Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

8 Aralık 2021 Çarşamba

Ekonomi bilimi: TL’yi değersizleştirmek büyük bir çıkmazdır

 Orhan Bursalı

Orhan Bursalıobursali@cumhuriyet.com.trSon Yazısı / Tüm Yazıları

Ekonomi bilimi: TL’yi değersizleştirmek büyük bir çıkmazdır

28 Kasım 2021 Pazar

Bugün size iktidarın izlediği, paranın değersizleştirilmesi, dolayısıyla Türk ihraç mallarınında ucuzlaması sonucu ihracat rekorları kırmak ve ülkeye dolar girdisi sağlamak politikasına değineceğim. Bu konuda yeni bir araştırıma var, bu politikanın sürdürülemezliğini söyleyen. Ayrıntıya girmeden yazıdaki nedenleri özetleyeceğim.

Ekonominin kitabını” yazan iktidardakiler, kendilerine bu TL’yi değersizleştirmeyi kimlerin önerdiği konusunda belki düşünürler. Ben beş aydır aslında Cumhurbaşkanı’nın doları tırmandırma politikasının ihracatta rekor kırmak amacına yönelik olduğunu yazıyorum. Ellerinde tek seçenek bu kaldı. 

TL ucuzladıkça Türk mallarının dışsatımda rekabetçiliği artıyor. “Rekabetçi kur” ihracatı artıran bir olay. Siz tercih ediliyorsunuz benzer mallarda. Bu da içte büyümeyi sağlıyor. Bizim gibi ülkelerde ihraç mallarının ucuz olmasının önemli bir nedeni, her türlü emeğin ucuz olması, bu da dolayısıyla üretim maliyetlerini aşağı çekiyor. Ama bu durum sürdürülebilir değil.

ABD’de MIT’de doktora adaylığı olan Esra Nur Uğurlu, bu konuda ekonomi araştırmalarında ileri sürülen görüşleri ele alan bir çalışma yaptı. (Döviz Kuru Politikalarının Ekonomi Politiği)

DİYOR Kİ TEORİLER.. 

Rekabetçi kur, ihracatı harekete geçirerek ödemeler dengesini düzenler ve ekonominin sermaye akımlarına olan bağımlılığını azaltır.. Rekabetçi kur politikaları istikrarlı bir şekilde uygulandığı takdirde üretimin uluslararası ticarete konu olan sektörlere doğru kayacağı ve ekonomik büyümenin olumlu etkileneceği iddia edilir. Rekabetçi kur politikaları firmaları emek-yoğun üretim metotlarına teşvik ederek istihdam da yaratabilir. 

Fakat aması var!

Geleneksel iktisadi teorilere göre, ithal ara ürünlere bağımlılığın ve borç dolarizasyonunun yaygın olduğu ülkelerde rekabetçi kur ile büyüme arasında ters bir ilişki var. Bu ülkelerde rekabetçi kur politikalarının tercih edilmeyeceği vurgulanır, gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda ithal ara mallara bağımlılığı ve borç dolarizasyonu yaygın görülür. 

Yani Türkiye gibi!

PAHALILIK VE ENFLASYON YARATIR

*Rekabetçi kurun, bazı sektörlere sağladığı avantaj her sektör için geçerli değil.

Rekabetçi kur politikalarının ithal ürünleri yerli ürünlere kıyasla pahalılaştırarak iç talebi yerli ürünlere yönlendirmesi ve bu sayede imalat sektörünün kârlılığını artırması beklenir. Fakat bu avantaj inşaat ve hizmet sektörleri için geçerli değildir. 

Devalüasyonlar gelişmekte olan ülkelerin bankacılık sektörlerinde döviz borçlarının ödenmesini zorlaştırır ve bunun beraberinde ortaya bankacılık krizleri çıkabilir.

Yerel paranın değer kaybetmesi genel fiyat seviyesini artırarak enflasyona yol açar. 

Ayrıca yerel paranın değer kaybetmesi ithal girdi fiyatlarını artırarak üretim maliyetlerini yükseltir. Üreticilerin yükselen maliyetleri fiyatlara yansıtması genel fiyat seviyesinin yükselmesine yol açar; bu etki özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygındır.

Ücretler fiyat artışına paralel olarak artmaz, yerel parada yaşanan reel değer kaybı reel ücretleri azaltır ve milli gelirin işçi sınıfından sermaye sınıfına doğru aktarılmasına sebep olur. Devalüasyonların reel ücretleri eritmesi sıklıkla gözlemlenen bir durumdur.* Rekabetçi kur politikaları işgücünü, ithal edilen ara mallara kıyasla daha ucuz bir üretim faktörü haline getirir. Bu nedenle rekabetçi kur politikalarının firmaların üretim tekniklerini sermaye yoğun üretimden emek yoğun üretime doğru kaydırması ve bu sayede istihdam yaratması beklenir.

ÜLKEYİ BOĞMAYIN

Şüphesiz bu çalışmada çok ayrıntı var ama ben ülkemizin genel durumuna uyan saptamaları aldım. Bunlar tabii ki dolarizasyon, ülkenin üretim için en az yüzde 60 hammadde, ara mallar ithalatına bağımlı olmasıdır.

Bu durum rekabetçi kur politikasının, yani TL’nin değersizleştirilerek ihracatı artırmanın çelişkisini yansıtır. İthal girdilere daha fazla para ödersiniz, içeride üretim maliyetlerini artırırsınız, emeği sürekli ucuza tutmak isterseniz, bu giderek iç pazarı daraltan bir açmaz da yaratır. 

Bir sarmal içinde ekonomiyi ve çalışanları boğacaksınız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder