14
Temmuz 2019 Pazar / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani ülkemizde etüm erkleri, parayı, kurumları şirketleri, ekonomik hayatı, üniversiteleri, yargıyı, medyayı artık aklınıza ne gelirse bir tek adama bağlayan sistem bir yılını doldurdu ve sistem iflas bayrağını çekti. Sarayda sallanan o bayraktır, iktidar ve ortağı ve yandaşları bunu görmüyor veya görmezlikten geliyor olabilirler, ama dışarıdan çok net gözüküyor.
AKP’lilerin bir kısmını bunu çok net
görüyor ve iktidarı kurtarabilmek için değişiklik istiyor, fakat istedikleri,
milletvekilleri açısından bakarsak, hükümet üyeleri üzerinde daha fazla söz ve
nüfuz. Çünkü geldikleri seçim çevrelerinin taleplerine yanıt verecek bir şeyler
yapmak ihtiyacındalar ve üzerlerinde çok baskı var, seçmeni buna
alıştırmışlar..
Şüphesiz il yönetimleri de aynı baskı
içindeler.. Fakat onların da elinin altında büyük şehir belediyeleri kaydıkça
tabanla ilişkileri zayıflıyor.. Bugüne
kadar da sahip oldukları ve kontrol ettikleri ekonomik olanakları esas olarak
eşe dosta, parti yandaşlarına, partinin aynı zamanda para kaynaklarına dağıtma
politikaları nedeniyle halkı unuttular, adeta kendi içlerinde bir ekonomik
dağıtım şirketi gibi bir mekanizmaya dönüştüler.
ANAP için artık ANAP şirketi deyimini
kullanıyorduk. Burada da AKP AŞ den rahatça bahsedebiliriz.
Kene
gibi paraya yapıştılar
AKP demek parasal işler demek. Paraya
hakim olacaksın, parayı yöneteceksin, para hacmini ve dönüşümünü ve dağıtımını
kontrol edeceksin..
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 30’a
yakın şirketini bırkmıyorlar. Çünkü paranın ahlakla ilgisi yok bunlar için..
Halk tarafından süpürüldüler ama kene
gibi paraya –kan’a- yapışmış durumdalar.
Düne kadar halkın bankalardan
borçlanmasını sağladılar, kredi kartı bolluğu içinde borcuna alış veri yapması
olanaklarını yarattılar. Çünkü dolar dünyada çok ucuz ve boldu ülkeye de akıyordu.
Eh, bunun yanı sıra seçimlerde kömürdü,
yiyecek paketleriydi, ucuz olduğu zamanlarda çeyrek altındı, göster oyunu al
parayı, işti – mişti gibi hem sadaka toplumu faaliyetleri hem de yabana atmadan
söylersek yoksullara özellikle kadınlara sağlık ve çocuk başına parasal
hizmetlerle destek çıkmalar, sağlık sektöründeki halkın hoşuna giden ve
yararlandığı yeniliklerle idare ettiler.
O zamanlar cicim aylarıydı ve değirmenin
suyu dışarıdan akıyordu. 400’e varan AVM adındaki tüketim tapınakları da yeni
bir hayal hayat sundu.
Bu saadet zincirinin kopmaya
başlamasıyla bu cicim ayları sona erdi. Kitlesel pahalılık ve yoksulluk tüm
ülkeyi sardı. Çünkü toplumun büyük kesimi orta ve altı gelirliydi. 17 milyon
yoksulluk sınırı ve altında yaşayan ve üstelik 5 milyon işsiz ve milyonlarca
genç işsizi doyurmak, bugüne kadar
biriktirdiklerine varsayabileceğimiz yüz
milyarlarca lirayı dağıtsanız mümkün değildir.
Sistem
iflas bayrağını çekti
İl yönetimleri ve milletvekilleri bu
nedenle çaresizlik batağındalar. Devlette de para suyunu çekti.
Tek adam sisteminin iflasıdır ekonomik
kriz ve artan yoksulluk.
Lider bir yıllık sistemi başarılı
buluyor ve ama, bazı ufak tefek aksaklıkları düzeltelim diyor. Ortağı, hiç
dokunmayalım diyor, çünkü başarısızlıkların kendisini durmadan büyüteceği gibi
bir siyasi ütopya içinde; çünkü geliştireceği ülke yararına bir başka siyaseti
ve anlayışı yok.
Bu sistem otoriterdir ve ülkeyi içte ve
dış ilişkilerde büyük bir açmaza sokmuştur.
Her gün hop oturuyoruz hop kalkıyoruz.
Her gün piyasalar gelen bir haberle
sarsılıyor, dolar fırlıyor, biraz daha yoksullaşıyoruz; sonra durdur normale
dönüyoruz gibi olurken yeniden sarsılan bir ülkeye uyanıyoruz..
Ortağı
tamam diyebilir her an
Sözde koalisyonlar dönemin bitecekmiş,
bu o zamanda büyük bir yalandı ve RTE iktidarı MHP ile koalisyon sayesinde
ayakta kalıyor. Ortağı bu işten artık benim bir kazancım olmuyor dediği anda,
RTE’nin sistemi çökmüş demektir.
Meclis Cumhurbaşkanı seçimlerini
yenileme kararı alabilir.
Her ne kadar ortak seçim meçim yok dese
bile, yaşadığımız ekonomik ve siyasal tüm olaylar önümüze bir erken seçimi koyma
potansiyeline sahip.
CHP (ve tabii ki diğer müttefiki
partiler), sanki yarın seçim olacakmış gibi yoğun bir çalışmaya girmeli.
CHP’de bir hareket var..
İktidarı gerçekten devralmanın ana
manivelası, seçimlerden önce de bir kaç kez yazdığım gibi yerel yönetimlerden
geçiyor.
Yerelde
demokrasi ve çok başarılı ekonomik yönetim, iktidara son darbeyi indirecek
sonuç üretecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder