Dünkü
yazıda, en geç 2014’de 3 koltuğun boşalacağını (Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık
ve AKP Başkanlığı) yazdık ve özetle dedik ki: Gül de artık Erdoğan gibi 1.Adam oldu. Erdoğan, Köşke çıkar ve yerini
Gül’e bırakırsa, sadece Köşk’ü yönetir. Gül, Erdoğan’ın hükümet ve parti
üzerinde vesayetini zerre kadar istemez. Erdoğan bu nedenle Gül’ü saf dışı
bırakmak isteyecektir. Şike üzerinden erken kopan kıyametin nedeni, boşalan üç
koltuğun nasıl doldurulacağı üzerinedir..
***
“Şike”
yasası parti içinde/Meclis’te Cemaatçilerin etkisini gösterdi. Erdoğan’ın bazı
yakın çalışma arkadaşları, Gül’ün yasayı geri göndermesini alkışladı. Ancak
Erdoğan’ın kesin talimatı üzerine yasa aynen çıktı.
Bu kargaşa neden böyle anidan patlak verdi,
sorusu önemli.
Bu
sorunun yanıtı Erdoğan’ın güç kaybında:
Köşk’e
çıkacak olması, kendisini şimdiden “topal ördek” konumuna indiriyor.
Yani Başbakanlıktan ve Parti Başkanlığından gidecek bir lider! Köşk’e çıkan hiç
bir liderin, “malını mülkünü” (yani
Başbakanlığı ve Parti Başkanlığını) ne kadar bir veya iki “güvenilir
arkadaş”ına emanet etse de, politika sahnesinde işler farklıdır.
Geçmişte
bu sistem hiç yürümedi! Çünkü güvenilir kişilerin üstleneceği görevler
kamusaldır, siyasaldır; “gizli kasa”ya veya şirket hisselerinin
“emanetçiliğine” benzemez!
Gül
ile Erdoğan arasında, Putin-Medvedev
ilişkisinin kurulması zordur. Durum ve ilişkiler farklıdır. Türkiye siyaseti
dinamiktir ve çeşitli güçlerin etkisi altındadır. Ayrıca ABD ve AB vardır!
İkisi birden, ülke yönetiminde “en iyi pozisyonları” elde edemez ve koruyamaz.
Erdoğan’ın
“topal ördek” durumunu, hastalığı da
pekiştirdi! Spiegel’in “ABD Başkan
yardımcısı Biden, hastalığının önem derecesini bizzat anlamak için Erdoğan’ı
evinde ziyaret etti” yorumunu ciddiye alabiliriz.
Orta
Doğu’da kıyametin koparılmaya çalışıldığı şu aylarda, Türkiye’de liderlik
durumu, ABD için birinci derecede önemlidir; durumu ciddiyse, Erdoğan’ın yerine
başka bir lider aranacaktır.
***
Erdoğan’ın,
eğer hastalığı ciddi değilse, Gül’e yolu açması beklenemez! Gül’e “şerefli” başka görevler aranacaktır.
Medyada “Gül’ün başbakanlığa
getirilmeyeceği, ona Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği” önerileceği
söylentilerini, ciddi bulmalıyız (Reha Muhtar’ın yazısı).
Gül’ün
Türkiye’den uzaklaştırılması, Erdoğan için en iyi çözümdür şüphesiz! Ama, belki
de imkansıza yakındır! Erdoğan’ın iki yılı, bu problemi çözmeye çalışmakla
geçebilir.
1) Hastalığı
süreğense, sorun çözülür, Gül’e yol açılır.
2) Değilse,
uzun süreli bir mücadeleye sahne olacaktır zirveler!
3) Arınç
ve başkaları, Başbakanlık ve Parti başkanlığı için düşünülebilir. Tabii,
Erdoğan’la birlikte ve onun yardımıyla.. Çünkü çekirdek kadronun gücü, ancak
Erdoğan’la birlikte varolabilir.
Çünkü
halk, Erdoğan’ı tanıyor. Erdoğan şu
veya bu şekilde ülke yönetiminden çekilirse, AKP’nin gücü yarı yarıya azalır!
Hayranları, Erdoğan Köşk’e çıkarsa, parti ve hükümetteki ikincil ve üçüncül
adamlarıyla birlikte “hükümet işlerine karışmasını” hoş karşılayabilir. Bu
emanetçilik, kötü ve zayıf da olsa, bir dönem daha sürebilir.
***
Ama
siyasi çatışmanın dozu yüksektir ve
çözüm hiç de öyle yağdan kıl çeker gibi olmayacak. Çünkü arada üçüncü bir güç var: Cemaat!
Cemaat
siyasetin göbeğinin de göbeğinde (*). Bu siyasi –dini kurum, bir süredir
Erdoğan’ın bazı bakanlarını hedef aldı. Erdoğan’ın Mısır’a ve İslam dünyasına
“laiklik” önermesine tepki gösterdi! Cemaat, güç topladığı emniyet ve adalet
gibi kurumlarda, AKP ile bazen çatışıyor.
Cemaatin
milletvekilleri de var, bakanları da. Cemaat desteğini öyle anlaşılıyor ki,
Gül’den yana kaydırıyor.
Gül, siyaset sahnesine, yani AKP içine, büyük
bir olasılıkla Cemaat desteğiyle ayak atmaktadır..
İşte Erdoğan’ın, boş koltukler meselesini yağdan kıl çeker gibi çözmesine
engel, bu durumdur. Tehditler ve yeni saflaşmalar dönemindeyiz..
Yarın, Cemaat’in
durumu...
---
(*) Cemaati yükselten, doğrudan
siyaset yapması ve iktidar odağı haline gelmesidir! İktidarın nimetlerinden
menfaat dağıtması, iktidar olanaklarıyla örgütlenmesidir. Cemaati yükselten
siyaset, batmasına da neden olacaktır!
Not: Dünkü yazıda,
ikinci kez kabul edilen Şike yasasını Gül’ün referanduma götürebileceğini yanlışlıkla yazdım. Böyle bir yetkisi
buunmuyor.
--12 Aralık 2011 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder