Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

26 Temmuz 2016 Salı

Açılan yeni kapıdan Cumhurbaşkanı, demokrasiye mi fırsatçılığa mı bakıyor?


Hangisini yazsam diye debelenip duruyorum, hadi ön plana Saray’daki görüşmeyi alalım... Görüşme sonuçlarını beklemeden yazıyorum, çünkü yazdıklarım daha geniş bir çerçeveye odaklı.
Cumhurbaşkanı’nın daveti önemli, Kılıçdaroğlu’nun bunu kabul etmesi de. Cumhurbaşkanı’nın, bu davetin önündeki arkasındaki niyetlerini bilemem. Ama yaşadığımız darbe girişiminin ülkede yeni bir siyasal dönemin kapısını araladığını, RTE’nin bu kapıdan dışarı baktığını varsayalım. Mı?
Konuya iyimser ve kötümser bakışlar var. Zaten görüşmeden önce Kılıçdaroğlu eleştirildi. Bir görüşe göre, Cumhurbaşkanı şimdi muhalefeti de yanına- eteklerinin altına alarak Başkanlığa doğru daha emin adımlar atıyor. Bazıları, Taksim’de onaylanan 10 maddelik Manifesto’yı göndermesi yeter, diyor.

Saraya, manifesto desteğiyle çıktı

Burada bir saptama yapalım: Manifesto büyük bir açıklama. Kılıçdaroğlu’nun bunu okuması ve üstelik yüzbinlere onaylatması büyük bir olay.  
Saray’a Manifesto’yu ve yüzbinleri arkasına alarak çıktı.
Aslında bu da yeni  bir “muhalif halk iradesi”nin dile gelmesidir ve muhalefet için de yeni bir durumdur. İktidara, Cumhurbaşkanına karşı yapılan darbe girişimine herkesin karşı çıkması bu yeni durumu yarattı. Çok büyük bir tehlikeye karşı birleşildi.
Belki de başka bir olay bu görüntüyü sağlayamazdı.
Kılıçdaroğlu, muhalefet samimidir. Manifesto’yu bulup okuyun, Türkiye’yi bu çıkmazlardan kurtaracak ve önünü açacak bir bildiri olduğunu görürsünüz.

Temel soru şu

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, RTE, birlik çağrısı, veya milletin darbeye karşı yaptığı ittifakın açtığı yeni kapıdan dışarıya başını uzatması, ne kadar samimidir? RTE  nereye bakıyor?
Gerçekten de RTE için bir şeyler değişmiş midir?
Bugüne kadar izledikleri politikalar sonucu ortaya çıkan kamplaşmış birbirine düşmüş, savaş halinde, nefret dolu, ötekileştirilmişler toplumunun, Fethullahçıların darbe girişimleri için uygun bir zemin yarattığını düşünüyorlar mı?
Ya, Fethullahçı güçleri orduda ve toplumda demokratları, gazetecileri, muhalefeti ezmek için kullanmanın; bu amaçla onlara devlet içinde alabildiğine örgütlenmeleri için “ne istediler de vermedik...”  sözüyle dile getirilen neredeyse tüm araçları “hibe” etmenin sonuçlarından öğrenecekleri bir şey var mı?
Fethullahçılar da “din-iman” sahibidir. Yakın zamana kadar RTE ve arkadaşları da çok emindiler. Öyle ki “onlar da Allaha inanıyorlar, üstelik yetişkin insanlar, her işimizi de görüyorlar” biçimindeki düşünüyorlardı.
“İki imanlı gücün” birleşmesi ile, nasıl toplumu dönüştürdüklerini, karşılarındaki herkesin defterini dürmeyi kolaylaştırdığını yaşıyorlardı!

Ama müttefiklerinin, kendilerinin de defterini düreceklerini, o kadar yazıp çizmemize rağmen göremediler veya buna cesaret edemezler dediler. Veya yeltenirlerse ezer geçeriz diye düşündüler.
Yoksa RTE’nin Fethullah’tan öğrendiği, eğitimi ve toplumu imam hatipleştirerek kendi “altın nesil”ini yetiştirmek mi, TÜRGEV vb kanalıyla?!
Orduyu imam hatipleştirerek bize bağlı bir “İslami ordu” yaratırız düşüncesini de tartıştığınızı biliyoruz.
Öyle mi? Tüm bunların demokratik bir toplum yaratmayacağını, tam tersine bölünmüş bir toplumu daha da derinleştireceğini görecek bir politik vizyondan uzak mısınız hâlâ?
Toplumu, bu milleti, ülkenin bütünlüğünü mü düşünüyorsunuz, yoksa iktidarının ebedileşmesini ve bu anlamda selametini mi?
Böyle bir düşüncenin, böyle bir toplum mühendisliğinin, bugüne kadar olduğu gibi parçalanmışlığa yaradığını görüyor musunuz?

RTE darbeden ne öğrendi

Özetle şunu merak ediyorum: Cumhurbaşkanı yaşadığı darbe girişiminden ne öğrendi?
Araladığı kapıdan, gerçekten yeni bir anlayışa, gün ışığına mı bakıyor?
Yoksa, kuvvetler birliğine dayanan otoriter bir başkanlık sistemini gerçekleştirmek, Türkiye’nin 93 yıllık kuruluşunu yok sayacak ve kendi adıyla “yeni Türkiye”yi kurmak için doğan veya açılan büyük bir fırsat kapısına mı bakıyor?
Bunu önyargısız soruyorum. Ne olacağını merakla..

Ama Kılıçdaroğlu güçlü bir destekle Saray’a çıktı. Muhalefet de nihayet alanlarda sahne aldı.  
26 Temmuz 2016 Salı / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder