10 Haziran 2019 Pazartesi / Bilim ve Siyaset–Cumhuriyet
Orhan Bursalı
Siyasi
psiko- paniğin eylemleri üzerine
Korku insana her şeyi yaptırır..
Hele korku derinse..
Çok çok derinse..
Beyin bozulur, panik alarmına
ulaşır, psikiyatristlerin alanına girer, panik
atak.
Korku, ilkel beynimizin ürünüdür,
oradaki amigdala korkunun merkezidir.
İnsanın varoluşsal davranışlarını
kontrol eder, büyük bir savunma mekanizmasıdır, hayatınız tehlikeye girdiğinde onun
etkisi altına girersiniz, size kontrolünüz dışında eylemler yapmanıza neden
olur
Kaybetmenin
derin korkusu da böyledir. İnsanın kültürel – toplumsal
ilişkiler içinde varlık olmaktan çıkartır. İlkel dürtü, endişe, korkularının
egemenliğine sokar. Gözün hiç bir şey görmez, tek noktaya, kaybedeceğin
noktasına odaklanırsın. Cinayetlere kadar varan saçmalıklar yaptırtır sana
kaybetme korkusu.
İktidar
tek birey
Sanmayın ki bireyden
bahsediyorum.
İktidar ve kadroları söz konusu.
Diyeceksiniz ki iktidar birey mi.
Yanıtım, evet, tek birey.
Kaftancıoğlu’nun adını anımsamadığı bakan demedi mi ki “ben akıllıyım,
arkamızda Erdoğan var.” Hepsinin arkasında Erdoğan’ın aklı var.
İktidar kadroları panik içinde.
İktidarı kaybetme derin korkusu,
kendilerine siyaseten bile olmayacak ileri yaptırıyor.
Mesela Trabzonlulara Pontus
diyor.
Amaçları Ekrem beyi aşağılamak,
onu “Rumlarla özdeşleştirerek” oy verilmesini engellemek. Rumlara küfür ederek,
ırkçılık yaparak ayrıca. Ekrem bey Trabzonlu, dolayısıyla Trabzonlular ayağa
kalkıyor.
Bir kenti ve yaşayanlarını,
olmadıkları, reddettikleri, istemedikleri bir sıfatla etiketlemek kadar yanlış
bir şey olamaz. Hele hele siyaseten!
Trabzon’da “Pontus”tan kimse
varsa, ayrıca yurttaşlarımızdır, anayasanın koruması altında milletimizin bir
parçası, eşit yurttaşımızdır.
Azınlıkları dışlamak ve
ötekileştirmek ayrıca ağır insanlık suçudur.
“Afedersiniz Pontus”
Biz, “Türk, Kürt, Ermeni, Gürcü,
Çerkez... bir bütünüz milletiz” diyen ağır abi politikacıların yeri
geldiğinde “afedersiniz Ermeni” dediklerini de gördük.
Bu derinlerde yatan ana fikir,
iktidarın ilkel yapışığı, şimdi “afedersiniz Pontus /Rum” olarak da dışa vurdu.
İktidarı belediye başkanları
konuşuyor, bakanları konuşuyor, yetkilileri konuşuyor, daha Cumhurbaşkanı
konuşuyor..
En çok da Soylu konuşuyor..
Ve hepsi konuştukça iktidar
batıyor. En çok da Soylu batırıyor.
Oy kayıpları dağ gibi birikiyor.
Halkın tepkisi nefreti arkasında.
Kumpaslar
kaybettiriyor
Kaybetmek ile derin korku
birleşince, kumpaslara ve yalanlara daha çok sarılıyorlar.
Ekrem beyin Valiye “it” dediği
gibi bir yalana sarılan, “sen Binali, ben Binali, ettik iki bin Ali” diye
“espriler” patlatan Binali bey de batıyor.
Denizli’nin Honaz ilçesinde seçim
sonuçları, onlara 23 Haziran sonuçlarını gösteriyor:
1 oy farkla kazanan CHP adayı Yüksel Kepenek, seçimin
yenilenmesi üzerine farkı 2338’e çıkardı!
İktidarı kaybetmenin derin konusu
sarıp sarmaladı, bundan kurtulmaları mümkün değil, her korkuları onları daha
batıracak, her kumpasları, kayıplarını çoğaltacak.
Ey İstanbul!
Alnından öpüyorum!
***
Not: İki
haftalık tatil iyi geldi ama yetmedi! Hepinize merhaba yeniden!
Not
2: TV’de tartışmayı nerden kabul etti AKP- Binali? “İkimiz
de İstanbul’a hizmet için varız. Kamplaşmayalım. Aslında aynıyız, oyunuzu ha
Ekrem beye vermişsiniz ha bana” gibi bir uzlaşmacı siyasi hava basarak,
iktidarın dışında bir kişi imajı vermek istiyor..” Neredeyse, “gel sen başkan
ol ben de yardımcın, veya tersi” önerisinde bulunacak!
Not
3: Esas kıyamet 2023 seçimlerinde kopacak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder