cemaatçi veya her ikisi birden. Bakıyorsunuz Amerikancı.. Ana
özelliği her şeye maydanoz, ama tahrip edici ve yıkıcı.. Ama hepsinin ortak
düşmanları olabiliyor, mesela CHP veya Cumhuriyet veya her ikisi birden. Yeniye uyum sağla! Değiş, değişmezsen kökten
vururum seni, yıkarım.
Pek çok çevre buna oynuyor. AKP/iktidara
yakın, CHP’nin erimesini istiyor. HDP’ye yakın, hatta bütün gönlüyle HDP’li,
CHP’den önemli bir kitlenin HDP’ye kaymasını istiyor. Bu nedenle, CHP iyice
gözden düşürülmeli... Ki, herkesin beklentisi gerçekleşsin..
HDP
neden politikanın merkezinde?
HDP’e karşı değilim. Yüzde 10 barajını
aşsın ve Meclis’e girsin.. Okurlarım bunu bilir. Peki bu söylemin
geliştirilmesinde CHP’nin değirmene su taşıması yok mu? Olmaz olur mu...
Peki nereden çıkartıyorsunuz ana
muhalefet HDP’dir artık yakıştırmasını? Eee
hep HDP konuşuluyor, merkez söylemde hep o var! CHP’yi tartışıyor muyuz hiç!
Ama neden şu sıralarda HDP’yi
konuşuyoruz? Ana muhalefet partisi konumuna yükseldiği için mi?
Hayır, Parti olarak seçime girme kararı
verdiği için, birden siyasal rejim söyleminin içine oturdu da ondan. Barajı
geçemezse, RTE tek başına Meclis’te RTE Anayasasını onaylatacak bir çoğunluk
sayısı elde edebilir riski tartışılıyor da ondan.. Rejimin, anayasal olarak da RTE Rejimi’ne dönüşme olasılığı gündeme
gelince, tabii mi HDP tartışılacak. HDP’nin tartışılıyor olması, onu ana
muhalefet partisi mi yapar?
***
HDP bir Kürt meselesi odaklı partidir. Bu
gerçeği/olguyu/ temel algıyı değiştirir mi, nasıl değiştirir, böyle bir niyeti
var mı, buna kalkışsa kitlesi bağlantılı olduğu Kürt hareketleri buna izin
verir mi..
Yazmıştım: Türkiye’nin yönetimine
odaklanıp, “Kürt meselesine, Türkiye’nin
kabul edebileceği makul çözümleri birlikte arayacağız” dese, büyük oynasa,
Türkiye partisi olur, barajı haydi haydi aşar. Bu durumda, CHP oturup düşünsün ne yapacağını dersiniz.
Unutmayın:
HDP AKP’nin Çözüm Ortağıdır
Evet bu unutuluyor! Milletin bilmediği,
milletten saklanan, açıklanmasına yasak getirilen görüşmeleri AKP ile sürdüren
ve al-ver ilişkileri içinde olan partidir. Odaklandıkları sorunu çözmek için,
birbirlerine iktidar destekleri sunan parti.. Öcalan (tabii ki Kürt hareketi!),
RTE’nin başkanlığına hiç karşı değildir. Öcalan zaten genel olarak Başkanlık
Sistemi’nin savunucusudur. HDP’nin Başkanlık Sistemi’ne karşı olduğuna ilişkin
cılız seslerinin bir anlamı yok.
Çözüm Süreci’ne ortaklığı, HDP’nin,
bırakın Ana Muhalefet Partisi gibi yakıştırma konumları, ciddi bir Türkiye
Muhalefet Partisi olmasına bile engeldir.
Ama şüphesiz ki HDP’nin seküler,
kadınlara önemli rol veren ve sol politikalar anlayışı, kendisine önemli itibar
kazandırdığını belirtelim. Sol politikalar dedim de, Kürtlere Statüko’nun ötesinde pek bir şey görmüyoruz! Üstelik HDP
tek başına bir parti değil, Kandil-İmralı ile birlikte bir partidir.
Neyse, bu fotoğrafı çekelim. Ama
belirtelim ki, CHP Ana Muhalefet olamadığı zaman, alternatifleri vardır ve
çıkacaktır.
CHP
belediyeleri öğreniyor
Ege’nin yukarıdan başlangıç ilçesi
Küçükkuyu’yu ve Adatepe köyünü gezdik. Vesile, zeytin hasadı kapama şenliği. Cengiz Balkan CHP’li belediye başkanı,
iki dönemdir. Zeytincinin sorunları üzerine konuşmaları, dertleri de dinlemiş olduk..Uzun
zamandır Küçükkuyu’dan geçmemiştim. Yüzü epey değişmiş, altyapı ve kanalizasyon
sorunları çözülmüş. İki günlük gözlemlerim sonucu dedim ki kendime, CHP’li belediyeler hizmet etmeyi, halkla
kaynaşmayı öğrenmişler. Bir de şirin bir kent müzesi açılışını izledik.
Eskiden CHP ayrı, belediyeler ayrı ve
kopuktu. Merkez bırakırdı herkesi kendi haline. Şimdi yerelle ilişkili bir
başkan yardımcı var. Ama daha önemlisi, yerelde politika üretimine geçilmiş.
Mesela Seferihisar Bld.Bşk. Tunç Soylu
da oradaydı. Ve yakın çevre belediye başkanları da.. Sosyal Demokrat
Belediyeler Derneği (SODEM)’i kurmuşlar (2011); büyük bir iletişim, karşılıklı
yardımlaşma/öğrenme, proje alış verişi uygulama vb. Üstelik Avrupa ile ilişkilere
girmişler. Sosyal, siyasal, kültürel ilişkileri geliştiriyorlar ve projelere
fonlardan kaynaklara ulaşıyorlar. 80 üye, 9 milyon nüfusu temsil yeteneğine
ulaşmışlar.
CHP yerelde öğreniyor. Ama geçen yerel
seçimlerde gördüğümüz gibi de, Merkez, yerelde kaybedecek politikalardan da
sıyrılamıyor. Yerel’e selam ve başarılar.
--10 Şubat 2015 Salı - Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder