Bugün 24 Ocak:
Merhaba! Eski binamızda haber merkezi şefinin o camlı odasında otururken
gözümün önündesin.. 1993-2003.. O gün Ankara’da arkandan 500 bin kişi mi
yürümüştü?! Bugün de yine 500 bin kişi istenirse özel ve iyi örgütlenmiş bir
törenle seni anmaya hazırdır dersem abartmış olmam..
Dediklerin
gerçekleşti, 1990’lar öncesinin ve sonrasının politikacaları, askeriyle
birlikte Türkiye’yi durmadan batırınca, Allah ticareti yapanlar iktidara geldi.
Türkiye belki de tarihinde görülmemiş bir geriye
çalışan sosyal mühendislikle, yeniden yapılandırılmaya çalışılıyor.
Gazeteciler ve
medya üzerinde baskı, inanılmaz ölçülerde. Düşleyemezsin bile!
Sadece
gazeteciler ve medya değil, patronlar üzerinde, üniversiteler üzerinde, gençler
üzerinde, öğretmenler üzerinde, avukatlar üzerinde, subaylar akademisyenler ve
rektörler üzerinde.. kısacası RTE’ye muhalif düşüncelerini açığa vuran herkesin
üzerinde, özetle bütün Türkiye üzerinde karabulut gibi çökmüş bir iktidar ve
lideri..
Geçen gün, atamaları gerçekleştirmezsen oy yok,
diyen öğretmeni, senin oyuna ihtiyacım
yok diye azarladı ve “ulusalcılar”ı hedef gösterdi! Karşı çıkanlar
Ergenekonculuktan gözaltına alınırdı, şimdi ise ulusalcılık en büyük suç oluyor..
Tabii öğretmen işinden atıldı, derhal..
RTE’nin işaret
ettiği gazeteciler de işlerinden atılıyorlar. En son 5 gazeteci, 9 avukat, 15
öğrenci daha tutuklandı. 3 avukat Ergenekon davasından, 9'u son ÇHD operasyonu ile, 33 avukat ise
KCK’dan tutuklu. “Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnsiyatifi’nin verilerine
göre, tutuklu öğrenci sayısı 875. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye
cezaevlerinde bulunan lise ve üniversite öğrencisinin toplam sayısı ise 2 bin
824.” TGS, tutuklu gazeteci sayısını 75 olarak bildiriyor. BirGün gazetesine göre, KESK diyor ki
63 sendikacı tutuklu. 9 milletvekili ve 20 belediye başkanı tutuklu.
Cezaevleri, Türkiye’nin halipürmelalini anlatıyor: 136 bin tutuklu!
İstanbul Barosu
dün ayağa kalktı. Baro Başkanı Kocasakal,
halkın hak arama özgürlüğüne saldırıldığını, vatandaşın hukuk güvenliğinin yok
edilmeye çalışıldığını anlattı. “Tüm bu
yaşananların adı ileri faşizmdir ve hukuka darbedir” dedi. Avukatların
boyun eğmeyen, biat etmeyen, hukuksuzluklara direnen, teslim olmayan bir tarihi
mirasın temsilcileri olduğunu vurguladı..
Hukukçu olduğun
için durumdan haberdan ol dedim!
***
Türkiye’ye
uluslararası değerlendirme kurumlarının en son verdiği notlara bakıyorum: Freedom House 2013 notu: 10 yıldaki
gibi.. Hem basın özgürlüğü hem özgürlükler açısından Türkiye yarı özgür bir ülke! Politik
Özgürlükler yerinde sayıp yarı özgür statüsünü (puan 3) korurkan, Sivil Özgürlükler bir puan gerileyerek
4 olmuş, aşağı gidiş var! İnternet özgürlüğü de yarı özgür statüsünde..
Avrupa Konseyi
Parlamenterlenr Meclisi Komisyonu’nda Medya Özgürlüğü Raporu görüşülürken, AKP
milletvekilleri utanç verici bir girişimde bulundu ve tutuklu gazeteciler için
“terör örgütü üyesi suçlamasıyla tutuklu” tanımlamasını koydurmaya çalıştılar,
ama önerileri reddedildi! Bahadır Selim
Dilek arkadaşımız bizi durumdan haberdar etti. Dünya, ülkemizdeki
özgürlüksüzlükler konusunda rapor üzerine rapor yayınlıyor. Önümde duran “Carnegie Paper: Press Freedom in Turkey” raporunu anlatacak yerim
yok.
Dünyanın bir yerinde, “ileri faşizm”i, resmen
“ileri demokrasi” diye yutturan bir iktidar ve adamları var mı bilmiyorum..
Yüzlerce subay,
resmen sahte ve imzasız kağıtlarla ve CD’lerle mahkum edildi, aynı sahtekarlık
şimdi İzmir’de iddianame adında bir paçavra ile sürdürülüyor. Topun ağzında bin
subay daha var! Ergenekon davasının da, yine benzer faşizm uygulamalarıyla
cezalarla sonuçlandırılacak beklentisi içindeyiz.
Ülke, ulusal
devlet ve ülke olmaktan çıkartılıyor, resmen Ortadoğu ülkelerine saldırı
hazırlıkları yapılıyor. Yeni Osmanlıyız diyenler, bizim
bakiyemiz dedikleri Ortadoğu bölgelerine göz diktiler.. Bir savaş olasılığı
yüksek..
***
Burada işler
pek iyi değil. Belki de diyorsun ki, kardeşim
yattığımız yerde de mi huzur yok, bırakın yakamı ne haliniz varsa..
Yok öyle yağma,
yaşadığın sürece, buranın bir parçası olarak kalacaksın..
En çok, “verdiğimiz rahatsızlık nedeniyle özür”
dileyebiliriz..
Ama hepsi o
kadar, buranın eziyetini çekmeyi sürdüreceksin ne yazık ki..
Derin
muhabbetlerimle..
-- 24 Ocak 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder