Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

23 Nisan 2022 Cumartesi

Putin için Ukrayna, salt güvenlik konusunun çok ötesinde

 obursali@cumhuriyet.com.tr

Putin için Ukrayna, salt güvenlik konusunun çok ötesinde

17 Nisan 2022 Pazar


Putin’in Ukrayna kanlı macerasının iki yönü var. İlki, ABD/NATO savaş stratejisinde, Rusya’nın Batı cephesindeki başdüşman olması. Ukrayna’nın ABD/Avrupa-Rusya arasında büyük bir oyun/çekişme alanı olması. Meselenin özünde, Ukrayna’nın hangi cephede kalacağı var. Moskova açık ve net ki Ukrayna’nın NATO’ya girmesi halinde büyük bir güvenlik sorunu yaşayacak. 

İkinci yön ise Moskova’nın Ukrayna’yı Rusya ortak tarihinin bir parçası görmesi. 

Üçüncü bir yön var ki iki büyük güç arasında eğer bir kıyamet koparsa Avrupa topraklarının ana savaş alanına dönüşeceğidir (üçüncü kez); bu hepsinden önemli bir konu, ama Avrupa kendini bu olasılığın dışında tutma konusunda ne yazık ki acizlikten öte bir tutum gösteremiyor.

Bugün biraz daha farklılaşacağım konu üzerinde. Rusya’nın Ukrayna çözümünde “askeri araca”, işgale başvurmasının biraz tarihsel arka planına bakacağım.

Diplomasi için savaşmadı

Daha önce yazdığım gibi Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya alınmaması üzerinde güvenlikli - diplomasiye dayanan ve Avrupa’yı rahatlatacak bir strateji izleyebilirdi, ama bunu yapmadı.

Oysa, bunun zemini vardı: NATO 2008’de Ukrayna’nın (aptalca) başvurusunu almış, ama görünen o ki Moskova ile derin sürtüşmelere neden olabileceği düşünceleriyle, bu işlemi yürürlüğe koymamıştı, askıda bekletmişti. Moskova’nın meselesi, Ukrayna’nın NATO’ya girmemesi olsaydı, bu durumun kesinleşmesi çalışmalarına öncelik verirdi. Ama bunu yapmadı.

NATO, Biden’ın yeniden Avrupa’ya dönmesi ile, Ukrayna’nın NATO’ya girmesi gerektiğini dile getirmeye başladı, genel sekreteri aracılığıyla...

ETKİ ALANLARI MÜCADELESİ

Putin’in Ukrayna ile sorunu, NATO’ya üye olasılığının ötesinde anlam taşıyor..

Avrupa ile Moskova arasında 2002’den beri bir “siyasi savaş” sürdürüldüğünü biliyoruz. 2004 Turuncu devrimleri, Soros’un, Avrupa’nın, ABD’nin kışkırtmalarıyla Ukrayna’yı parçaladı. Rusya’nın eski parçaları olan Gürcistan, Belarus da bu etki alanları mücadelesinin ülkeleriydi. Moskova etkisine girdiler. Ukrayna ise en sorunlu ülke oldu Doğu-Batı çekişmesinde.

2014’te Rusya, Ukrayna’yı askeri bakımdan dilimlemeye başladı. Kırım işgali bunun bir sonucu (Putin öncesinde Rus liderler Kırım’ı Ukrayna’ya hediye etmişlerdi). Rus nüfusun yoğun olduğu Donbas bölgesi de bu girişimlerin diğer parçası oldu.

Putin’in Ukrayna’yı işgali aslında bu politikanın devamıdır. İşgale girişirken, elinde kaç senaryo vardı bilmiyoruz. En düşük senaryonun Kırım ve batısı ile Donbas bölgesini ele geçirme olduğu görülüyor.

GEÇMİŞTE POLONYA İŞGALİ VAR

Fakat Ukrayna işgalinin Moskova’nın geçmişteki politikalarıyla da izdüşümlerini kurmazsak eksik olur.

Yakın tarihte kalarak anımsatma yaparsak: İkinci Dünya Savaşı’nın ilk başında Stalin ile Hitler anlaşarak Polonya’yı bölüşmüşlerdi. Polonya’nın bugün işgale karşı en sert tutumu almasının tarihsel kökleri var.

Tabii Stalin'in Fiinlandiya'yı işgali de var. Bugün Finlandiya tarafsız konumdan ayrılmayı ve NATO üyeliğini tartışıyor.

Putin aslında bu eski politikanın, tarihlerindeki otoriter - diktatoryal liderliklerin izini sürüyor.

Dağılmış, parçalanmış Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, geçmişin çizgisine bağlı Rus politikacılar için bir travmadır. Putin’in, Rusya’nın sınır bölgelerinde Moskova etkisinde ülkeler oluşturma için sürdürdüğü savaşın, hem bu travma yönü var hem de Rusya’nın çevresinde güvenlik alanları oluşturması yönü var. 

Her halükârda, bu politikanın ekonomik, sosyal ve kültürel getirilerinin de olacağı kesin. Etki alanlarının belki de ana amacı bunlardır.

Ukrayna işgali, güvenlik amacının çok ötesindedir Rusya için.

***

Pazar pazar fazla uzatmadan burada keseyim ve bu askeri politikanın Rusya açısından kötülükler ürettiğini de yarına bırakalım.

İyi pazarlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder