Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

31 Mart 2018 Cumartesi

FETÖ’cülük hala Orduyu yargılıyor: 28 Şubat davası

29 Mart 2018 Perşembe / Bilim ve Siyaset

Nisan ayında karara bağlanacak bir dava var: 28 Şubat..  1997’de Erbakan’ın Demirel’e istifasını sunmasıyla dağılmış ve Mesut Yılmaz Bülent Ecevit koalisyonu kurulmuştu. Bu hükümet değişikliğini “askeri darbe” olarak nitelendiren iddianame, özellikle de Ordu içinde Batı Çalışma Grubu’nun faaliyetlerine katılanları suçluyor..
Devasa bir örgüt olarak gösterilen “Batı Çalışma Grubu” ise gerçekte, 7-8 kişiden kurulu ve faaliyeti de tamamen Milli Güvenlik Kurulu kararlarına, Ordu’yu tamamen bağlayan Milli Güvenlik Belgesi’ne dayanıyor.

Kumpasların son halkası

Bu dava 2006’da başlayan Ordu’ya kumpas davalarının son halkası olarak FETÖ’cüler tarafından açıldı.. İddianamesi bugün FETÖ’cülüğü kesinleşmiş ve içeride yatan Savcı Mustafa Bilgili ile yardımcısı Kemal Çetin tarafından hazırlandı. Daha önceki kumpas davalarında olduğu gibi, gerçek olmayan, yalan yanlış bir dizi suçlama ile karşı karşıya kalan emekli askerler.
Kumpas davalarının özü, AKP açısından öncelikle ‘askeri vesayeti’ bitirmek ise, FETÖ’cüler açısından da, Cemaatçi olmayan yetenekli kurmay albayları, generalleri uyduruk suçlamalarla tasfiye etmek ve Cemaatçi subayların hızla yükselmelerini sağlamaktı. Aceleleri vardı, çünkü ellerindeki en önemli silah olan Ordu içindeki yapılanmayı darbe amacıyla kullanmaya hazırlanıyorlardı.

Suç: Cemaatçiler ordudan atıldı!

Bilgili tıpkı Balyoz ve Ergenekon vb. savcıları gibi, “İnsanlar hakkında sahte belgeler uyduran, devletin resmi belgelerini bile tahrif etmekten çekinmeyen bir sahtekârdırdiyor, yargılanan Alican Türk, ifadesinde. Sahteliklerini bir bir sıralıyor. Bilirkişi raporları da bu durumu saptıyor. İşin ilginci, iddianame Orduyu cemaatçi subayları ordudan atmakla bile suçluyor.
FETÖ’cü savcıların tutuklanmasıyla, davayı devralan yeni savcılar da, FETÖ’cülerin suçlamalarını tekrarladılar.
6 yıldır süren ve 100’ü aşkın duruşmaya sahne olan davada, dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı, Çevik Bir, Çetin Doğan gibi komutanlar var. O dönemin siyasi liderleri, Mesut Yılmaz, Meral Akşener ve Erbakan’ın Adalet Bakanı Şevket Kazan, hükümetin değişmesinin bir askeri darbe olmadığını söylediler.
Davayı çok yakından izleyen gazeteci Müyesser Yıldız diyor ki: Velev ki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararı yanlıştı. Bunu uygulamaya koyan bir yığın bakan, emniyet müdürü, bürokrat ve vali var..” Tabii davada yoklar.

İktidar neden davanın arkasında

İlginç olan, davanın arkasında iktidarın duruyor görüntüsüdür. Neden diye soruyorum kendime, bulduğum tek gerekçe, iktidarın belki de “askerin sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” anlayışına sahip olması mı? Yoksa intikamın hukuk ve insan hakları tanımayan duygusu mu?
Alican Türk, Cumhurbaşkanına yazdığı mektupta “düzmece bir dava... Savcısından hâkimine, adli müşavirinden bilirkişisine ve hatta polislerine kadar davada görev üstlenmiş neredeyse tüm aktörler FETÖ'cülük suçlamasıyla cezaevinde.. eğer gerçekten bizleri darbecilikle suçlayabilecek deliller bulabilirlerse -yeniden adil ve hukuka uygun bir iddianame” hazırlatın..”
103 sanıklı başlayan davada, İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Harekat Başkanı Çetin Doğan ve yine 60 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.  40 kadar sanık da beraat etti.
Süleyman Demirel bile sağken şöyle demişti: "Şimdi 28 Şubat'a darbe diyorlar. Neresi darbe? Ne edilmiş? Siyasi partiler mi kapatılmış? Milletvekilleri mi tutuklanıp götürülmüş? Bunların hiçbiri yapılmamış. Hükümet görevinin başında."
İktidarın kalemşörleri, 28 Şubat davasının sivil ayağı diye Aydın Doğan’ın da yargılanacağını yazıp çiziyorlardı. Tutuklanma sopasını sallayıp durdular.

Fetöcülük davası gibi

28 Şubat davası tıpkı öncekiler gibi siyasi bir davadır, bu nedenle de hukuki temelleri yoktur, sahtekârlıkla uydurulmuş deliller ileri sürülmüştür.
13 Nisan’daki duruşmada karar verilebilir.
Temel mesele, Balyoz, Ergenekon vb gibi kumpas davalarındaki gibi hukukla ilgisi olmayan kararla mı sonuçlanacak, veya gerçekten hukuk çalışacak ve dava düşürülecek mi..
Deneyimler, arkasında iktidarın gölgesi olan bu tür siyasi davalarda hukukun göz ardı edildiğidir.

Umarım yargı hukukta kalır ve bir tür Fetöcülük davasını çöplüğe gömer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder