CBT Gündem,
Sayı 1350, 1 Şubat 2013 /
Bu hafta
dergimizle ilgili haberlere öncelik verelim: Oktay Yenal “İktisat
Penceremden” köşesiyle, dergimizde “kültür birikimi”ne, geniş açılı ekonomi
yorumuyla önemli katkılarda bulundu uzun zaman. Topluma ve ekonomiye insancıl
yaklaşımı, insan odaklı bakış açısı hepimiz için öğretici oldu.
“Bana göre insan huyu, bencilliği
değişmedikçe toplumların kapitalist bir sistemde yaşaması şart. Gerçi büyük
filozof Karl Marx, burjuva dünyanın
gidişini güzel tahlil etmişti ve işi proleter devrimine kadar getirmişti, ama
devrimden sonra ne yapılacağı hakkında bir plan ortaya koymamıştı” diyor ve
Çağımızda vahşi kapitalizmi islah etme yol ve yordamı olarak, sosyal demokrat
politikaların kararlılıkla uygulanmasını benimsiyordu..
Oktay Beyin
yazılarında anlaşılmasına ve öğrenilmesine önem verdiği bir başka konu,
kapitalist dünyada eşit olmayan ekonomik gelişmeler üzerine çalışmalardı. Bugün
Çin, Hindistan ve daha pek çok ülkede ekonomilerin yükselişleri konusunda çok
temel noktalara değinip durdu. Batının bugün yaşadığı ekonomik krizin, öyle
sıradan, bankaların denetimsiz kaldığı için değil, daha uzun ve temel
nedenlerden kaynaklandığını söylüyordu.
Burada “Batı
Batarken..” yazısından bazı bölümlerle Yenal’ı analım:
“Dünyada bir çok insan hala bu ülkelerde
yaşamak ister. Avrupa ve Kuzey Amerika daha büyüme sevdasından vazgeçseler, çok
yüksek gelirleri ile geçinip gidebilirler. Üstelik Avrupa Uygarlığı gibi bir
uygarlık yaratmışlar. Bu uygarlık içinde ve zenginliğin yardımı ile tatmin
olsalar, başka ülkelerle işi askeri müdahalelere kadar varan şekillerde
uğraşacaklarına, iklim değişmesi gibi uluslararası konular üzerinde kafa
yorsalar ne olur? Varsın yıldan yıla büyümesinler; çocukları da ebeveynleri
gibi yaşasın. Gelirlerini biraz eşit
dağıtsalar, ülkelerindeki işsizliği de, sağlık ve eğitim sorunlarını da,
çözümliyebilirler.
“..bugün Avrupa ve Amerika’da işsizlik artmış,
kalkınma durmuş durumda Bazı iktisatçılar hala bankalar sistemini düzeltmek ya
da bu iktisadi buhran ne vakit V şekli ile konjonktürel bir sıçrama gösterecek
sorunları ile uğraşa dursunler, artık belli ki büyümenin lokomotifi Batı’dan Doğu’ya kaymış bulunuyor.
Yenal, dünya
ticaretinde artan küreselleşme sonucu teknolojinin akışkanlık kazanması ile (ve
finans sermaye hareketleriyle) kalkınmanın Batıdan doğuya kaydığını söylüyor ve
şöyle diyordu:
“Öyle
ise Avrupa’nın ve Kuzey Amerika’nın sorunu, bankaların denetsiz kalması ya da
konjonktürel bir sorun değil, uzun süreli bir durumdur. (Avrupa Birliğinde)
Ülkelerin ortak maliye sistemleri
olmadan bu işlerin düzeleceği yok. Maliye Bakanları ya da Devlet Başkanları 10
kez değil 30 kez de toplansalar duruma çare bulamıyacaklar. Sonuç ne olacak? Bunun cevabı
yinelediğim sorulara ne cevap verileceğinde saklı: Batı artık yavaş büyüyecek
ve fakat bu yavaş büyümeğe alışacak mı? Doğu daha hızlı büyüyecek, fakat mutlu
toplumlar yaratacaklar mı?
“Yoksa alıştığımız gibi, insanlar
birbirlerini yemek için uğraşacaklar mı?
“Dünya Nasıl Değişecek?” isimli yazısında:
“Erken sanayileşen Kuzey Amerika ve Avrupa ülkeleri eskisi gibi hızla
büyüyemeyecek, durgunlaşacak, yoksul ve büyük nüfuslu ülkeler ise hızla
büyüyecek... Batı, yeni düzende korumacılık isteyebilir...”
Anısı önünde,
saygıyla..
***
12 yıldır
dergimizde PolitikBilim köşesinde
yazan Aykut Göker, dostum, “yazıyoruz, arpa boyu yol alamıyor ülke”
gerekçesiyle yazılarına ara vermek istedi. Göker, ekonominin bilim ve teknoloji
temelindey ulusal teknoloji politikalarıyla ancak kurtulabileceğine inanır, ben
de öyle düşünürüm. Bu bakımdan PolitikBilim köşesi, bizim için çok önemlidir.
Dönüp dönüp bu konuları işlemek zorundayız. Aykut Bey bırakmıyor, iki haftada
bire indiriyor yazılarını. 500. Yazısını yayımlıyoruz! Ama köşeyi her hafta
açık tutacağız. Biliyorum ki bu köşenin ruhuna uygun insanlarımız vardır ve
onlar Aykut beyden boşalan haftaları dolduracaklardır..
Diğer bir
yazarımız, Hayrettin Ökçesiz,
araştırma amaçlı, İngiltere’ye gidiyor. Yazılarına ara veriyor. Ökçesiz’e iyi
çalışmalar diliyoruz ve bugüne kadar yazdıkları için de teşekkür ediyoruz.
Bugün sözü
uzatmadan bitireyim.. Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak umuduyla,
hoşçakalın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder