Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

10 Şubat 2021 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Prof. Ayşe Buğra’dan özür diler mi?

Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 7 Şubat Pazar, 2021

 

 

Cumhurbaşkanı Prof. Ayşe Buğra’dan özür diler mi?

 

Acaba birisi “Cumhurbaşkanım, Ayşe Buğra’ya bu sözleriniz biraz ağır kaçtı?” dedi mi.. Sanır mısınız? Tabii, ayıp ettiniz ve haksızlık yaptınız Sayın Erdoğan bir düzeltme yapalım” demesini beklemiyorum. Buna, çevresindeki hiç kimse cesaret edemez. Ama yanlışlığı minik bir hissettirme olabilir mi? Diyeceksiniz ki, öğrencileri terörist olarak nitelendiren Erdoğan mı?

Cumhurbaşkanı Kavala için "Soros'un temsilcisi" demiş, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğrenci protestolarına değinirken de, Kavala'nın eşi Ayşe Buğra için “Bu ülkede Soros'un adeta temsilcisi olan kişinin karısı da aynı şekilde Boğaziçi içinde provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır” demişti.

Eşi First Leydi Emine Erdoğan, kızları Sümeyye ve Esra hanımefendiler ve en yakın çevresindeki hanımlar, “kişinin karısı da” gibi, kadınları küçülten, cins ayrımcılığı yaparak ötekileştiren, ayrıca ülkemizin çok önemli bir bilim insanına “Kavala’nın karısı” diyerek, Buğra’yı hiçe sayan ifadesini alkışlamışlar mıdır?

Çevresindeki ağızlarını açamazlar, ama ya hanımlar?

 

Erdoğan özür dilemeli

 

Bu ülkenin yöneticisine nefret ve kin egemen olamaz. Hiç bir Türkiye Cumhuriyetinin yurttaşlarına karşı böyle bir ifade kullanma hakkı yoktur. Hele öğrencilere terörist demesi bile başlı başına istifa konusu olur normal ülkelerde.

Cumhurbaşkanı bilimi insanlarına verdiği Tübitak ödül töreninde “2025 yılında Dünya Bilim Forumu’na ev sahipliği yapmaya talip olduk... Diğer yandan, Türkiye’yi kendi vatandaşlarımız yanında dünyadaki tüm bilim insanları için de bir cazibe merkezi hâline getirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı vasıtasıyla 21 farklı ülkeden 127 üst düzey araştırmacı çalışmalarını Türkiye’ye taşıdı” demişti.

Bir yandan ülkede bilimi geliştirmek için programlar açacaksınız, diğer yandan ise ülkeye gelenler arasında zikrettiğiniz bir kaç üstün bilim adamı düzeyinde ve büyük çoğunluğunun da üzerinde bilim insanı olan Prof. Dr. Ayşe Buğra’ya ise “Soros'un adeta temsilcisi olan kişinin karısı da aynı şekilde Boğaziçi içinde provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır” diyeceksiniz.

 

Yüksek nitelikli araştırmacı

 

Ülkem için üzülüyorum esef edici” diye çok nazik ve utandırıcı bir yanıt veren Ayşe Buğra’yı tanıyalım biraz. İktidar tarafının iyi tanıdığı edebiyatçı Tarık Buğra’nın kızıdır. Google Scholar’dan akademik kariyerine bakıyorum (https://scholar.google.com/citations?user=k1UnSfwAAAAJ&hl=en ). Dün itibariyle bilimsel yayınlarına (makale kitap) aldığı yüksek ilgi:

Atıf sayısı            5756

h-indeksi 36

i-indeksi              71

Buğra, büyük çoğunluğu İngilizce bilim dergilerinde yayınlanan 165 bilimsel yayınına sahip. Saygın bilim kitapları yayımlayan yayınevlerindeki kitapları bir kenara. Sosyal bilimler alanında çok az kişinin ulaşabileceği bir başarı grafiği var karşımızda. Uluslararası tanınırlığı, araştırmalarıyla yol açtığı tartışmalar ve fikir üretimleri yüksek. Ülkemizin mutlaka el üstünde tutulması ve desteklenmesi gereken bir güzide bilim insanımıza üstelik “provokatör” denmesini kimse hazmedebilemez. Bu Türkiye’de bilimin ve gerçek ve üstün bilim insanlarının kuyusunu kazmaktır.

Hem bilime bilim insanlarına övgüler düzecek, dünyayı ülkemize çağıracaksınız... Ama bu ülkenin topraklarında yetişen üstün nitelikli bir bilim insanımıza ağzınıza geleni söyleyeceksiniz. Keşke metin yazarlarınız size bilim insanları konusunda nasıl konuşmanız gerektiği konusunda da metin yazsalar diyeceğim.

Sanırım bu tutum, iktidarın bilim konusundaki gerçek fikriyatını yeterince ortaya koyuyor. Buna rağmen gelenler olursa, hükmünüzün geçtiği yerlerde değil, bağımsız, özgür bilim kurumlarına başvururlar. Ki onların sayısı da bir elin parmak sayısını geçmez.

Tam anlamıyla ülke bilimini, evrensel bilimi topa tutmaktır bu.

 

Buğra’yı biraz daha tanıyalım

 

Annesi oyun yazarı Jale BaysalOrtaöğrenim Robert Kolej. 1970-1973 arasında Boğaziçi Üniversitesi, sonra yüksek öğrenimini Kanada'da Laval Üniversitesi'nde tamamladı, orada yüksek lisansını ve McGill Üniversitesi Ekonomi Bölümünde doktora (1983) derecesini aldı.

Sonra bakıyoruz: İstanbul Üniversitesi, McGill ve Sherbrooke Üniversitelerinde çalıştı. 1985’ten beri Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde.

Ulaşabildiğim bazı metinlere göre uzmanlık alanları: İktisadi Düşünce Tarihi ve İktisat Metodolojisi, Karşılaştırmalı Sosyal Politika, Gelişme İktisadı. 1995’te Devlet Ve İnsanlar eseri ile Sosyal Bilimler alanında Sedat Simavi Ödülü'nü kazandı. 2015 yılında ekonomilerde ve küresel düzeyde sosyal politikalar konusundaki araştırmalara katkısı nedeniyle "Celso Furtado Ödülü" olarak da bilinen The World Academy of Sciences (TWAS) Dünya Bilim Akademisi Sosyal Bilimler Ödülü'ne layık görüldü. 2018’de Boğaziçi Üniversitesi Aptullah Kuran Üstün Hizmet Ödülünü aldı. Bilim Akademisi üyesi. Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politikalar Forumunun ortak kurucu direktörü. Kitaplarını araştırın ve görün.

Cumhurbaşkanının sadece Buğra’ya değil, bilim dünyamıza hepimize bir özür borcu var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder