Cemaatin RTE’ye karşı bir askeri darbe
düzenleyebileceğini yazdım. Tarih 20
Mart 2012. Bundan bir ay önce de Cemaat yargı yoluyla MİT / Hakan Fidan üzerinden
RTE’ye saldırmıştı. MİT olayından hemen önce de, “Gülen- RTE amansız
kapışacaklar” demiştim. Bütün bu kapışma, Çatışmanın
Anatomisi kitabımda belgelenmişti. Ordu üzerine çok iyi bir bölüm var
kitapta.. O kitabı okuyanlara, Gülen’in bu son askeri saldırısıyla son barutu
atması beklenen bir şeydi…
Hiç alçakgönüllü olmadan, 4 yıl önceki yazıyı
sunuyorum..
***
“Erdoğan’a
Askeri Darbe?
Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde
düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı
kullanır mı? Erdoğan’a karşı MİT Darbe Girişimi’ni, bu kez Askeri Darbe
Girişimi izler mi, nasıl ve ne zaman izler?
Bu köşe “fantezi” üretir oldu. Cemaat, denetlediği
özel yargılama güçleriyle Erdoğan’a hukukun mızrağını gösterir mi, diye sorduk,
bir ay geçti geçmedi MİT üzerinden Erdoğan’ı silkelediler!
Bu güçler, tıpkı yargı mekanizmasında olduğu gibi,
uzun zamandır orduyu da denetim çabası içindeler..
Kayseri’deki dava ile ilgili belgeleri okuyunca,
birden, Ergenekon ve Balyoz davaları konusundaki tutumları üzerine tanrının
ışıkları düşüverdi!
İşte bu,
dedim!
***
Cemaatin keskin kalemlerinin neden dört tahliye oldu
diye, “dikkat Ergenekoncular güçleniyor” toplu yayınına giriştikleri anlaşıldı!
Sorun sadece Odatv değil, hatta hiç değil.. Odatv, onların yarattıkları sadece
bir korku havasıydı, fosladı!
Cemaatçiler için esas sorun ise Ergenekon ve Balyoz!
Hele hele Balyoz! Bu davada amiralinden generaline,
365 subay yargılanıyor, 249’u tutuklu! Burada tahliyeler çorap söküğü
gibi gelirse, bir de beraatler olursa diye korkuyorlar. Balyoz davasının,
normal bir mahkeme ve yargılamada, iler tutar tarafı sıfır, bir iki kişi ceza
alır mı tali şeylerden, o bile meçhul.. Davadaki hızlanmaya bakılacak olursa,
bu tahliye ve beraat olanaklarını ortadan kaldırmak için, hemen ceza
yağdırılacak bir sürece gidiliyor gibi..
Çünkü, ceza alırsa yargılanan subaylar, ordudan
tasfiye olacaklar. Yerlerine ise yeni ordu güçleri yükselecek. Yani, cemaatin
ordu içindeki stratejisinin ilkesi, suçlu-suçsuz değil, hızlı tasfiye!
Ergenekon ve Balyozda mahkumiyetler, cemaate kendi güçlerini yükseltme
fırsatını doğuruyor.
***
Kayseri’deki davası dedim, o da ne diyeceksiniz..
O dava, Hava
Kuvvetleri Başsavcısı Zeki Üçok
davasıdır. Üçok cemaatçi 3 astsubayın 2009’da “TSK sistemine girerek bazı
belgeleri kopyalayarak birlik dışına çıkartıklarını” saptar ve olayın
soruşturmasını sürdürür.
Dava Avukatı Hüseyin Ersöz şöyle diyor:
“Soruşturma derinleştikçe bu kişilerin bir cemaatle
bağlantılı oldukları tespit edilir. Bu bağlantılarını kabul eden şüpheliller,
ifadeleri alındıktan sonra tutuklanır. Hiçbir kötü muamele görmediklerine
ilişkin Adli Tıp ve GATA Raporları da dahil 39 sağlık raporu bulunmasına
karşın, Başsavcı Zeki Üçok hakkında işkence yaptığı gerekçesiyle Kayseri Ağır
Ceza Mahkemesi'nde dava açılır. İddia o ki, şüpheli ifadeleri
"hipnoz" yöntemiyle alınmıştır! Kayseri Ağır Ceza Mahkemelerinde
talep ettiğimiz tanık dinlenmesi, keşif vs taleplerinin hiçbiri kabul
edilmeksizin, Savcılık esasa ilişkin mütalaasını Mahkemeye sundu. Zeki Üçok bu
soruşturmanın ardından önce Sahte Çürük Çetesi Soruşturması'nda tutuklandı.
Sonrasında 1. Sınıf Hakimliği düşürüldü. Sonra Balyoz Davası'nda da tutuklandı.
Bir başka ifade ile "dokunan yanar" durumu...”
Yani Üçok hakkında, bir dizi uydurma suç oluşturuldu,
Rusya’dan kadın getirip pazarladığı dahil!!!
Dava ile ilgili belgeleri okudum, astsubay
ifadelerini, cemaat ilişkilerini, TSK bilgisayar sistemine nasıl girdiklerini,
nasıl dışarıdan dosya eklediklerini, çıkardıklarını…
Üçok’un savunmasını okudum.. Belgelere, iddialara
baktım… Bir “sahte belge üretim çetesi veya merkezi” sırıtıyordu. Siz de
bakabilirsiniz: http://wp.me/pPwBF-1r9
Tam illegal komünist partilerin gizli hücre
örgütlenmesi taktiğiyle TSK içinde ilerleyenler var..
***
Ergenekon ve Balyoz davasında yargılanan
subayların hepsi süründürülmeli.. Zamana oynuyorlar.. Suçsuzluklarının ileride
ortaya çıkmasının önemi yok, o zamana kadar yükselen güdümlü kadrolar “malı
götürecek..”
***
Peki bu durumun, “Başbakana askeri darbe ile
ne ilgisi var”, diye sorar gibi bazılarınız..
Poliste ve yargıda örgütlenmelerinin, Başbakan ve
hükümetle ne ilgisi varsa, aynı ilgi var!
Erdoğan ve (AKP) ile F. Gülen arasında savaş,
yeraltında yerüstünde sürüyor..
TSK üzerinde denetim ve yönlendirme, cemaatçiler için,
yılbaşı ikramiyesi önemindedir!
En büyük joker, yani!
***
Erdoğan bunun farkında (mı)!?
Hukukun mızrağı.. derken gelecek zamanda ordunun
mızrağı…
Şimdi bir yarış var:
Cemaatçiler hızlı bir mahkumiyet yarışında!..
Bir an önce, hemen!
Erdoğan ve iktidarı ise, özel yetkili mahkemelerle
ilgili yasada bir an önce değişiklik isteğinde..
Bakalım kim kazanacak!”
***
Yazı bu kadar. Başka diyecek söz kaldı mı?
Yarın şu darbe ihbarı neydi, yazacağım.
24 Temmuz 2016 Pazar / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder