26 Eylül Perşembe 2019 / Bilim ve Siyaset –
Orhan Bursalı
Aşağıdaki grafik yeni bir bakın. Başlığı, G-20 ülkeleri arasında
en çok karbon salınımı dünya liderleri.. Recep Tayyip Erdoğan, 10.sırada. 5.088
ton karbon salınımına yol açtı. Hesaplama, ne kadar uçtuğunuz üzerine kurulmuş.
Biliyorsunuz, uçaklar dünyada karbon salınımında önemli bir rol oynuyor. Bu
liste 2018 uçuş sayısına ve mesafesine göre hazırlanmış. Şüphesiz uçak
büyüklüğü de dikkate alınıyor.
Bizim ülke liderinin önünde 9 lider var neyse ki birinci değiliz,
biz 10.sıradayız diye övünelim mi, yoksa sera gazı salınımında önemli payımızın
olmasına üzülelim mi.. RTE kullandığı uçakların büyüklüğü ve uçuş sıklığı
nedeniyle, listenin dikkat çekici yerine oturmuş durumda.
Sıfır
Karbon binalar mı?!
Bunu gündeme getirmemin
nedeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletlerde İklim Eylemi Zirve’sinde
yaptığı konuşma. Konuşmayı okuduğunuzda genellikle fikir birliği içinde
olursunuz. Mesela şu sözler: “Yeryüzünde insanın istifadesine
sunulmuş her şey bir emanettir, bir sonraki sahibine teslim edinceye kadar
emanetin en iyi şekilde korunması gerek..”
Cumhurbaşkanı kentlerin enerji verimli olarak yeniden
yapılandırılmakta olduğunu da ekliyor. Doğal gazın yaygınlaştırıldığına ve
raylı sistemlerin kurulmakta olduğuna işaret ediyor.
Fakat iktidarı zamanında
kaçırılmış olan fırsatlara tabi ki değinmiyor, sadece gelecek için umut
veriyor:
“İklim duyarlı, enerji verimli şehirler inşa
ederken afet risklerini de azalttık. 2023 itibarıyla yaklaşık 400 bin binada
sıfır atık sistemine geçmiş olacağız. Atıklardan geri kazanım oranını yüzde
13'ten 35'e taşıyacağız."
“Herkes için Sıfır Karbon Binalar
Girişimi başlattık. 2030 yılına kadar yeni binaların, 2050 yılına kadar ise
mevcut binaların sıfır karbon hale getirilmesi amacıyla yol haritaları
hazırladık.”
Kaçırılan fırsatlar
İstanbul’da
evler kentsel dönüşüm çerçevesinde
yıkılıp yapılıyor. İstanbul devasa aptal ve kaba görünüşlü gökdelen sitelerden
geçilmez oldu. Birbir ardına, gökyüzü görülmüyor, adeta birer tavuk kümesini
andıran pencerelerde hiç de iyi yaşamlar kurulmuyor. Kent içinde de eskiler
yıkılıp yenileri yapılıyor.
Bu
kentsel dönüşüm gerçekleştirilirken, yıllardır yazılıp çizilen “yeşil bina” değilse bile, bu konsepte
yakın bir kural konmadı.
Mesela
“ısı kaçağına” karşı kesin ısı yalıtım
kuralları bulunmuyor..
Binalara,
özellikle de büyük gökdelen okyanusuna, “güneş enerjisi”nden yararlanma koşuyu
getirilmedi.
Apartmanlarda
ve gökdelenlerde çöp ayrıştırma yerleri şartı bulunmuyor.
Dahası,
yağmur sularının, atık suların yenden kullanılması için siteler çerçevesinde
sistemlerin temelleri atılabilirdi; bunlar yok.
Değer artışı kamu yararına
Diyeceksiniz
ki “Bunlar yapılsa metre kare maliyetleri çok artar ve ev alacaklar bunları
ödeyemez ve satışlar azalırdı.”
Yeniden
yapılanmaların hemen hepsi, arsa değer artışları ile gerçekleşti. Bu amaçla da,
ev sahiplerinin cebinden para çıkmaması için, binalara yeni yükseklikler
verildi.
Yani
kent rantı, inşaatçılar ile ev – arsa sahipleri arasında paylaştırıldı.
Fakat
bir kamu yararı hiç gözetilmedi.
Kamu
yararı, yeşil bina, ısı kaçağı önlemler, ve yukarda saydığım es geçilen diğer
sistemlerin kurulmasıyla, yasal dayatmayla gerçekleşebilirdi.
Bunun
için mesela bir kat yüksekliği de bu amaçla hesaplanabilirdi.
Üstelik
TOKİ diye bir devlet kurumu yeni
arsaların yaratılmasında ve konut inşatlarında bu kadar söz sahibi iken, tüm
bunlar çok daha kolay yapılabilirdi. TOKİ ülkenin arsalarını inşaatçılara
peşkeş çekmeyi ön plana aldı.
Büyük
fırsat kaçırdı bu iktidar ülkemiz için.
Şimdi
Cumhurbaşkanı 2023’ten itibaren 400 bin
sıfır karbon bina inşa edeceğiz diyor.
Ne
plan ne program ne gelecek gözetildi, tam bir har vurup harman savurma... Tıpkı
iktidarın, itibardan tasarruf olmaz anlayışı çerçevesinde tasarrufa
yanaşmazken, hele hele ülke ekonomik batık içindeyken..
Yazıktır
bu ülkeye ve geleceğe..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder