Şüphesiz ki Ahmet
Davutoğlu hükümeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetidir. RTE, Çankaya’da çok
rahattır. Dilini, davranışını görüşlerini tepeden tırnağa bildiği insanlardan
oluşan kabinesini korumakla kalmamış, özellikle “yarı beyni” diye ün salan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan ile, HAS parti lideri iken AKP’ye “firavunlaşmayacağız” ve “karunlaşmayacağız” seslenmesini çok
beğenmiş olacak ki transfer ettiği ve üst görevler verdiği Numan Kurtulmuş’u kabineye soktu.
Yalçın Akdoğan kuruluştan beri RTE’nin yanındadır ve o
tarihte partiye yakıştırılan “muhafazakar
demokrat” kimliği kitabının da yazarıdır. O zamanlar kitabı elime almış,
evirip çevirmiş ve bu kadar eklektik ve uydurulmuş kötü bir giysi olamaz,
diyerek yazı yazmak bile içimden gelmemişti.
Şimdi hükümet içinde herkes bilecek ki, Başbakan Yardımcısı
Yalçın Akdoğan konuştu mu, esas olarak Çankaya’nın düşüncelerini ve isteklerini
birinci elden dile getirmektedir. Artık bunu nasıl yorumlarsanız... Yani
RTE’nin gönlü tam rahattır! Hatta artık ilan ettiği hükümete başkanlık etmeye
bile o kadar sık kalkışmayabilir..
Numan Kurtulmuş, 2015 seçimlerinde sonra milletvekili
olacak; eğer seçimleri kazanıp hükümeti kurarlarsa, öncelikle ekonominin başına
geçer. Alternatif olarak da, Davutoğlu
bekleneni veremezse, onun yerine hazırlanır.
Gül mü? RTE’nin kafasında egemen düşünce, Gül’ün
emekliliğidir!
Gül, siyaset yapacak şüphesiz, tabii yapacaksa bunun yolu öncelikle milletvekili olmaktan geçiyor. Ama kendisine “Cumhurbaşkanı, başbakan, dış işleri bakanı oldun, daha ne istiyorsun, gözün doysun, milletvekilliğine mi düşeceksin şimdi, yakışır mı..” gibi, milletvekilliği yolunun da kapatılmasının alt yapısı hazırlanıyordur.. Ama zor...
Gül, siyaset yapacak şüphesiz, tabii yapacaksa bunun yolu öncelikle milletvekili olmaktan geçiyor. Ama kendisine “Cumhurbaşkanı, başbakan, dış işleri bakanı oldun, daha ne istiyorsun, gözün doysun, milletvekilliğine mi düşeceksin şimdi, yakışır mı..” gibi, milletvekilliği yolunun da kapatılmasının alt yapısı hazırlanıyordur.. Ama zor...
***
Bu hükümetle
RTE arasında müthiş bir uyum vardır. Davutoğlu, kendisini kolundan tutup Parti
Başkanlığına ve Başbakanlığa oturtan RTE’yi hiç üzmez. Seçime kadar iyi
giderler, tabii doğu sınırlarımızda ve ekonomide bugünkü olaylar böyle sürdüğü
sürece.. Bu iki konu kaotik yapıdadır, istikrarsızlığa açıktır, bir raydan
çıkarlarsa ülkeyi ve hükümeti gırdabı içine alırlar..
Tabii, Davutoğlu, Türkiye’nin gündemi kızıştığında, “eyvah yine hükümete darbe tezgahlanıyor”
dehşetiyle, twitter’i kapayın, şu
göstericileri ezin gibi Çankaya’dan kendisine ulaşacak niyetler karrşısında
ne tutum alır, göreceğiz.
Dün açıkladığı programında, bugüne kadar yol aldıkları
“ileri demokrasi”yi daha da ilerletecekleri konusundaki sözleri, tüyleri de
diken diken ediyor..
Ne
tür demokraside yol aldılar? Ülkede
demokrasi ve medya özgürlüğü evrensel göstergelerinde Türkiye’nin melez ülke ve
yarı özgür ülke yapısı ve yeri, Davutoğlu’na bir şey anlatmıyor anlaşılan..
Demokrasi’den anladıkları, türban
özgürlüğünü getirdik ve Kürt meselesinde adımlar attık, azınlıklara vakıflarını geri verdik ile
sınırlı..
Peki Gezi’de
vahşi şiddet ve gençlerimizin öldürülmesi? Anayasa’da kayıtlı önceden
bildirilmeksizin gösteri yapma hak ve özgürlükleri?
Toplanma
özgürlüğü, Vali beylerin iki büyük dudakları arasında duruyor. Elini ısırtmadan,
kavga gürültü çekip alabilirsen ne âlâ!
***
Hüküme Programını okumaya çalışıyoruz.. Tanrım bu kadar boş,
gereksiz, zaman kaybı lafı arka arkaya sıralama becerilerine hayranım.. 178
sayfa, yani bir kitap okuyorsunuz adeta.. insanın ancak, evet okudum, olay Türkiye’de hükümet içinde geçiyordu, diyesi
geliyor.. Az öz yok..
Demokrasi
anlayışlarını anlattıkları şu boş ve toplumsal hayatta karşılığı olmayan
sözlere bakın: “toplum-siyaset-devlet
arasındaki engellerin kaldırılması ve toplumsal talep ve eğilimlerin siyasette
ve devlet idaresinde esas alınması anlayışı üzerine bina ediyoruz;
toplum-siyaset-devlet arasındaki engellerin kaldırılması ve toplumsal talep ve
eğilimlerin siyasette ve devlet idaresinde esas alınması anlayışı üzerine bina
ediyoruz..”
Yani
muhalefetle ilgili bir durum yok.. Muhalefet onların toplumsal anlayışlarının
dışında, rahat olun.. İnternet yasakları, sosyal medyaya sansür ve
yasaklamalar, medya üzerindeki “ya
bendensin ya benden” baskıları, medyayı havuzlama politikaları
falan..
Bunlar onların evrensel demokrasi çerçevesini aşan, ileri demokrasiye
giren, herhalde ülkenin güvenlik ve gül-gülistanlık içinde yönetilmesiyle
ilgili meseleler.. Beyinlerde domdom kurşunları patlayınca ne olduğu
anlaşılıyor.
Aleviler
artık kimliklerini gizlemek zorunda kalmıyormuş.. İnsan bunu programa yazmaya
çekinir.. Alevi inancını kültürel bir aidiyet kabul edenler de kendileri..
***
Bu RTE
programıdır şüphesiz ki.. Paralel yapı
dedikleri devlet içinde (ve dışında!) Cemaatle mücadele, RTE’nin baş konusu!
Bunu hükümet programına koydurarak, Davutoğlu’nu sıkı sıkıya bağlıyor..
Davutoğlu zaten hazır herşeye..
İmralı
ile görüşmeler ve ne olduğunu hiç bilmediğimiz, sadece Genel Kurmay Başkanı
değil milletten de kimsenin bilmediği gizli kapaklı sürdürülen Çözüm Süreci de
Program’a konmuş. Üstelik çözüm için sıralamalar yapılmış.. Bu çözüm
sıralaması, hangi ve ne tür anlaşmalarla oluşturulmuş, bunu bilen kimse yok..
Daha çok
konu var da, yerimiz yok..
--- 2 Eylül 2014, Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder