22 Temmuz
2019 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Gezi direnişi, protestosu denince iktidarın ve
savunucusu medya mensuplarının tüyleri diken diken oluyor ve çöken Gezi
yalanlarının yerine yeni yalanları piyasaya sürüyorlar.
Geçen gün bir tv tartışmasında bir kez bu çok net göründü.
Çöken yalanlar neydi, anımsayalım:
“Kabataş’ta demir zincirli, yarı çıplak, acayip 50 kadar gezici, bebek
arabası süren türbanlı bir kadının üzerine işediler..”
“Cami’de içki içtiler, ayakkabılarıyla içeri girdiler, ortalığı
dağıttılar..”
Bir dizi kendisine medya mensubu diyen yandaş, üzerine işendiği söylenen
uyduruk kadınla röportajlar yayınladı.. tüm bunların görüntülerinin elde
olduğunu, hatta seyrettiklerini ve bunların yakında yayınlanacağını yaydılar.
İktidarın tepelerinden bizzat desteklenen bu yalanların aslı astarı
olmadığı açıklandı.. Cami imamı bile “ben Allaha inanan bir insanım yalan
söyleyemem, Camii de böyle bir şey olmadı, sadece yaralılar tedavi edildi” diye
açıklama yaptı. Ama “İmam’dan daha Müslüman olduklarını ileri süren” siyasi
yalancılar tarafından sürüldü, hayatı karartıldı.
Yalanın belgesi olmaz
Şimdi ekranda bir yandaş yazıcı ve iktidara kamuoyu araştırması hizmeti
sunan ama kendisi sapına kadar iktidarcı tartışmacı, Gezi’nin tamamen dış
güçlerin tertiplediği bir provokasyon olduğunu, bir hafta önceden dış
gazetecilerin televizyoncuların gelip taksim meydanını gören yerlerde otel
odaları ayırttıkları yalanını söylüyorlar. Kaydı kuydu yok, sadece “duydum,
biliyorum, bir arkadaşım söyledi vb” var, çünkü yalanın belgesi mi olur!
Aradan geçmiş 6 yıl. Neden etekleri tutuşuyor ve neden bu yalanları
piyasaya sürüyorlar yeniden ve yeniden?
Birincisi, en çok korktukları, iktidarlarına karşı ciddi bir halk
protestosu.. Kendileri ki “milletin göz bebeği” bir iktidar, nasıl olur da
millet onlara karşı direnebilir? Nasıl olur da bir kaç ağaç yüzünden bir
protesto tüm ülkeye yayılır?
Nasılını çok iyi bilirler de işlerine gelmez olguları görmek.
“Bu olsa olsa ancak dış güçlerin işi olabilir..”
Gezi Davasına yalan
dolan desteği
Yandaşların Gezi Protestosundan eteklerinin tutuşmasının güncel nedeni ise,
başlayan Gezi Davası’na ve bu davayı açanlara kamu oyu desteği sağlamaktır.
Yalanla ve dolanla...
Bu amaçla iddianameleri ipsiz sapsız belgesiz uyduruktan iddialarla doludur
ve Osman Kavala ve pek çok kişiyi
içeride tutmaktalar.
Bu bir kin davasıdır, intikam davasıdır. Korkutma davasıdır.
Ama içi boş olduğu için sadece bugüne kadar yaptıkları ve biraz daha
yapacakları zulüm yanlarına kâr kalacaktır.
Çökecektir.
Tıpkı Balyoz, Ergenekon, Odatv davalarının çöktüğü gibi ve Cumhuriyet davasının çökmekte olduğu gibi.
Yalancı davalarla zulüm görenlerini onurlarına bir şey olmaz, ama bu siyasi
davayı açanların itibarları yok olur..
Gezi Protestosu bu
ülkenin, bu milletin onurudur, gücüdür, boyun eğmezliğidir, geleceğe olan
güvenidir, gerektiğinde yoldan çıkan ve çıkacak iktidarlara karşı görülmemiş
direnişidir...
“Hürriyet 130 bin
satıyor”
Hürriyet’ten bir arkadaşım aradı. Bayi satışı konusunda verdiğim 40 bin
satış bilgisinin yanlış olduğunu, haftalık ortalama satışın 130 bin olduğunu
söyledi ve satışı Hürriyet’e sormamış olmamı da eleştirdi. Eleştirisinde
haklıdır. Fakat gazetelerin haftalık satış raporları da ilgili internet
sitelerinde açıklanıyor. Bu sayıların doğru olmadığı da biliniyor. Mesela buna göre
Hürriyet’in satışı 220 bin görünüyor. Hürriyet’e kurumsal sorsam bana bunu
söyleyecekti. Gazete satışlarında bir saydamlık olmayınca ortalıkta çeşitli
rakamların uçuşması da doğaldır. Gazeteler baş bayilerden toplu alımla
satışlarını artmış gösteriyor ve bu gazeteleri dağıtıyorlar.. Bu konuda
saydamlık şart... Ama kimin işine gelir ki!? Kandırmaca yapılıyor!
Bu “bayi satışları”nda da
eleştiriler var. Aldığım yeni bilgilere göre, mesela gazete reklam pazarlama bölümü promosyonlu
satış yapıyor, market zincirlerine, otobüs firmalarına, demiryollarına, bazı
şirketlere, bazı üniversitelere.. Genellikle bu saydığım kurum ve kuruluşlara, yapılan
reklam veya kampanya ile birlikte bu satışlar yapılıyor; reklam pazarlama
bölümleri bayi satışlarını böyle yüksek gösterebiliyorlar.. Yani “tekil
kişilere bayi satışları”nın da bu açıdan saydamlığı tartışmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder