Umutsuzluk komasında bir toplum,
diriliyor..
Büyükada’dan
öğle üzerine Bostancı’ya geçiyoruz motorla, hedefimiz Maltepe miting alanı. Muhalif
ancak CHP’ye oy vermemiş dostlarla konuşuyoruz. İlk kez iktidar olmayı başarabilecek bir CHP görüyoruz, diyorlar, “bu parti çatısı altında çalışırız ve
mücadele edebiliriz..”
Yürüyüş
büyük bir güven patlamasıyla dün Maltepe’de milyonların katılımıyla doruk
noktasını buldu. Gördüğüm ve vardığım sonuç şudur: Adalet Yürüyüşü bir İktidar
Yürüyüşü’ne dönüşmüş durumda. Büyük bir dinamizm, istek var...
Adalet
Yürüyüşü ve Maltepe Mitingi, iki kötüyü yıktı.
Yıkılan 2 kötü
İlk kötü şu: Bu partiden iktidar olmaz, güven vermiyor, Kılıçdaroğlu değişmeli,
pısırık adam... Parti değişmeli, yılların tozu içinde paslanmış.. Değişse bile
ondan ne köy olur ne kasaba..
Birden,
24 günlük Yürüyüş boyunca gördük ki, aslıda CHP hem köy kurar hem kasaba hem
kent hem ülke.. Yani bu dinamizme sahip, pasf bir dinamizm canlandı ve aktif
kurucu bir dinamizme dönüştü. 24 gün boyunca aslında bir Yürüyen Kasaba izledik.
Yürüyen Kasaba’nın tüm ihtiyaçlarını karşılamayı başaran bir organizasyon bunu
kanıtladı.
Antalya’dan
Muratpaşa Belediyesi bile TIR’ıyla
mükemmel karpuz servisi yaparken, Nilüfer
Belediyesi büyük poşetlerle çöpleri topluyordu. Kartal veya Maltepe
Belediyeleri 15 – 20 musluklu Adalet
Çeşmesi kuruyor, bir su tankeri çeşmeye su pompalıyordu. Yürüyen
tuvaletlerden tutun, başarılı yemek servislerine kadar asgari – azami tüm
ihtiyaçları karşılayan bir organizasyon.
Dünkü
yazımda, aranan liderin bulunduğunu, bugünkü durumun tüm lider tartışmalarını
bitirdiğini yazmıştım. Kılıçdaroğlu, ayrıca CHP dışında da saygınlığını
arttırdı. Sünnilik, Alevilik vb gibi tüm kısır çekişmeleri bitirdi. Bu
dinamizmi sürdürürse, bir liderin
yeniden doğuşuna tanıklık ediyoruz demektir.
Şimdi
önemli olan CHP’nin iyi bir programla, bu liderliği güçlendirerek ileriye doğru
atılım yapabilmesidir.
Yıkılan ikinci kötü: Umutsuzluk
Öldük, bittik, mahvolduk, artık bu kişiden
iktidarı devralmak mümkün değil, bizim yaşam alanlarımızın hepsi elimizden
alındı.. gibi duygu ve düşüncelerle özetleyebileceğimiz, derin
umutsuzluk komasında bir muhalif toplum var.
Çocuklarını
gönderen ve kendilerine ülke dışında hayat sahası arayan bir orta sınıf ve
üstü. Yürüyüş ve Miting ile bu umutsuzluğun adım adım yıkılma süreci gireceğine
ilişkin ilk izlenimlerimi paylaşabilirim.
Yürüyüş’e
kadar karşılaştığım tüm insanların ana temaları umut var mı, idi. Bu konuda çok yazdım. Umudu yitirdiğiniz anda
hayatla ilişkinizi kesmiş olursunuz. Yaşama ve var olma umudu.
Birileri
kendilerini Liderin uçağına kabul ettirmek için magazin cambazlıkları yapar, “bu yürüyüş İstanbul girişinde durdurulacak,
ne yani devletin silahlı kuvvetlerine karşı mı duracaklar” diye yazan
iktidar yalakalarına şirinlik muskaları göndererek “varolmaya (!) ” çalışırken,
halk onuruyla yaşayacağı bir ülke, umut arıyordu.
İktidar çevresindeki efsaneler yıkılmalı
Evet o
umut ufukta belirdi. Referandum ile belirdi, Yürüyüş ve Miting ile canlandı.
Şimdi
bu yeni kulvarda, dinamizmi sürdürme becerisi üst düzeyde gösterilebilirse, bu
gerçekten bir iktidar yürüyüşüne dönüşür. İlk seçimlerde, kazanılmış 17
büyükşehir el değiştirirse, iktidar
yıkıldı demektir.
İktidarın
değişmesi için her şey var. Tüm malzemeler.
İktidarın
çevresinde kurulan tüm efsaneleri birer
bire yıkacak bir program, bu işi bitirir.
10 Temmuz 2017 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder