Siz çözüm
sürecinin neler üzerinde dolaştığı, çözümdeki alış-verişin içeriği, konusunda
herhangi bir bilgi sahibi misiniz? Tamam hükümet durmadan yol haritaları
açıklıyor da, bu haritaların arkasında ne var, bilen var mı? Gelin bu sürecin
anatomisini ve gözü kapalı destek isteyenlerin niyetlerini anlamaya çalışalım..
Kılıçdaroğlu’nun
CHP Olağanüstü Kurultayı’nda tekrarladığı “Avrupa
Birliği Yerel Yönetim Şartı”nı kabul edeceğiz, ona konan çekinceleri
kaldıracağız..” sözleri üzerine, RTE’nin Kürt yandaşlarından biri, “Oooo CHP hep geride kalıyor, Çözüm
Süreci’nde alınan yola bakılacak olursa, bu yerel yönetim şartı çoktaaan
aşıldı, CHP’nin çok daha ileri şeyler söylemesi gerekir ki, Kürtler kulak
kabartsın..” anlamında konuştu...
Yani, AKP bir
veriyorsa CHP iki hatta üç vermeli..
Şimdi
Kılıçdaroğlu’nun tanıtım faaliyetinden sorumlu yardımcılığına getirilen Bekaroğlu da (yeni görevi hayırlı
olsun, başarılar dilerim), CHP’nin çözüm sürecinde çok ileri adımlar atmasını
istiyor.
TV’lerde açık
oturumlarda CHP’li yetkililer sıkıştırılıyor: Çözüm sürecine niye
katılmıyorsunuz? Tamam katılsın da, nedir o? Tamam ateşkesin sürmesi çok çok
iyi de, sonrasındaç ne olacak?
Hükümet
yetkilileri 2015’de çözüm tamam diye
demeç veriyor.. Şunu bir de biz öğrensek! İnanırsak, ne güzel, sanki bugün
nasılsa öyle olacak ve yaşayacak Türkiye.. Değişiklik yok.. öyle mi?
Öcalan ise “yeni hükümetin hiçbir mazerete sığınmadan
anlamlı ve derinlikli müzakereleri başlatacak ilke ve mekanizmaları biran önce
hayata geçirmesi gerektiği”ni söylüyor..
ÖCALAN UMUTSUZ GİBİ KONUŞUYOR
Hımmm.. demek ki ilke
ve mekanizmalar belirlenmiş değil, anlamlı ve derin müzakereler yerine yüzeysel
şeylerle eğleniyorlar..
HDP heyetine de son
olarak şöyle demiş: "Çeşitli sıkıntı, engelleme, provokasyon, ağırdan alma ve tek yanlı
dayatmalara rağmen yürüttüğümüz diyalog süreci yeni bir format altında ve yakın
dönemde önemli bir pratikleşme aşamasına geldi, bu safha sadece ülkemizin
değil, bölgemizin kaderini de belirleyecek, özellikle hükümetin bu ciddiyetle
meseleye yaklaşması ve hız kazandırması hayati bir önemdedir."
Hükümet çözdük tamam çözülüyor, havasını
pompalıyor. Öcalan ise adeta, uyutuluyorum
burada anlamına gelecek demeçler veriyor ve hükümeti ciddi yaklaşıma davet
ediyor… Gerisi lafı güzaf..
Peki alınan muazzam
mesafeler olduğu söyleniyordu, nerelere gidildi? Yoksa herkes yerinde mi
sayıyor?! Durum öyle gibi…
***
Büyük
bilinmezlikler, uyutmalar, umutlar, görüşmeler, devasa laflar arasında geçen
bir süreçle karşı karşıyayız.. AKP bir şeyler vereceğini söylüyor Öcalan’a da,
tabii ne vereceği büyük bir sır...
Bir alış veriş
yapılıyor olsa bile, Öcalan bile bunu ciddiye alamıyor, içerik İmralı-Hükümet
MİT Müsteşarı arasında gizli tutuluyor. Öcalan tembihli, konuşma açıklama bir
şey, bizi zor durumda bırakma diye..
İmralı’da
Öcalan’ın verdiği demeçlerden bazı çıkarsamalar yapmaya, al-ver’in neler
üzerinde döndüğünü anlamaya çalışıyoruz..
Mesela dünkü
yazımda belirttiğim: “Siyasi özerklik
yetmez, mali özerklik de istiyoruz” şeklindeki Kışanak’ın sözleri bir ipucu mu?
Pek çok kişi, neden Çözüm Süreci’ne katılmıyorsunuz diye sopalıyor CHP ve
diğerlerini.. Çözüm sürecinden artık geri
dönülemez diyenler gırla.. CHP
dışında kalırsa, kaybedecek ebedi olarak diyorlar!
Bilmedikleri
bir süreci neden gözü kapalı destekliyorlar?
NASIL ÇÖZÜLÜRSE
ÇÖZÜLSÜN’CÜLER
Çünkü çözüm
süreci önemli değil, sonuçlanması önemli.. Nasıl sonuçlanmalı? Nasıl
sonuçlanırsa sonuçlansın.. Hepsi kabulleri.. Bir engelleri yok, bir çizgileri
ve dur’ları da yok.
En uç çözüm,
diyelim mi Güneydoğu’da bir PKK devleti kurulması.. Kabulleri..Yoo hiç
abartmıyorum.. Özerklik, federasyon, zaten kabulleri ve istekleri..
En açıksözlüsü
Hasan Cemal, Filistinlilerin devlet kurma
hakkı var da Kürtlerin neden yok diye soruyor. Diğerleri açık tutum
almıyorlar veya alamıyorlar..
Şimdi işin bu
boyutta çözülmesi için CHP’nin süreç içine çekilmesi gerekir.. Çünkü, AKP’ye yazık yahu, adamlar bu noktaya kadar
getirdiler, şimdi okkanın altına onlar mı gidecek.. Onların yanına bir günah
keçisi gerek.. Hatta halkın tepkisinin neler olacağının hiç bilinmediği
bu süreçte, CHP’nin bu yükün altında yokolup gitmesi ile bir taşla iki kuş da
vurulmuş olur..
Bu kadar önemli
bir konuda Meclis’i ve milleti tamamen safdışı bırakan bir çözümün ne çözümü
olacağını bilemeyeceğiz..
Ama
hissettiğim, CHP üzerinden bir takım numaraların çevrileceği.. AKP’nin şiddetle
buna ihtiyacı var..
--- 15 Eylül 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder