IŞİD dünyada bir ilki gerçekleştirerek, pratikte dünyanın yedi düveline
yayılan, eyaletler sistemi halinde neredeyse tek merkezden yönetilen bir dünya
devleti olarak kabul edebilirsiniz. Bu bir zamanlar birilerinin ütopyası
idiyse, eh artık bu ütopya gerçekleşmiş sayılır!
Afrika'dan tutun Kafkaslara kadar özellikle İslam ülkelerini kapsayan
geniş bir coğrafyada devlet değilse eyalet sistemlerini kurmuş durumdalar.
Libya dahil!
IRAK ve Suriye'de IŞİD'i kim kurdu?
Kim Irak'ı parçaladıysa onlar kurdu.
Suriye'yi kim parçaladıysa onlar kurdu.
Libya'yi kim parçaladıysa onlar kurdu.
İslamla oyun: IŞİD
IŞİD'i kurmak, CİA'nın bir takım yöneticilere para vererek git böyle bir
örgüt kur, müslaman müslümanı kessin, en büyük zulmü, işkenceyi yap, kadınları
köleleştir şeklinde olmuyor.
Ama bunu da aslında Afganistan'da yapmadılar değil! Oradaki
köktendincileri, o zamanki Sovyetler Birliği'nin işgaline karşı örgütlediler.
Sonra Taliban kalktı ABD'yi vurdu. O kadarla kalmadı, ABD'nin “İslamla Oyunu”ndan
El Kaide çıktı. Bu da ABD'yi en yüreğinden, İkiz Kulelerinden vurdu ve
“mutlak güç” sanılan bir dünya hegemonistini yerle bir etti..
IŞİD'i nasıl yarattı?
Coğrafyayı, ülkeleri parçalayarak. İç karışıkları destekleyerek,
devletleri çökerterek.
Şimdi soralım: Ne bekliyordunuz ve sanıyordunuz, yıktığınız vurup
dağıttığınız yerlerden demokrasiler mi çıkacak, gül bahçeleri mi fışkıracaktı?
Davutoğlu'nun İtirafı
IŞİD'i kimler nasıl yarattı sorusuna Başbakan Davuutoğlu'ndan direk
yanıt geldi. Bakın El Cezire Arapça'ya verdiği demeçte şöyle diyor Suriye için:
“Eğer rejim tüm topraklarını kontrol edemiyorsa Türkiye'nin ve bazı diğer
devletlerinin desteği sayesindedir..”
Esad rejiminin kontrol edemediği topraklarda kimler var: Büyük
çoğunluğunda IŞİD! Davutoğlu övünerek ve sevinerek dile getiriyor. Başbakan bu
sözleri, “Suriye'yi neden işgal etmiyorsunuz” diye soran bir Arap
devlet adamına ayrıca “Musul'u özgürleştirmek için bi gidelim dedik, Arap
ligi bizi kınadı, hanginiz arkamızda duracaksınız..” gibi sözler de
söylemiş (Dünkü Hürriyet).
Rejimin ülkesini kontrol edememesi için elinizden gelenı yaptıysanız ve
yapıyorsanız, o halde IŞİD'in arkasındasınız demektir. Tabii biz de dünya da
bunu net biliyoruz zaten. Ama “vallah billah IŞİD'i hiç desteklemedik”
yeminlerinin yanında, böyle itiraflar eninde sonunda sökün ediyor.
Ayrıca siyasetçilerimizin böyle üstten atmaları da yok mu? “Biz
yaparız, istersek gireriz, çakarız da, nerede Arap desteği..” Yani bu
destek olsa Suriye'ye girip meydan savaşı mı vereceksin. Rusya ve İran ile mi
savaşacaksın... Suriye'ye girmek bu demektir. Türkiye'yi bulaştırdığınız
yetmedimi de, kalkıp Ordu'yu sokarız
diyorsunuz. Bu millet, çocuklarını fizanlarda kırmanıza izin vermez...
ABD'nin de yarattığı bataklıktan doğan çocuğu IŞİD nedeniyle bugün
kalkıp sağı solu suçlaması ise bir başka garabettir!
Libya'ya müdahale mi?
Evet biz yanıbaşımızdaki bela ile yatıp kalkarken, ABD ve Avrupalı
müttefiklerini, NATO olarak Libya'yı berhava etmelerinden sonra, biliyorsunuz
burası da IŞİD'in epey denetimine girdi. Hiç Libya'da birbirlerini
boğzazlamalar hakkında bir şey okuyor musunuz? Mesela dün ABD jetlerinin IŞİD'i
bombaladığını? Libya'da batının tandığı bir hükümetin yanısıra, IŞİD dahil
aşiret ve çetelerin birbiriyle ve iktidarla silah ımücadele içinde olduğunu,
orada da 200 bin kişinin Avrupa'ya kaçmak için beklediğini?
En önemlisi belki de, ABD''nin Libya'ya askeri müdahalesinin
tartışıldığını?
Çünkü orası da epey bir IŞİD ülkesine dönüşüyor. Ya batının hükümeti
kazanacak, yoksa Avrupa'nın Batının doğrudan böğründe bu kez, IŞİD hançeri
olacak!
Libya'dan Avrupa'ya biliyorsunuz bir büyük adımla geçersiniz!
***
Tosun Terzioğlu'nu yitirdik. Matematik profesörü, TÜBİTAK Başkanı,
Sabancı Üniversitesi Kurucu Rektörü ve on yıllara yayılan bilim temelinde bir
dostluk ve ilişki.. Çok üzücü, beklenmedik bir durumdu benim için. Başta
matematik dünyamızın ve tüm bilim dünyamızın başı sağolsun.
Düzeltme:
21 Şubat tarihli yazımda Halep diye geçiyor, tabii ki Musul olacak,
benden kaynaklandı bu hata, düzeltir özür dilerim.
25 Şubat 2016 Perşembe / Bilim ve Siyaset -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder