Geldiğimiz yer, iktidarın neredeyse tüm
Türkiye’yi şehitlik ilan etme noktasıdır. İktidarın bir çözümü yoktur. Terörü büyüten
politikaların sahibidir. Örneğin Türkiye’nin başına bir IŞİD terörünü bela eden
bu iktidardır. Türkiye’nin koynunda IŞİD büyümüştür. Suriye’nin (ve Irak’ın)
parçalanma ve oradan yeni devletçikler çıkartma politikasının bir parçası
olmuştur.
Cumhurbaşkanı daha yakın zamanda 2003
oylaması için “ben olsam evet der ve Irak’a girerdik” demişti. Ve Esad’ı
devirmek için harekete geçmişti. Şam’ı yıkmak, Suriye’de devletçikler
kurulmasına katkıda bulunmak demektir. Bu zaten Batılı emperyalistlerin yapmak
istedikleridir:
Ortadoğu’nun
“güncellenmesine” destek
100
yıl sonra sınırların yeniden çizilmesi, ülkelerin “güncellenmesi”, çıkarlarına
uymayan devletlerin tasfiye edilmesi, çıkarlarına uygun yeni devletçikler
yaratılması.
Bu politikaya ortaklık, PKK terörünü
büyüten temel faktördür. Bu emperyalist politikanın sonucu, güçlü bir terör
dalgası olarak ülkemize yansımaktadır.
Yakın geleceği gören bir iktidar olsaydı,
Suriye’de “Osmanlılık” taslamazdı! Şam’ı yıkmak değil, ülkesine hakim olması
için çalışır ve buna destek verirdi (bırakın katil Esad vb safsatasını!)
14 yıllık tek adam tek parti iktidarının
Türkiye’ye maliyeti (terör ve dış politika olarak) çok yüksektir. Hepsinin
vebali omuzlarındadır.
Bu maliyet içine, ülkenin barışçı dış
politikadan uzaklaşmasını, basın özgürlüğünün ve temel hak ve özgürlüklerin
yerlerde sürünmesini falan katmıyorum. Bununla birlikte maliyet, ülkemizin zor altından
kalkacağı bir düzeye yükselmiştir.
Bu iktidarın, 14 yıllık pratiğinde
gösterdiği gibi, ülkemizin terör ve güvenlik sorunlarını çözme, öngörme, halkın
güvenliğini sağlama yeteneğinin olmadığını görüyoruz.
Büyük
sorunlar uzlaşı ile çözülür
Ülkemizin tüm işlerin bırakıldığı bir Reis karar verir politikasına değil, tüm
ülkeyi temsil edecek koalisyonlara ihtiyacı var.
Koalisyonlar uzlaşı hükümetleridir. Halkın
geniş katmanlarının temsiliyetine dayanır. Ulusal büyük sorunlar, ancak geniş
tabanlı ve ulusal uzlaşılar ile çözülür.
Bu iktidar, PKK terörünü çözmek için iki
yıl masaya oturdu. Sonunda varılan nokta, her iki tarafın da varılan sonucun
hayata asla geçirilemeyeceği düşüncesiydi ve masayı devirdiler. Gerçekten de
Dolmabahçe uzlaşı geniş bir uzlaşıya dayanan bir çözüm olmadığı ve yeni bir
parçalanma yaratacağı için tepetaklak oldu.
Hukuksal
Reislik mertebesi
Kürt meselesi ve PKK terörü, ulusal bir sorun.
Ulusal sorunları bu iktidar tek başına
çözemez.
Burada bir iktidardan bile bahsedemeyiz.
Sadece tek kişinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, parti içinde
ve milletvekilleri saflarında ve de henüz varlığını sürdüren hükümet içinde
karşı konulmaz iradesinden bahsediyoruz.
Şimdi bu irade, yasal, hukuksal Reislik mertebesine tırmandırılarak, ülkenin
sorunlarına çözüm, en azından bugüne kadarki pratik ışığında, daha zor bir sürece
sokuluyor.
Ve MHP bu zor süreci dayatıyor bu
ülkeye..
Yaşananlar, yaşayacaklarımızın garantisi
gibi..
***
İnsanlarımız teröre kurban. Acısı
omuzlarımızda.
Tek gerçek, bu iktidar döneminde bu
milletin neredeyse tek rahat, birlikte beraberlik, mutluluk içinde bir dönem
yaşamadığıdır.
Parçalanmış bir millet.
Birbirinden nefret eden halk
toplulukları, nefret üreten zehirli siyasetler.
İktidar için her şeyi göze alma
politikası..
Hiç bir tavize yanaşmama politikası..
14 yıldır muhalefetin tek bir yasa
önerisinin bile tartışılamadığı ve daha baştan kadükleştiren gayya kuyusuna
atma politikası..
Bu konuyu da bir başka yazı yapalım...
12 Aralık Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder