“Bir
Bakışta” bir ülkenin “ne mal” olduğunu anlayabilmek için tek bir gösterge olabilir mi?
Yani
öyle bir olaya, rakama, göstergeye bakacaksınız ki, bu size ülkenin işleyişi,
durumu, iç ilişkileri hakkında temel bir fikir versin!
Düne
kadar böyle düşünmüyordum.
6
aydır Türkiye’nin 60 kadar alanında uluslararası göstergelerini çıkarmak için
çalıştım. Amaç, buradan nesnel bir Türkiye Göstergeler Haritası çıkarmaktı ve
sorunların düğümlendiği, kilitlendiği yerleri görebilmekti.
Bunların
her birine, tek tek bakarsanız, size bir fikir vermeyebilir. Şüphesiz, bazı
göstergeler, temel sorunların düğümlendiği alanları gösterebilir..
Baktığınızda,
meselâ “işte, bu, Türkiye’nin sorunlarını
çözecek olan halka, eğitimdir; Türkiye eğitimde bu kadar geriyse, herşeyin kötü
olması doğaldır.. Önce eğitim meselesini halletmeli bu ülke!...”
diyebilirsiniz..
Ama,
bu yanıltıcı olabilir de! Ayrıca, eğitimdeki göstergelerin zayıflığı ile,
Türkiye’nin genel durumu arasında içsel ilişkileri kuramayabiliriz.. Veya bu
kolaycı bir anlatım olabilir!
Kimisi,
demokrasi ve demokrasi kültüründe büyük eksikliklere dikkat çekebilir!
Başkaları,
hukuktur hukuktur diye bağırabilir!
Ve
bir dizi başka şey..
Peki,
eğitimin, demokrasinin, hukukun,
sağlığın, okumanın, kadınların
durumunun da üzerinde nasıl bir temel gösterge vardır, ki görünce şıp diye
gerçeği anlayabilelim!?
***
Doğrusu
bu soruya her zaman bir yanıt bulmak zordur. Ben bu soruya şimdi oportünistçe
(fırsatçı) bir yanıt vereceğim.. Deprem!
Deprem,
gelince ve bütün siyasi, toplumsal, bilimsel, teknolojik, mütahitlik, yerel ve
merkezi yönetimlik ilişkilerini nasıl lime lime ettiğini görünce..
Ayrıca
birey olarak ne kadar adam olduğumuzu
da yüzümüze çarpınca...
Diyebiliriz
ki, bir ülkenin temel göstergesi, deprem
ile içine düştüğü durumdur.
Deprem,
herşeyimizi, sakladıklarımızı, gizlediklerimizi, görmek istemediklerimizi, es
geçtiklerimizi bir bir ortaya çıkartıyor.
Bir
turnasol kağıdı gibi..
***
Depremle:
Hırsızlıklarımızı,
vurdumduymazlıklarımızı, yolsuzluklarımızı, sadece güncel çıkarlar peşinde
neredeyse bir hayat boyu nasıl aç gözlülükle koştuğumuzu..
Geleceğimizi
kurmayı düşünmediğimizi..
Kendimizi,
ailemizi, ilişkilerimizi bir hayat boyu düzenlemekten ne kadar uzak olduğumuzu
ve bunların hepsini nasıl günlük çıkarlar için, kasaya bugün ne kadar para girdiye, banka hesabına bugün ne kadar para yatırdıma kurban ettiğimizi
görüyoruz..
Sanmayın
ki salt birey olarak bu böyle...
En
acısı ve en önemlisi, toplumsal düzen olarak bu böyle... Yani siyasal bakış ve
devlet işleyişi, yasaların çıkartılması ve uygulanışı, hukuksal bakış,
yargıçların kararları olarak da bu böyle... Yani, toplumu geleceğe taşıyacak
olan devlet ve siyaset...
Makro
devlet ve siyaset ile mikro insanın bu kadar uyumlu yaşadığı bir ülkede...
Bir Bakışta Türkiye’yi
anlamak için depremle ilişkimiz, iyi, hatta çok çok iyi temel bir gösterge
olabilir!
Bazı
doğru yanıtları bulabilmemiz için, demek ki depremin “eşref saatinin” gelmesi gerekirmiş! Şimdi diğerlerine bakalım:
***
Dünya Demokrasi Endeksi, 89. sıraya
geriledik.
Özgür ülkeler arasında 112.: Melez Rejim,
Yarı Özgür ülke
Basın Özgürlüğü araştırmalarında 116. ve
138.
Yolsuzlukta 10 üzerinden 4,4 kötü puanla
56.
Küresel Barışta 127., kırmızı listedeyiz
İnsani Gelişmişlikte 93.; Uzun Yaşamada
OECD sonuncusu; Emeklilikte geçirebildiğimiz 14,5 yıl ile OECD’de sonuncu
Nüfusta Çalışan Oranı %44,3; OECD’de en
düşük.
Genel Eşitsizlikte 84.; Cinsiyet
Eşitsizliğinde 77. ve OECD’de sonuncu; Eğitimde Eşitsizlikte 102.; Gelirde
Eşitsizlikte 65.; Geçim Zorluğu, 34 OECD ülkesi arasında 32.
Eğitim, Okuma Becerisinde 32. (34 OECD
ülkesi). 9 yılda gelişme sıfır. Eğitim Harcamalarında 33. (34 ülke arasında).
Nüfusun Ortalama Eğitim yılı
6,5, OECD sonuncusu.
Hayat Güleryüzle Bakanlarımız %56,5
(OECD’de sonuncu)
Akıl Sağlığı, %47; OECD’de sonuncu.
Birbirine Güven, %24 OECD’de
sondan ikinci
Topluma Gönüllü Katkı 33.; 34 OECD ülkesi
arasında.
Hoşgörü 34.; OECD sonuncusu (*)
Yani, depremi bütünüyle tamamlayana bir
tablo..
(*)
10
Yıldır AKP, Uluslararası Göstergelerle Türkiye Röntgeni, Cumhuriyet Kitapları
--- 14 Kasım 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder