Amerikan Başkanı iş adamı Trump’ın suları ısınıyor gibi. Washington DC ile
Maryland eyaletleri Başsavcıları, Trump’ı, bugüne kadar Amerikan tarihinde Başkan
için pek görülmemiş yolsuzluk suçlaması yöneltti: “Trump açıkça Anayasası ihlal ediyor”. İddianamelerini federal
mahkemeye sundular. Hedefte, Trump International oteli ve ülke dışı yatırımları
var.
Demokrat Partili 196 Kongre üyesi de yabancı ülkelerden menfaat sağladığı
iddiasıyla Federal Mahkeme’de dava açtı.. “Trump'ın en az 25 ülkede çıkar çatışması
bulunuyor. Trump kârını arttırmak için başkanlığını kullanıyor gibi görünüyor.."
Ayrıca
Rusya ile seçim kampanyasını desteklemesi konusunda karanlık ilişkiler var. San Francisco’da
mahkeme, Trump’un 6 ülkeye vize yasağının uygulanmama kararının sürmesine karar
verdi.
Başı ciddi dertte.
“Sadakat istiyorum”
Geçen hafta, FBI Şefi Comey, Senato İstihbarat Komitesi önünde, Trump’ı
kendisi ve FBI hakkında yalan söylemekle suçladı. En önemlisi, Trump benden “sadakat” istedi
sözü oldu. Trump’a ise “dürüst sadakat”ta bulunurum, demiş. Yani
yasal.. Trump ise “ben başkanım, bana
biat edeceksiniz” diyor!
Trump
azledilebilir ve Beyaz Saray’dan kovulabilir.
Kurumsal yapı güçlü
ABD çok güçlü bir kurumsal yapıya sahip. Bu yapının en önemli dayanağı Amerikan
anayasası ve yargı sistemi, devletin süreğenliğinin ana ekseni. Sistem, bir başkanın keyfi
emri altına girmez.
Kurulu
sistem, kendi varlığını ortadan kaldırabilecek, Başkana keyfi bir sadakatı
öngören yeni bir yapıyı asla kabul etmez.
Çünkü
Kurulu Sistem de bir iktidar yapısıdır.
Seçilmiş
Başkan da aslında bu iktidar yapısının en önemli lideri – parçasıdır.
Fakat
“Kurulu Sistemin iktidarını” tanımamak, yasal statüyü keyfince kendine tabi
kılmaya çalışmak, bir iktidar çatışması
doğurur.
Daha
doğrusu ikili bir iktidar yapısını
ortaya çıkartır..
“Halk seçti, istediğimi yaparım” numarası yok
Bu
salt ABD’de değil, ABD’de yok, olmaz, yasalara aykırı davranış, istismar vb
görüldüğü an, anayasal sistem harekete geçer; siyasilerin, bakanların,
başkanların yakasına yapışır ve kapının yolunu gösterir.
Seçilmişmiş,
hava cıvadır. Seçilmişse, yine anayasal sistemin kuralları çerçevesinde
seçilmiştir. Bu sistemin unsurudur, bugün hancı yarın yolcudur.
Seçildikten
sonra “beni halk seçti, istediğim gibi
yaparım, yönetirim, eğer halk beni beğenmezse, 5 yıl sonra seçim var, beni bir
daha seçmez..” gibi ayak oyunları, numaralar, keyfi davranışlar, seçildi
diye anayasal düzeni tanımama, yok sayma, bu düzenin üstüne çıkma gibi
uydurukluklar yoktur.
Asıl olan Kurulu Sistem’dir
Demokratik
kuralların, anayasanın şeklen değil öz ve içerik olarak uygulandığı tüm ülkelerde,
ABD ve AB’de “atanmışlar seçilmişleri nasıl sorgular” gibi yasa çiğnemelere
izin verilmez.
Bu
ancak Türkiye gibi ülkelerde olur.
Atanmışlar denilenler, Anayasal
sistemin işlerliğini sağlamak için o görevlere getirilenlerdir ve onlar da keyfi değil bağımsız - tarafsız ve
anayasanın emrinde görev yapmak, hukuki-yasal
davranmak zorundalar.
Yoksa
onlar da gün gelir hesap verir.
Bu
nedenle Trump “ben seçilmişim” gibi tek başına iktidar ayak oyunlarına
kalkışınca, Kurulu Anayasal Düzen hesabını görür.
Çünkü
Trump gibiler, yani seçilmişler geçicidir, asıl olan ise anayasadır.
***
Dün
bir mahkemede CHP Milletvekili Enis
Berberoğlu’nın “MİT tırları” davasından 25 yıla mahkum edilmesi, anayasal
düzenin tamamen seçilmişlerin keyfi egemenliği altına girmesinin tipik
örneklerinden biridir.
Bu,
iktidarın tüm muhalif siyasetin defterini dürme çalışmasıdır.
Bu
karar büyük bir utanç belgesidir...
15 Haziran 2017 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder