4 Kasım Pazartesi 2019 /
Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Önce adamı tanıtayım: Özlem
3-4 yıl önce ondan Sürdürülebilirlik üzerine internet üzerinden derslerini
alıyordu. Dışarıdan veya uzaktan eğitim, Diploma falan gerekmiyor, kayıt
oluyorsunuz, düzenli izliyorsunuz, sonra küçük sınavlarla bilgi ölçerek
ilerliyorsunuz.
Colombia Üniversitesi
Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü. Aynı zamandaa bir ağ kurmuş:
Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN).. Küresel Direktörlüğünü de
yapıyor. Daha önce üniversitesinin Earth Institute Başkanlığı'nı yürüttü.
Birleşmiş Milletler Genel Sekteretrliğine danışmanlık da yapıyor.
Adı Prof. Dr. Jeffrey D.
Sachs. Dünkü yazımda Türkiye ve bölgeyi ilgilendiren görüşlerine yer
vrmiştir. Bugün ise “Sözlerden Eyleme:
Sürdürülebilir Kalkınma Nasıl İvme Kazanır” TÜSİAD toplantısında dile
getirdiği, batmakta olan dünyaya lişkin görüşlerine yer vereceğim
özetle.
Evet batmakta olan dünya
dedim. Evet her açıdan ve yönden! O böyle demedi ama bunu dile getirmeye
çalıştı.
Dünyanın bir yönden ve yine
büyük bir kesim için mutlu ve hemen hemen her şeye ulaşılabilir bir yaşam
sunduğunu herkes söylüyor. Bu açıdan, geçmiş yüzyıllar ile kıyaslanmayacak bir
refah var büyük bir kesim için. Buna, TÜSİD Başkanı Kaslovkski de
vurguladı.
Toplumsal
kırılganlık artıyor
Ama bir o derece de, hatta
daha fazlası, refahta, fırsatlarda ve olanaklara sahip olmakta büyük bir
eşitsizlik var.
Bu toplumlar arasında
muazzam bir kırılganlık yaratıyor.
Artık küçük bir dünyayız.
İletiyim, ışık hızıyla yayılıyor ve toplumlar ulan bitenden Orta Doğu ve
ötesinden Batıya, Güneyden Kuzeye Avrupa’ya, öte yandan daha Güneyden ABD’ye
Kuzeye büyük güç, bu kırılganlığın belgeleri.
Ülkelerinde durumu
değiştiremeyen büyük kitlelerin refaha göçü bu.
Bu göçler de refah
ülkerinde tutuculuğu körüklüyor ve iktidarları bu açıdan değiştiriyor. İktidar
mücadelesinde, seçmenlerin eyvah refahımız zora girecek korkusunu, derinden,
temelden ve tarihsel olarak işleyen kişiler partiler ortaya çıkıyor. Popülizm
bu açıdan tehlikeli bir şekilde yayılıyor.
Bu ülkelerde insanlar
sadece göç etmiyor tabii, iktidarlarına karşı büyük kitlesel gösterilere sahne
oluyor ülkeler.
Şili
örneği ve Türkiye
Sachs, Şili’de patlayan
protestoları örnek verdi. Özlem Yüzak da geçen yazısında yayılan
protestoları gündeme getirmişti. Şili’de ekonomi ile birlikte istikrarsızlık da
büyüyor! Şirketlerin kârlarını ençoklaştırma ve sürekli büyüme politikasıyla,
eşitsizliğin ve istikrarsızlığın büyümesi atbaşı gidiyor! Şili OECD ülkeleri
arasında eşitsizliğin tepe yaptığı ülke. Şüphesiz ABD de öyle.
Bu bir..
Ama bunlara ilave olarak: Türkiye
de öyle. Asgari ücretle Cuumhurbaşkanlığı maaşı arasında 40 kat var! İnsanlar
iş bulamıyor, nasıl idare ediyorlar üç kuruşla derseniz, en alt düzeyde!
Türkiye’yi bu ekonomik ve
politik ve savaş gırdapından kurtaracak bir büyük düşünce yok, sadece hamaset,
ırkçılığa varan milliyetçiliğin tehlikeli tonları var. Bunu da “Kurtuluş savaşı
veriyoruz” lafazanlığı ile yutturuyorlar.
Çözüm üretemediği için
iktidar, iktidarını ayakta tutabilmek için bunları pohpohluyor.
Henüz Suriye politikasında
kaybedeceğimiz çok şey var, bekleyin!
İkinci
kırılganlık: Ekoloji!
Ekonomi ekolojiyi
mahvediyor. Doğayı, bütünsel bir canlı olarak yerküreyi kırıp döküyor ekonomi.
Yerküre bir bütün olarak
yaşayan bir canlıdır. Adı da Gaia’dır aslında! Mitolojik anlamını bir kenara
bırakacak olursak, bir kuram olarak “Gaia hipotezi,
kuramı ya da ilkesi, biyosferin ve yerkürenin fiziki bileşenleri
sayılan atmosferin, kriyosferin (buzullar), hidrosferin ve litosferin, karmaşık bir
karşılıklı etkileşim sistemi içinde bir araya gelerek bir bütünlük
oluşturduğunu ileri” sürer (Wikipedia).
Bu sistemin ana elemanlarından biri
bozulunca sistem büyük yara alır. Yaşadığımız budur. Kuzey ve Güney kutupları
eriyor. Okyanuslardaki büyük su döngüsü kesilmelere ve değişimlere uğruyor.
İklim değişiyor. Meteoroloji değişiyor. Tüm bunlar, vimiz, yuvamız Yerküre’yi
ve Yerküredeki hayatı büyük çöküşe sürüklüyor.
Jeffrey Sachs’ın çöken
dünya ile ilgili ne yapılması gerekenlere gelmedik. Henüz.. Adamı tanıttık,
yazı için araçsallaştırdık, ama önerilerine yer bulamadık!
Başlığımız da havada kaldı.
Ama yanıtım var benim!
Artık yarına..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder