“Karargah
Rahatsız” başlığıyla Hürriyet’te yayınlanan ve Genelkurmay’ın isteği
üzerine yazıldığı anlaşılan “haber”, Ordu’nun başında patladı gibi. İktidar ve
tetikçilerinin her fırsatta seri halde Hürriyet’i saldırması yeni bir şey
değil.. Ama yeni olan, okların Genelkurmaya, Hulusi Akar ve arkadaşlarına yöneltilmiş
olması. İktidarın –sarayın mı desem– tetikçi yazar ve konuşmacıları
Hürriyet’i bir kenara bıraktılar Orduyu ateş altına aldılar.
Şuna bakın: İzmir ve İç Anadolu’da Orduda
birliklerde hareket görülüyormuş, bir cunta yapılanması söz konuymuş, iktidara
yönelik bir harekât söz konusuymuş..
Nedeni de şuymuş: Türbanlı subaylara yol
açılması, Ordunun asla kabul edemeyeceği bir şeymiş. Bir subay türbanlı bir
subaydan emir almayı zul sayarmış. Bu amaçla darbe bile yapabilirlermiş..
2.
Kumpas hazırlığı mı
Talimat aldıkları belli. Öyle ki, bir öz tetikçiye
göre, Fetö’nün darbe girişimine katılanların yarısı “Kemalist subaylar”mış.
Şimdi de orduda geri kalan Kemalist subaylar türban nedeniyle darbeye
girişebilirlermiş.
Birden fark ettim ki, Orduya karşı ikinci
bir kumpas devreye sokulmak isteniyor. Ergenekon ve Balyoz
‘Kumpas’larından sonra (ki bu tanımlama iktidara ait) Kumpas-2’den rahatça
bahsedebiliriz.
İktidar ve tetikçileri epey bir süredir
zaten, artık en anlama geldiğini bilmediğim, ama modası geçmiş bir tanımlama
ile “Kemalist”lerin de darbe girişimine de katıldığını ileri sürüyorlardı. Fetö’cü
olmadığı ileri sürdükleri bazı subayların isimlerini de, iddialarına gerekçe
gösteriyorlardı.
Gerçekler
şu:
1- Fetö çetesinin darbe girişimine karşı
olan, iktidarın yanında saf tutan, demokrat ve belki de Atatürkçü subaylar bu
darbeyi önledi. Savaşarak, ölerek... Önceki gün açıklanan çatı iddianame de
bunu kanıtlıyor. Lak lak edip durmayın, yok şöyle oldu yok böyle. Genelkurmaya
giren sivil AKP’li bir grubun Fetö’cülerin ateşi karşısında çil yavrusu gibi
dağıldıklarını seyrediyor millet..
2- Bu gibi durumlarda, ortalıkta sallanan
bazı subayların olması doğal. İstikbal meselesi, “katıl bize ve sen de kazan!”
Bu unsurlara “Kemalist” yaftasını asmak, ancak bu ekibin işi olabilir. Velev ki
aralarında üç beş Kemalist yaftalı subay da olsun. Bu Amerikancı darbeye
katılabilecek bir “kemalist” gösteremezsiniz!
ABD
ile Ordu uyuşmaz
Çünkü, ABD, subayların başına çuval
geçirerek ordunun defterini dürdü, RTE iktidarının tam arkasına geçti ve
arkasından Ergenekon ve Balyoz kumpasları başladı. Bu kumpaslar, ardında
Amerikan ve Batı desteği olmadan devreye sokulamazdı!
Ordu ile ABD arasında kesin uzlaşmazlığın
bir nedeni de ABD’nin PKK’ya verdiği destektir. Ordu, Fetö’ye karşı, üniter
birlikten yana ve tüm bunların arkasında olan ABD’ye de karşıdır.
Bu nedenle palavracı ekip, bu durumu
tahlil bile edemeden millete yutturuyorlar.. Ayrıca Ordu içinde pek çok subayın iktidar ve
hempaların diktacı tavırları karşısında, hepsinden çok demokrat olduklarını da
varsayabiliriz! Bundan mı korkuyorlar?
Kumpas-1’in
ardında da bunlar
Bugün Kumpas-2’yi devreye sokmaları
karşısında, aslında Kumpas-1’inde arkasında bunlar oldukları gerçeğini anımsatıyor.
Ergenekon ve Balyoz, iktidar+Fetö ve ABD’nin ortak kumpaslarıydı. AKP, tam
takım arkalarındaydı.. Şimdiki tetikçileri de!
Şimdi Kumpas-2 devrede. Başarırlar mı bilemem.
Birlikler
harekete geçti palavrası, Ergenekon’u başlatan, Ümraniye bombaları yalanına
ve Balyoz’u başlatan Fatih Camii bombalanacaktı yalanına
denk düşer..
Korku
Kaf dağını aştı!
Akar ve arkadaşlarını zamanında mı,
zamanı gelmeden mi değiştirirler ve pek çok “şüphelendikleri” subayları da saf
dışı bırakırlar bilemem. Savcılığa “cunta yapılanması” iddiasıyla hemen dava
açtırmaları, akla şunu getiriyor: valla tutuklamalara bile girişebilirler!
Eyvah darbe yapacaklar düşüncesi içinde
bulunmak, ancak “asla iktidarı bırakmayacağım..” diye düşünen mutlakiyetçilerin
duygusu olabilir.
Bu korku ile yaşamak zor bir şey.
Rahat olun, bir tehlike yok!
OKUR
NOTU:
“Kurtuluş savaşını yapmış, Atatürk'ü seven halkın nasıl Demokrat
Parti’ye özellikle geçişini anlamaya çalışıyorum. Yaşar Kemal'in BİR ADA
HİKAYESİ’ni okuyup dördüncü kitapta bunun yanıtını yazacak diye dört gözle
beklemiştim. Yazınız ve Fuat Kalyoncu’nun
tespiti çok haklı. Doğan Kuban hocamızın bu konuda neler yazacağını çok merak
ediyorum.”
4 Mart 2017 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
karargah rahatsız haberinden sonra yapılan eleştirileri,ben şahsen referandum atağı olarak görüyorum..
YanıtlaSil