Cumhuriyet 29 Kasım Perşembe, 2018, Bilim ve Siyaset
Osman Kavala içeride bir yılı aşkın tutuklu ve neden
tutuklu olduğu konusunda bilgi sahibi değil, çünkü iddianamesi yazılmadı. Daha
önce mesela Büyükada’da “Türkiye’yi bölme plan ve haritalarının tartışıldığı
casuslar” toplantısı gibi, Fransız, Alman gazetecilerin de, Papaz Brunson’ın da
“PKK yanlısı faaliyetleri, casuslukları” iddiaları gibi bir olayla karşı
karşıya olduğumuzdan şüphe mi etmeliyiz..
Yukarıda bahsettiğim kişilerin
hepsi serbest bırakıldı.
Çünkü hepsi Avrupa ve
ABD’ye karşı kullanılmak üzere hazırlanmış davaların “siyasi esirleri”ydi.
Bunlar “MİT- Siyasi
polisin operasyonları”dır. Devletin geçmiş arşivinde belleğinde var olan
yüzlerce uyduruk dava gibi, bu davalar da adaletin önüne konur ve “gereğinin
yapılması” istenir. Gereğini yapacak bir dizi insan da el altında vardır. En
azından, mümkün olduğunca uzun süre onları hapiste tutmak istenir.
Eskiden bu davaların siyasi
sahipleri arka planda kalır ve öne çıkmazlardı. Şimdi ise olayın gizlisi
saklısı kalmadı!
“Onu ideolojik sevmem”
Kavala üzerine, iyi bir bilimcimiz
ile yazıştım. Kavala’nın siyasi – toplumsal tutumunu, düşüncelerini ön plana
alıyordu.. Belli ki siyasi ve ideolojik olarak hiç sevmediği bir insan. Ama Kavala’nın
yasalara aykırı olarak iddianamesiz, yargısız içeride tutulmasını görmüyordu.
Siyasi tutuklamalarda
uygulanan yöntem, insanları terör ile suçla sonra da ona istediğin muameleyi
yap. Gizli bir “dosya” havasını ver, ne yasa ne Anayasa ne insan hakları hiç
bir şey tanıma..
Bazı Cumhuriyet
yöneticileri ve yazarları da “terör suçlaması” ile benzer bir süreç
yaşamışlardı. Gerçi süreç devam ediyor ama iddiaların aslı astarı olduğunu
söyleyecek aklı başında gerçek bir hukuk insanı bulamazsınız. Bugün hepsi
dışarıda.
Osman Kavala’nın siyasi
tercihlerine karşı çıkabilirsiniz, ama hukuk, adalet, adil yargılama vb söz
konusu olduğunda ne yapacaksınız?
Bugün bu iktidarın
yönetimde ülkemizin en büyük sorunu adaletsizliktir, yasaları ve anayasayı
istediği zaman askıya almasıdır. Hukuk devletinden büyük ölçüde uzaklaşmamız,
otokratik bir rejim kurulmasıdır.
Kimin yasal güvenliği var, iktidar dışında
Böyle bir rejim altında
hiç kimsenin yasal güvenliği olamaz. Bugün adalette gelinen nokta, İş İşleri Bakanı
Soylu’nun Kılıçdaroğlu’na “şerefsiz,
alçak, çirkef, düzenbaz, edepsiz, sahtekar” sözlerinin, fikirlerin serbestçe
dile getirilmesi olarak görüldüğü, ama Cumhurbaşkanı ve yönetici ekibine,
bundan 10 kat daha düşük düzeyli eleştirilere ise cezaların verildiği bir
adalet sistemidir.
Şüphesiz bu kadar değil, binlerce insan da haksız
hukuksuz içeridedir.
Üniversitelerden “suç isnadı” bile olmadan
insanlar keyfi atılıyor.. 4-6 bin doktorun neredeyse hiç bir yerde doktorluk
yapamayacağı kararı bile alınmak isteniyor.
Kavala’yı sevmeyebilirsiniz, ama ona tıpkı
iktidar ve yandaş medyasının diliyle, aslı astarı olmayan bir takım iddialarla
saldırırsanız, hele kendisini savunamayacak bir durumdayken, iktidarın
uygulamalarına destek çıkmış olursunuz. O zaman size yapılacak haksızlıklara
karşı söyleyecek sözünüz sıfırdır.
Bilim
insanımıza şöyle yazdım:
İktidarın “barış süreci”nde Kavala ile bir
sorunu yoktu. Soros mu? Soros’un ülkede vakfı aracılığıyla gerçekleştirdiği
projelerine de itirazı yoktu. Dahası bizzat Cumhurbaşkanı Soros ile Davos’da
toplantı yapmış ve Avrupa Birliği üyeliği için büyük desteklerini almıştı.
Eski dostların, güncel siyasetteki değişimler gereği
düşman olunca, üstelik içeri atıldıkları dönemler yaşıyoruz. Gül, iyi sıyırdı!
Ama eski dostlarından çoğu içeride! Mesela Altanlar, Ilıcaklar..
Bir insanın haksız yere
içeride tutulduğu konusunda bir sürü şeyler söyleyeceksiniz, ama hukuki ve dava
konusu olamayacak iddiaları iktidar ile paylaşacak ve "evet haksızlık var, ama bu adam böyle bir
kişi, nesini savunuyorsunuz, bırakın içeride kalsın" demeye
getireceksiniz. Buna sadece ortak olmak denir.
Sizi bilmiyorum ama ben
öncelikle herkese adalet diyorum.. Hele haksızlığa uğramış insanlar içerideyken
saldırmak utanç vericidir. Adalet yoksa, bu ülkede ne demokrasi sen insan
hakları olur. Gün gelir sıra sana gelir.
Şüphesiz bu sözlerimden
darbeciler, terör eylemciler kendilerine pay çıkarmasınlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder