21
Kasım 2019 Perşembe / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
“Emeklilikte
yaşa takılanlar” ülkemizin temel sorunları arasına yükseldi. Bir yasa
yapılırken, kanun yapıcılar kazanılan hakları, ortaya çıkabilecek yasal –
anayasal durumları, yanlışlıkları dikkate almak zorundadır, ki dört dörtlük bir
yasa söz konusu olsun.
Ama
bizim emeklilikte yaş takılanlar gibi muazzam bir sorunumuz ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı,
bu sorunu reddediyor.
Daha
doğrusu sorun karşısında iktidar kaynak yok diyor.
Emeklilikte
yaşa takılanlar, bu hesaba göre “kaynak yok”a takılmış durumda.
Bu
konuda yazmıştım geçen gün, emeklilik meselesi geçmişte siyasilerin oy
avcılığının bir alanı oldu.
Bugün
emekli maaşları arasında müthiş farklılıklar orta çıktı. 1000 TL nin altında emek maaşları olduğu gibi
bir kaç emekli maaşı alanlar da söz konusu.
Emeklilikte
yaşa takılanların (EYT) meselesi görmeyen insanların fili tarifine benziyor.
Sorunu çözmesi gereken iktidar 40 milyar liramız yok diyerek abartıyor.
EYT’liler hiç o kadar değil diyor. Konuyu ciddi bir şekilde araştıranlar,
(mesela Prof. Yalçın Karatepe) zaman içine yayılacak maliyetlerin
karşılanabileceğini, ileri sürülen rakamların söz konusu olmadığını belirtiyor.
EYT’liler
arasında halen çalışanlar, devlet memurları var.
Ama
çalışmayanlar, işsizler de var. Bunlar mesela sağlık hizmetlerinden
yararlanabilmek için, prim ödemek zorunda kalıyorlar. Çocukları, aileleri var.
Sorun çözme sanatı
Siyaset
sorun çözme sanatıdır. Sorun çözemeyenler siyaset yapamaz.
İktidarların
en dikkate almaları gereken insandır.
İktidar,
devlet insanlar için vardır.
Tüm
kaynaklar insanlar için vardır.
Yüzbinlerce
insan mağduriyetine “kaynak yok” yaklaşımı asla kabul edilebilir değildir.
Kaynak
şüphesiz ki var, önemli olan kaynakları nasıl ve neye harcadığınız,
harcayacağınızdır.
İstenirse
bu sorun adil bir şekilde çözülebilir.
Mesela
önce tam tablo görülür, tam mağduriyetler ortaya konur.
Kimler,
kaç kişi hangi açılardan mağdur.
Kimler
en zor durumda ve öncelikle onların mağduriyetlerine çözüm aranır, aşama aşama,
kısa vadelere yayılarak sorunun bütünü çözülür. Sistem yerli yerine oturtulur.
Bunlar
yapılırken, aynı zamanda tüm emekliler arasındaki farklılıklar da zaman içinde
giderilir, hepsi bir takvime bağlanır.
Bu konu
muhalefetle bir işbirliği çerçevesinde de ele alınabilir.
İktidarın
17 yıldır böyle bir şey yaptığı görülmemiştir gerçi.
Sosyal “siyasal” yardımlar
3,5
milyon kişiye milyarlarca TL yardım yapıldığı açıklanıyor. Aileler bu yardımlar
sayesinde ayakta kalabiliyor. Yoksulluk sınırı altında yaşayanlar 17 milyona
yakın.
Fakat
bu yardımların nasıl yapıldığı sır değil: İktidarın eliyle ve seçimiyle.. Parti
örgütü belirliyor, iktidara bağlı kaymakamların valilerin aracılığıyla
yapılıyor.
Yani
kurallara bağlanmış ve herkesin her görüşten insanın eşit yararlanacağı bir
durum söz konusu değil. Yani yardıma siyasi kanallardan ulaşabiliyor insanlar.
İktidar
böyle bir fotoğraf yarattı, oy ile muhtaçlık yardımını epey örtüştürdü.
Haksız,
adil olmayan bir durum söz konusu.
CHP’ye düşen iş büyük
CHP
yerelde iktidar oldu. Bu iktidarını yerelde çok iyi, eşitlikti ve dayanışmacı
bir şekilde inşa ettiği ölçüde iktidara yürüyecektir.
Şüphesiz,
devletin ana kaynağı, hazine ve gelirleri kontrol edemediği için,
zenginliklerin, ülke varlıklarının sosyal durumlara göre yeniden dağıtılmasını
gerçekleştiremez.
Ama
belediyelerin olanaklarını yeni bir bakışla seferber edebilir.
İnsanlar,
eşitlikçi, dayanışmacı, belirli kurallara dayalı keyfilikten uzak bir yönetimin
varlığını gördükleri ve bunu hissedebilecekleri sürece sizin yanınızda yer
alacaklardır.
Milletin
temel dertlerine çözümler geliştirmek için kaynak vardır, aranmalıdır,
yaratılmalıdır.
Bu
yerel iktidarlar için olduğu kadar, ama hepsinden çok ülkeyi yönetenlerin temel
sorunudur.
Kaynaklar
insan için vardır, taş toprak için değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder