Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

13 Mayıs 2014 Salı

Kuş Cennetini bile satılığa çıkartan iktidar..

 9 Mayıs 2014, CBT Gündem, Sayı 1416


Çiğdem Toker gazetemizde yaynlanan yazısında, TOKİ isimli kent, insan ve doğa buldozerinin şimdi de Datça- Bozburun’u hallaç pamuğu gibi atmak için harekete geçtiğini ve oranın asıl sahibi insanları sahilerden kovalamaya hazırlandığını öğrendik. Tabii oteller, marina, lüks konutlar.. O güzelim Palamutbükü, Mesudiye, Kargı… koyları.. Ardından Marmaris ve Fethiye koyları için de benzer planların hazırlandığı ortaya çıktı..
Bu iktidarın en önemli faaliyeti, doğayı, sahilleri hem katletmek hem yağmalamak ve yağmalatmak.. İnşaat: tek bildiği iş.. Çünkü getirisi bir, bilemedin ikii yıl içinde, muazzam.. Uzun vadeye gerek yok, beklemek yok, al şunu verb u kadarını.. TOKİ de parayı cebine koyuyor; işi, ülkeyi yönetenler de..
Derken, Doğa Derneği’nin haberi düştü bilgisayarımıza: “Barındırdığı canlılar ve yaşam alanları bakımından Akdeniz’in en önemli sulak alanlardan birisi olarak kabul edilen ve bu yüzden uluslararası koruma altında olan Gediz Deltası ve Kuş Cenneti satılığa çıkarıldı.”
Söz Doğa Derneği’nde:
Gediz Deltası tuzlu, tatlı ve acı su ekosistemlerini içeren sulak alan özelliği ve canlı çeşitliliği açısından Akdeniz havzasının en önemli sulak alanlarından birisidir. Deltada tepeli pelikan gibi nesli tehlike altında olan 8 kuş türünün de içerisinde yer aldığı 289 farklı kuş türü bulunur. Flamingolar için Türkiye'deki en büyük ikinci üreme alanı olan Gediz Deltası'nda  endemik türlerle birlikte 300’den fazla bitki türü kaydedilmiştir.
Sahip olduğu bu zengin biyoçeşitlilik nedeni ile Gediz Deltası, Ramsar ve Bern Sözleşmeleri kapsamında uluslararası koruma altına alınmış ve ulusal mevzuata göre  sulak alan ve 1. Derece Doğal Sit Alanı gibi birçok koruma statüsüne sahiptir. Ancak sahip olduğu tüm bu zenginliğe ve hukuki korumalara rağmen Gediz deltasında 18 bin dönüm arazi, 55 bin metrekare tuz azmağı ve 231 bin metrekarelik tarla Özelleştirme İdaresi tarafından satılığa çıkarıldı.
Kentleşme politikaları ve yatırımlar nedeni ile yok olma tehditi ile karşı karşıya olan deltada koruma ve restorasyon çalışmaları yapılması gerekirken gerçekleştirilmeye çalışılan bu satış çok tartışılacak. Zira Gediz Deltası’nda herhangi bir yatırım yapmak mevzuata göre mümkün değildi. Yapılacak satış ile kamuya ait bu alanın özel mükiyete geçişini takiben imara açılmasının ve her türlü yatırımının önünün açılmasının hedeflenildiği düşünülüyor.
Bu kuşkuları güçlendiren önemli bir neden de 4 Nisan tarihinde Sulak Alanlar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik kapsamında Kontrollü Kullanım Bölgesi tanımı ile Gediz Deltası da dahil olmak üzere tüm sulak alanlarda yatırımların önünün açılması. Bir çok kuruluş ve kişi yapılan bu değişikliğe karşı dava açmak için hazırlanıyor.
Konu ile ilgili açıklama yapan Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz  diyor ki:
Doğa Koruma mevzuatının artık neredeyse tümüyle iflas ettiğini görüyoruz. Ramsar Alanı ve 1. Derece Doğal Sit alanında gerçekleşen bu satış deltanın tamamen yatırımlara açılmasının hedeflendiğini gösteriyor. Doğa insanlar da dahil tüm canlıları birbirine bağlayan bir ağ. Gediz yaşamazsa İzmir de yaşamaz. Gediz Deltası’nı ve canlıların yaşam hakkını korumak var iken rant için yok oluşun mazeretlerini yaratanlara, bu yok oluşa sebep olanlara karşı İzmir halkı ile birlikte bilimsel, hukuki ve vicdani tüm demokratik yollarla direneceğiz.”
***
Türkiye, direnmeli…
Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak umuduyla..
  
Fotoğraf: Gediz Deltası, Hakan Çetinkaya



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder