Sevgili dostum Ali Sirmen, “AKP
kaybederse iktidarı teslim eder mi?” başlıklı Perşembe günkü yazıma, dün başka
bir boyuttan çok değerli katkıda bulundu. Lütfen okuyun.
Bu arada bir okurum 13 Haziran 2013 tarihli bir yazımın fotoğrafını
gönderdi: “RTE iktidarı bırakmaz..”
4 yıl
önce: “..iktidarı ve partisini, ‘normal,
demokratik, seçimle gelip gidecek’ bir parlamenter sistemin bir unsuru olarak görenler, stratejik ve çok temel bir siyasi hata
yapıyorlar demektir... Oyunun kurallarını kabul etmeyen birisiyle, oyunun
kurallarını kabul eden birisinin herhangi bir ortaklığı zaten olamaz...” ( http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2013/06/rte-iktidar-brakmaz-ama-ne-inci-kefali.html).
Ve derkeeen:
Cumhurbaşkanlığı Arşiv Müdürü Muhammet Safi adındaki şahıs sosyal medya hesabından yazıyor: “Her eve bir otomatik tüfek ve 1000 mermi
projesi şart...”
“Üst düzey” bir yetkili... Saray’da oturuyor. Bunları kendi aklından durup
dururken uydurmamıştır. Cumhurbaşkanı resmi twitter hesabından paylaşılan şu
sözlerden esinlenerek bu twiti atmış: “Savunma
alanında her şeyimizi kendimiz yapmadan bize huzurlu bir uyku yok.”
Cumhurbaşkanı ülkenin savunmasından mı bahsediyor, bence –sanki öyle; yoksa
iktidarının savunmasından mı...
Ama Safi beyin çıkardığı sonuç- iktidarın savunması, bu amaçla “her eve bir otomatik tüfek ve 1000 mermi
projesi şart” diyor. Her ev derken, AKP’lileri kastediyor tabii ki..
Bir süredir, özellikle beraber yürüdükleri FETÖ’cülerin darbe girişiminden sonra,
iktidar mensuplarının aklından “iktidar silahlanması” çıkmıyor. Safi beyin
paylaşımı bu tartışmaların ürünü olsa gerek.
Rejimin doğurduğu düşünceler
Zaten AKP parti üyelerinden zırt pırt silahla öne fırlayanlar var. En son bunlardan
bir katil adayı daha ortaya çıktı, Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak “Reisin
ağzından çıkacak tek bir kelimeye bakıyoruz. Tek bir kelimesiyle ölürüz,
şehadet için koşar öldürürüz, gereken her şeyi yaparız..”
Tabii otomatik silahıyla boy gösteren berbercileri de anımsayalım.
400 bine yakın polisleri ve Ordu ile büyük ittifakları demek ki
iktidarlarına yeterli güveni vermiyor. Partinin sivil milisleri vb gibi, gayri
meşru bir kitleyi iktidarın vurucu gücü olarak silahlandırmak ve örgütlemek
fikri, demek ki farklı kademelerde tartışılıyor, veya iktidara anımsatılıyor,
dayatılıyor.
“Seçimleri kaybetmek” bunun sonucunda “iktidarı devretmek” gibi korkunç düş
görmeye başlayan bu iktidar mensupları, sürekli iktidarda kalmanın “çare”lerini
düşünüyor: Acaba bu su saltanatı nasıl ve ne kadar sürdürebiliriz?
Bu tür düşünceler, içinde bulunduğumuz rejimin de niteliği konusunda
yeterli fikir veriyor.
Sorunun temelinde ne var?
AKP seçimi kaybederse iktidarı bırakır mı, sorusuna çok paylaşım ve yanıt
geldi. Ve egemen görüş: Vermezler, vermemek için de her şeyi göze alırlar...
Bu kanaat bu kadar yaygın olarak nasıl giderek egemen olmuş acaba?
Melih Aşık da, Ali Sirmen gibi “Böyle bir sorunun soruluyor olması bile demokrasimizin
fotoğrafıdır”
diyerek, ülkemizin içinde bulunduğu çok önemli bir açmazı dile getirerek devam
ediyor “Kaldı ki bu soruya "teslim
eder" diyecek babayiğiti de zor bulursunuz..”
Durum
budur, yarın belki bu senaryonun ülkeyi sokacağı derin bunalımlara değinirim.
Bana,
ful yok yumurta yok, neler uyduruyorsun diye bakan çoktur.
Ama
20 Mart 2012 de, ful yok yumurta yokken, Cemaatin askerlerinin RTE’ye darbeye
kalkışacağını da burada okumuştunuz.
Karamsar
bir adamım.. Bazen de çok iyimser. Bir salıncakta olmak iyidir..
25 Haziran 2017 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder