SAYFALAR

16 Eylül 2011 Cuma


TÜBA Ne Olacak, Genç Bilim İnsanları, Ayhan Ulubelen

Toplantı, TÜBA’nın başına gelenlerden çok önce saptanmıştı. Türkiye Bilimler Akademisi’nin başarılı ve dünyaya da örnek projesi olan Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı’nın (GEBİP) onuncu yıllık toplantısı İzmir Ege Üniversitesi’nde yapılacaktı. Bu kargaşalıkta kazaya uğrar, YÖK ve  hükümet yeni üyelerini ve başkanı atar, GEBİP de arada güme gider...diye düşünürken, toplantı yapıldı...  
Ayhan Ulubelen “Bilimin Gelişmesi” üzerine güzel bir konferans verdi, zevkle dinledik.. Ulubelen’in 80. Yaş günü de İstanbul Üniversitesi’nde ululararası katılımlı bir bilimsel toplantı ile bu hafta başı kutlandı! Ne yazık ki toplantıda bulunamadım! Toplantıya katılan Pakistanlı bilim insanı, Pakistan Bilim Akademisi’nin başkanı, Bilim ve Teknoloji eski Bakanı, İslami Ülkeler Bilimler Akademileri Ağı Başkanı Atta-ur-Rahman, toplantıda, TÜBA üzerindeki siyasi denetime karşı çıktı.. İç sayfalarımızda okuyacaksınız… Diyor ki, “Türk hükümetinin kararından şoke oldum…
Ulubelen’e dönelim: “Belki de bu TÜBA’nın son toplantısı” dedi. “Toplumsal lişkileri yeniden inşa ederek bilimi de yeniden inşa etmiş oluruz,” sözünden etkilendiğini söyledi! Türkiye’nin Nobel ödülü alabilmesinin, toplumun ve bilimin gelişmişlik düzeyiyle ilişkisini gündeme getirdi.. Kenan Evren adındaki kişinin, darbeci olarak devletin tepesinde otururken, Istanbul Üniversitesi’ni ziyaretinden anılar anlattı. O kişi, bilim insanlarından söz ederek “bunlar, bayrağın ucundan tutmak için bile ‘kaç para’ diye sorarlar..” demiş! Tam utanmazlık! Ayhan Ulubelen gibi, ülkesini tepeden tırnağa seven bir bilim insanının bunu duymasıyla uğrayacağı travmayı düşünün!
Ulubelen, haklı bir saptama ile, “Osmanlı ileri gidebilseydi Arap dünyası da ilerleyecekti” görüşünde.. Sartre’ın “varoluş nedeni yaratıcılıktır” sözünü anımsattı bize. Bilim ki, yaratıcılığın ana kaynaklarındandır! Ayhan Hanım, bilgi sahibi olmadan bilirmiş gibi yapanların üniversitede gerçek bilimcilere her zaman engel çıkartacaklarını anımsattı.. “Ama bizim dünyamızda korkuya, başkasına darılmaya, ülkesini terketmeye yer yok..” dedi.. İstanbul Üniversitesinde Eczacılığın başına gelenleri anlattı ki bu başka bir yazı konusu olacak cinstendir…
Sevgili Ayhan Hocamıza nice 80 yaşlar diliyoruz..

GEBİP PROJELERİ: “ORTA VE ÜSTÜ”
GEBİP’I gözden kaçırmayalım: GEBİP ödülü alan 50 kadar genç bilimci ile TÜBA üyesi 25 danışmanı / yol göstericisi katıldı toplantıya. Fen bilimleri, Sağlık ve Yaşam bilimleri, Mühendislik bilimleri ve Sosyal bilimler dallarında, genç bilimciler projeleri ve çalışmaları üzerine sunumlar yaptılar ve çalışmalarını tartışmaya açtılar. TÜBA iyi bir gelenek yarattı!..
Eğitim gazetecisi olarak tanınan bir köşe yazarının yazdığı boş, boş olduğu kadar daha çok iktidara yarayan yazısı aklıma geldi. Diyordu ki, “TÜBA da ne yaptı ki…” Aslında internet sayfalarına baksa, Akademi’nin etkinliklerini ve başka akademilerin etkinlikleriyle kıyaslayarak izlese, bu yazıyı yazmaz. Ama ikitdarın haksız yere ağır saldırısına uğradığını da düşünmek gerekir… Yine de, böyle bir yazı yazmaktansa, konuya hiç girmemeyi tercih etmeliydi!
Bozkurt Güvenç’e, sosyal bilimlerde yapılan sunumların kalitesini sordum. “Orta ve üstü” yanıtını verdi, sevindirici! Biri dışında diğer toplantılara girip yer yer sunumları izledim; umut verici ve sorun çözücü kaliteli bilim konuları! İyi üniversitelerimizde gerçekten kaliteli araştırmalar yapılıyor! TÜBA da bunları ödüllendiriyor, destekliyor ve kapılar açıyor! Genç bilimcilere büyük başarılar dileriz..

AKADEMİ NE OLACAK
Hükümetin TÜBA’yı bitiren kararından sonra, şüphesiz ne olacak şimdi sondajı yapıp durduk.. Akademi içinde bir kaç kişi tarafından savunulan şöyle bir grüş var: “Akademi kurmak pahalı bir iş, yerimiz yok, paramız yok, biz böyle bir işe kalkışamayız.. Gelenler arasında iyiler de olacak, bekleyelim, yapacak bir şey yok..”
Dünyanın iyi bilim ülkelerinde böyle bir uygulamaya karşı protestolar yükselirken… siyasi tasarruflara boyun eğmek…  Bilemeyiz tabii, herkes kabul ettiği ilişkiler içinde yaşamını, varlığını sürdürür.. Ama önemli bir çoğunluk, yönetimsel ve bilimsel özerkliğin olmadığı yeni bir kurumun akademi olamayacağını görüşünde. Sıradanlığın egemen oluğu yerde, gerçeğin borusu ötmez!
Özgür ve gerçek bilim akademisinin kuruluşuna, ilk taşı biz koyuyoruz! 5’er- 10’ar bin liralarla neler olmaz! Dünya biliminin böyle bir girişime de katkısı olacağını varsaymalı.. Bilim insanı, kendi özgürlüğü için, bazan bizzat kendi elini cebine atmak durumunda kalacaktır..
Ama “iktidarın akademisi”, iktidardan akacak paralarla akademi üyeliğini sürdürmek, şüphesiz ki, Türkiye’nin insan-devlet-siyaset kültür ilişkisine ve alışkanlığına da uyar, duruma pek de yabancı kalmaz! TÜBA yasasını değiştirenler de bunun bilincinde! Neyse şimdilik daha fazlasını yazmak gerekmez..
Umarım iktidar bir geri adım atar, Akademi’nin kendilerinin “malı” değil, bu ülkenin “malı” olduğunu, bu ülke için desteklenmesi gerektiğini, iktidarın istekleri varsa, bunu Akademi’yle konuşup tartışmanın en iyi yol olduğunu anlar.. Doğan Kuban Akademi üzerine yazılarında, İslam’da bilgiye, uzmanlığa verilen önemin altını her zaman çizmiştir.. Osmanlı hiyerarşisinde de liyakat hep ön plandaydı!
Ama bu iktidarın temsilcisi olduğunhu iddia ettiği geçmişle ilgili üstlendiği, devraldığı hiç iyi bir şey görmemiş bir bir insan olarak, iktidarın bu kez doğrular üzerinde hidayete ereceğine ilişkin elde ne veri var, derseniz, size bir şey diyemem..
Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle..
--Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji, sayı 1278, 16 Eylül 2011



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder