19 Ocak 2020 Pazar / Bilim ve
Siyaset - Orhan Bursalı
CHP anladığım kadar “iktidar olmaya” hazırlanıyor! Böyle
nitelendirelim CHP içindeki gelişmeleri. Bunun işaretlerinden biri, bir ülke –
devlet yönetim programı hazırlığı. Programlarında başka ne var bilmiyorum, ama
dün CHP Eğitim Çalıştayı düzenledi.
Arkadaki amaç, iktidara gelirsek
nasıl bir eğitim modeli uygulayacağız, idi. Zaten Kılıçdaroğlu’nun son zamanlardaki söylemi de değişti. İktidara
gelince çıkartılacak yasalardan bahsediyor. Bu bağlamda, Öğretmenleri devlet
memuru statüsünden daha bir üst ve ayrıcalıklı düzeye yükseltecek Öğretmen Mesleği Yasası
çıkartacaklarını söyledi.
Yapılacak
çok iş var:
Çalıştay’ın oluşturulan 6 grubunun
konuşma - tartışma başlıklarına bakar mısınız, hemen hepsi çok derin eğitim
meselelerimiz, hepsinin içeriği çağdaş, evrensel ve ülkenin - toplumun
ihtiyaçları doğrultusunda doldurulmalı, bu gerçekleştirilemezse, ülkeden bir
gelecek beklenmemeli... Toplantının sahibi, Eğitimden sorumlu Gnl. Bşk. Yardm.,
Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya:
* Eğitim Hakkı ve Eğitime Erişim
Sorunları;
* Laik ve Bilimsel Eğitim,
* Öğretmen Yetiştirme Politikaları
ve Öğretmen Sorunları
* Yüksek Öğretim Politikaları ve
Sorunları,
* Eğitimde Özelleştirme
Politikaları,
* Teknolojik Eğitimde Yeni
Yaklaşımlar ve Mevcut Sorunlar.
Bu başlıklar altında genel
görüşler ve eğilimler belirlendi ve parti politikası olarak önerildi.
İdeolojiye
peşkeş çekilen eğitim
Eğitim kadar yap boz tahtasına
çevrilen, her bakan zamanında yeni bir modelin denendiği, hiç birine çağdaş
diyemeyeceğimiz, her yıl müfredatın içinin biraz daha bilimsellikten
uzaklaştırılıp dini öğeler, mutlaklıklar, söylemler ve motiflerle donatıldığı,
hele hele bu yıl öğrencilere neredeyse dinsel öykülerden başka seçme bir ders
bırakılmadığı, öğrencilere istekleri dışında, ya şu isimli kılıflı ya bu isim
kılıflı imam hatip okuluna gitmenin dayatıldığı, öğretmenlerin köylerden
uzaklaştırıldığı ve yıllardır taşıma eğitimle okula gitmenin zehir zıkkım
edildiği, veya yine köylük bölgelerde bir dizi sapkın, çocuklarımızın başına,
bedenine ve canına musallat olan tarikat cemaat yurtlarında kılmaya mecbur
edildikleri, büyük kentlerde bile mahallede düz bir okulun bırakılmadığı bir
düzen kurdular.
Felaket, Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde bu iktidara kadar asla yaşanmamış bir “eğitim” düzeni...
Beylerin
çocukları lüks okullarda
Politika şu: Yoksul, parasız, dar
gelirli halkın çocukları imam hatip kılıflı okulların cenderesine kapatılırken,
çocukları tarikat yurtlarına peşkeş çekilirken, iktidar elemanlarının tek bir
çocuğu bu okullarda eğitim görmüyor. Hepsi nitelikli okullarda, liselerde,
üniversitelerde, çoğunlukla yurtdışında...
Ama emekçi çocukları niteliği düşük,
doğru dürüst bilimsel eğitimin verilmediği ve bu okullarda okuyan çocukların
hemen hepsinin PISA sınavlarında en diplerde gezindiği bir sistem.
Kapitalizmin ağa babalığına terfi
etmiş, ihalelerle durmadan milletin hazinesine kendini göbeğinden bağlamış
iktidardaki asalak kapitalist sınıf, kurduğu eğitim sistemiyle kendini
iktidarda tutacak seçmenleri durmadan üretecek bir sistem kurduğunu sanıyor.
Yanılıyor.
Bu düzen
hayata ve emekçiye karşı
Çünkü hayatın gelişme sürecine
karşılar. Kurdukları düzen de karşı.
Milletin emekçilerin yoksulların
isteklerine de karşılar. Bu derin çelişki onları iktidardan uzaklaştıracak.
Türkiye’nin gelişmesi de böyle bir
eğitimi reddediyor.
Bu devran sürmeyecek.
Gördüğüm, muhalefetin, CHP’nin, tüm vatanseverlerin böyle yeni bir
döneme hazırlandığı.
Müfredatın çağdaş ve uygar bir niteliğe içeriğe kavuşturulmasından tutun, tutun, öğretmenlerini ülkenin
toplumun baş tacı etmesine varıncaya kadar kısa sürede çözülmesi gereken bir
eğitim sorunu ile karşı karşı ülke..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder