Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

11 Ağustos 2023 Cuma

Böyle derin hayal kırıklığının ilacı radikal değişimdir

 obursali@cumhuriyet.com.tr

03 Ağustos 2023 Perşembe


Neyse, eninde sonunda doğrudan siyasete girmek zorunda kalıyorsun... Ben de seçim sonuçlarından sonra, doğrudan siyasetten ağırlıklı olarak “daha faydalı” konulara yönelmiştim. Ama yine de o dedi bu dedi gibi bir iki günlük ömrü olan sabun köpükleriyle işim olmayacak.

Fakat CHP’nin (ve liderliğinin) içinde bulunduğu acizlik konusunda önemli gördüğüm bir noktayı gündeme getireyim bugün...

Liderlik, tabii Kılıçdaroğlu ve arkadaşları bardağın dolu tarafını görüyor. Yüzde 48...

Fakat büyük bir CHP tabanı ve oy vermiş CHP’li seçmen ve iktidar değişimi için daha geniş bir kitle, bardağı tamamen boş görüyor.

Seçmen için yüzde 48’lik oran sonuç itibarıyla hiçbir şey ifade etmiyor.

Önemli olan budur...

Eee neye yaradı? Elde var sıfır, yüzde 48’i alkışlayacak kimse yok ortalıkta, liderlikten başka. 

İktidarın değişimine herkes inanmış, tamam oldu bu kez, en büyük tarihi an demişti. CHP liderliği dahil. Ağır toplar milletvekili adayı bile olmamış, kurulacak hükümette bakanlıklar paylaşılmıştı.

20 yıllık iktidarın artık değişeceğine bağlanan büyük umutların söndüğü tarih 14 Mayıs gecesidir. CHP ve İYİ Parti’nin, hatta HDP’nin aldıkları düşük oylar seçimin kaybedildiğini gösteriyordu.

Gerisi hikâye...

YÜZDE 48 BOŞALDI BİLE

Ha, bir de şu da var: Bardağın yüzde 48’lik dolu tarafı hızla boşalıyor. Yüzde 48 değişkendir, eğrilir bükülür, akar gider... Elinizdeki boş bardakla su içmeye kalkışırsanız, hava içersiniz... Bunun nedeni bir yandan umutsuzluk ve hayal kırıklığı ise diğer nedeni de “Millet İttifakı”nı oluşturanlardan pek çoğunun CHP’ye nefret ve kinlerini kusmaları. 10 milletvekili gibi zor inanılan bir sayıyı CHP emekçilerinin sırtından (bu bir emek çalmadır, aynı şekilde Babacan’ın belirsiz partisi de!) Meclis’e sokan Davutoğlu’nun sağ seçmen CHP’ye oy vermez diyerek seçmenin bilincini, kafasını, inancını çimentolaştıran kutuplaştırıcı ayrımcı görüşünü de hesap edin.

CHP liderliğinin 10 yıldır bunca zaman üzerinde tepindiği helalleşme hikâyelerini, sağa açılma politikalarını Sarayburnu’ndan deniz döktü adam. Haklı, tabii ki sağ seçmen tabanı kendilerinin ekmek yiyeceği tarla!

Bundan da bir ders çıkarmalı gelecek için: CHP sağ politikaları değil sosyal demokrat kendi politikalarını inşa etmek zorundadır. Sağdan yiyeceği ekmek yok ama sağa satacağı insanlık ve ülke için çok önemli fikirler, politikalar var. Bunların inşası gerekir.

ANA FİKRİ KAÇIRIYORUM!

Dönelim başlığa: Çevremde siyasetle ilgilenen neredeyse kimse kalmadı. CHP’liler dahil. Ada’da WhatsApp sohbetlerinde arkadaşlar arasında siyaset yok. Şunlar var: Derin umutsuzluk, siyasetten uzaklaşma, büyük hayal kırıklığı, CHP’yi bir daha... Yani aslında siyaset açacak olsan böyle kapatılıyor. Zaten neyi ve nasıl tartışacak insanlar...

Pazartesi günü İklim’in Cumhuriyet’teki röportajında Özgür Özel’in söylediklerine baktım: İşte tabanın, halkın nabzını tutan, onunla iç içe, dinleyen sonuç çıkartan sözler dedim.

Böyle seçmenin nefrete dönüşen derin duygusallığını veya duygusuzluğunu tedavi edecek insanları yeniden ayağa kaldıracak tek ilaç, radikal bir değişimdir.

Radikal değişim CHP bardağını yeniden doldurur.

Bu ilaç tepede kadro değişikliği ile sınırlı değil.

EN ÖNEMLİ EYLEM

CHP’nin “durmadan çalışan bir örgüt mekanizması”na dönüşmesidir. Bunun için somut hedefler düşünülmeli: Yüzde 30 oy hedefi ve mesela ilk üç yıl içinde 3 milyon üye sayısı... CHP bunu hedeflemezse, Davutoğlu vb.’ye sadece koltuk değnekliği yapar. Tek gerçek, yüzde 25 altındaki bir seçmene oyu ile hiçbir şey yapamayacağıdır.

Sonra ilkeler... Millet İttifakı politikası ne kadar doğruysa, CHP içini, yönetimini de bu ittifaka benzetme politikası o kadar yanlıştır. Herkes kendisi olurken CHP niye başkalaşsın? Bu tartışılarak çiğnenemez ilkeler belirlenebilir.

Sonra parti içi demokrasi... Partiyi canlı tutacak temeldir. Demokrasinin nasıl uygulanacağı tartışma dışıdır ve başkan dahil kimseye delege edilememelidir. Kimse de partinin üst kurullarından habersiz, her türlü kararı alıp uygulayacağı yetkilerle donatılmamalıdır...

Bardağı yeniden doldurmak mı istiyorsunuz?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder