Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

5 Aralık 2016 Pazartesi

Başkanlık: “Aman siyasi anlaşmazlık çıkar” diktatoryal gerekçe üzerine


Kriz derinleşiyor. Bazı iktidar aklıevvelleri ekranlarda yeni görev üstlendi: “Doların artışı Amerikanın sorunu!” Yüzüne bakıyorum, gerisi boş mu boş.
Artış sizi etkiler mi” soruma, “etkilemez mi, zam olarak bize yansıyacak, sözün bittiği yerdeyiz..”, diyen taksi sürücüsünü (*) bu boş adamların karşısına ekrana çıkarmalı!
İktidar sözcüsü manşet atmış “faiz çetesi Türkiye’ye operasyon çekiyor”. Sağlam hiç bir ekonomide “operasyonla” faizleri arttıramazsınız. “Ülke siyasi-ekonomik riski” diye bir şey var. Sermaye üretemeyecek, borçlarınızı karşılayamayacak bir istikrarsızlık varsa, bunun bedelini ödersiniz. Bedel ödemek istemiyor musunuz? O zaman dışarıdan para beklemeyeceksiniz. Kimse sizi buna zorlamıyor.

Krizin güncel 3 olayı

Dolar 3.60’ı nasıl gördü? Üst üste iki büyük olay yaşadık:
1) Rejim değişikliği. Bahçeli bu yolu açtı. Düne kadar, başkanlık sistemine şiddetle karşı çıkıyordu. “Oturmuş, teamülleri yerleşmiş parlamenter sistemi yıkmak ve başkanlık kılıfıyla diktatörlüğe geçmek yenilikse, bırakın eskiden bakalım” diyordu (30.1 2015).
Ve “Başkanlık Sistemi tartışması yeniden gündeme geliyor. Alttan alta işlenen, servis edilen, medyayla güçlendirilen, sistemin etkilendiği, tıkandığı söylemleridir. Bunların tutar ve kayda değer bir yanı yoktur. Mesele Erdoğan'ı güvence altına almaktır” (8.12.2015) sözleri ona aitti.
Ve sonunda kendisi bu koroya katıldı ve “sistemin tıkandığını” söyledi! Bahçeli MHP’yi AKP’ye yamarken, “Başkan yardımcısı” beklentisi ile, bitmenin eşiğinden dönen siyasi hayatını uzatıyor ve kendi sözleriyle “diktatoryal yönetimde” şan ve şöhret unvanı (!) kapısını aralıyor!
Siyasi kriz var:–zaten eksik– demokrasi, insan hak ve basın özgürlükleri üzerindeki hukuki-yasal teminatların; adalet ve hukukun tamamen tek adam sultası altına sokulması serüveninde adeta son nokta göründü. Türkiye’nin girdiği “Beni tüm diktatörlüğümle kabul et” dayatmasını AB nedene evet desin! Liderin, bugüne kadarki söylemleri, yarın da yapacaklarının teminatı olabilir ancak!
Mecbur olduğun dış “Sermaye” kendisini güvende hissetmiyorsa, şirketlere “el koy-batır-peşkeş çek” yaygın politikasını görüyorsa, ya yüksek bir garanti ister ya da çeker gider. Tek adam rejimine hızlanma, riski büyüttü ve dolar tavan yaptı.

2)Suriye’ye Esad’ı devirmek için girdik” diyen bir Cumhurbaşkanı, resmen itiraf etti. Putin’in tepkisi üzerine bu kez yan çizdi “tek hedefimiz terör örgütleri” dedi. Yapamayacağı bir işi dillendirip sonra geri çekilmek, lider güvenirliğini dibe vuran olaylar dizisine eklendi. Esad’ı yıkmaya kalkışmak, Suriye’ye emperyalist saldırının bir parçası olabilir ancak.

Ye-iç, harca-tüket ekonomisi

3) Fakat 400 milyar dolardan fazla ülke borcu olduğun Batı’ya karşı bu söylemler ekonomik krizi durduramayacak. Ülkeye akan trilyonlarca doları tüketim ekonomisinde har vurup harman savuran iktidar, para suyunu çekip gitmeye başlayınca, şirketler, tüketiciler, ülke borçlarla yüz yüze kaldı. AVM’ler, köprüler, havaalanları, yollarla bakışıp dururuz artık.
Bunlar “para üreten”, kaynak üreten, evrensel geçerli ekonomik değer üreten, hiç bir şey yapmadılar. Bugün küfrettikleri “yabancı” “üst akıl”, “faiz lobi”lerinin paralarını ülke içinde tükete tükete denizin dibini bulunca panik.

Yüz karası tartışma

Cumhurbaşkanı partili olmalıdır; parti genel başkanı başkası olursa Cumhurbaşkanı ile aralarında anlaşmazlık çıkar ve siyasi krize yol açar..”
Cumhurbaşkanı “Güçler ayrılığı değil, güçler uyumu” peşinde. Parlamenter demokraside yargı, parlamento, hükümet ve cumhurbaşkanlığı arasındaki “güçler ayrılığı”, iktidarın kötüye kullanımını önünü kesmek ve yetki ve sorumlulukların hukuki bir çerçevede uyum içinde yürütülmesi içindir. Ama ne yapıyoruz, bunun kapısın sonuna kadar açıyoruz. Durul şu:
Yargı Başkanlığa bağlanmalı, yoksa aralarında uyumsuzluk ve siyasi kriz çıkar”..
“Hükümet Başkanlığa bağlanmalı, oksa iki kurum arasında kriz çıkar.”
“Emniyet, MİT, Ordu Başkanlığa bağlanmalı, yoksa siyasi kriz çıkar..”
“Basın, Başkanlığa uyumlu olmalı, yoksa siyasi kriz çıkar..”
“İş dünyası Başkanlığa bağlanmalı, yoksa siyasi kriz çıkar..”
“Dolar altın TL, MB, Başkanlığa bağlanmalı, yoksa siyasi kriz çıkar.. Vb
***
Özetle: Başkanlık uygulaması ve isteği, yani RTE, siyasi krizin taaa kaynağı olarak beliriyor.

 (*) Sürücü şunu da dedi: “Abi faizi düşürün diye bastırıyor, pahalılık-enflasyon artıyor, bankadaki tasarrufları da sıfıra indirecek...”
4 Aralık Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder