...Üniversite
mi diyeceğiz bunlara?
Önümde bir araştırma, dünyanın yükselen
üniversitelerini konu alıyor ve 100 üniversiteyi sıralıyor. Neye göre? Çok
değerli araştırmaları yayımlayan, itibarı çok yüksek 68 bilim dergisinde
yayımlanan araştırma makalelerini temel alıyor. 8 bin üniversiteyi buna göre
sıralıyor. İlk 100 üniversite bakıyoruz, ilk 10’un 9’u Çin üniversitesi. Sadece
bu kadar değil. 100 üniversite arasında
40 adet Çin’den üniversite var!
Yerel alt
kümede varız
Şaşırdınız mı? Ben şaşırdım!
ABD’den 11, İngiltere’den 9… Rusya, Singapur, Güney
Kore. 3 Hint. Polonya..
Türkiye’yi soracaksınız, biliyorum. Bu listede yok, olsaydı
şaşırırdım!
Bu 100 dışında, bir de bölgesel liste yapmışlar.
Batı Asya- Ortadoğu listesi. Burada Doğu Akdeniz
Üniversitesi (EMU) 10.sırada, ODTÜ 12.sırada ve Cumhuriyet Üniversitesi
24.sırada!
25 üniversitelik
bu alt kümede Türkiye’den 3
üniversite varken, İran 6 üniversite ile ve listenin üstlerinde de yer alarak
listede var. Bizden iyi..
Onlar üniversite
ise biz neyiz?
Derken geçenlerde bir Dicle Üniversitesi patlağı
yaşadık. Neler aktı oradan neler! Cemaatin tepeden tırnağa kıskaca aldığı, liyakatın
sıfır, atamaların ve işe alımların tamamen Cemaatçiliğe göre kararlaştırıldığı
bir ucube yapı.
İtiraflar üst üste! Bir eski rektör yardımcısı,
üniversiteye sadece cemaat ilişkileri ile girilebildiğini söylüyor. Kendisi de
“Kırkıncı Cemaat”tenmiş! Bu nasıl bir iş! Olabilecek bir şey mi?
Bir akademisyenimizden mesaj var: “Dicle Üiversitesinde
çalışan arkadaşlarımız inanılmaz hikayeler anlatıyordu: Görevden FETÖ'cü diye
alınan rektör atadığı her kişinin maaşından 300- 500 himmete diye kesiyordu. Tabii
vermeyecekler olanlar süründüler. Kadroları verilmedi, soruşturmalara uğradılar
vs. Bu devletin istihbarat mercileri bunu görüp duymadı mı 8 yıl boyunca?”
Liyakat yoksa,
üniversite olmaz
Bu sadece Dicle’ye mi özgü?
Cemaatin vakıf üniversitelerinden tutun, Anadolu’da
yeni kurulan pek çok üniversitede, eskilerde de, Cemaat yapılarının epey güçlü
olduğunu biliyoruz!
Akademisyen dostum bir başka mesajda “kendi üniversitem de tam bir tarikat-cemaat
yuvası durumunda..” diyor.
Üniversite sistemi ülkenin temel direğidir. Orada
Cemaatçilik mi oynayacaksınız ve tüm üniversite hayatının köküne kibrit suyu
ekeceksiniz.. Yoksa, iyi işleyen bir liyakat sistemi ile, üreten bir üniversite
olarak mı yaşayacaksınız.
Ne yazık ki, bunun en çok farkına varması gereken ülkeyi
yönetenler, siyasi iktidardır. Heyhat ki, liyakatın L’sini bile gündemine
almayan, “bizim sözümüzü dinlesin de..” düşüncesiyle üniversite
meselesine yaklaşan bir Cumhurbaşkanı ve yönetim var.. Üniversitelere akılcı
bir yönetici atama-liyakat kriteri var mı, yok.
O zaman neyi tartışıyoruz!
Çin neden
atakta?
Üniversitelerimizin kaçı gerçekten üniversite? Kimse
alınmasın, şüphesiz ki çok iyilerimiz ve, gerçekten üstün araştırma yapan
insanlarımız var. Ama Türkiye 80 milyon. Bu nüfusa denk düşen kaliteden uzağız.
Zaten Nature endekslerini inceleyince bunu net
görüyoruz.
* Çin büyük ekonomik açılımını ve egemenilğini, bilim
ve teknoloji ve mükemmel bir üniversite üretim sistemiyle desteklemesinin şart
olduğunu...
* Halkının refah
düzeyini yükseltmek, üsk düzey Bilim ve Teknolojiden geçtiğini...
•
dünyada söz sahipliğinin BT’ye dayalı
ekonomiden geçtiğini...
•
Sömürge ve Batının pazarı olmamanın da yolunu bu olduğunu... biliyor.
Dünyamızdaki temel küresel bilinç budur.
Türkiye bu bilincin dışında seyrediyor. Yazık ki yazık..
***
Güney Kore’nin yşükselişini tartıştık yıllarda
Şimdi de Çin bunu nasıl başardıyı tartışırız,
Gözümün önüne o reklam geldi: Hızla geçen treni mööleyen
dostlarımız..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder