Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 29 Eylül Salı, 2020
Biz yazaduralım, bilim insanları konuşadursun, Dünya Sağlık Örgütü demeç veredursun, bilim ve düşünce adamları açıklayadursun: Üretilen aşılar dünya üzerinde tüm ülkelere paylaştırılsın, bu konuda eşitlik gözetilsin, buna göre bir sistem kurulsun....
Kazın ayağı öyle değil. Daha şimdiden parası olan zengin ülkeler neredeyse üretilecek aşıların büyük kısmını kapatmış durumda, hemen hemen bir yıllık üretim stoklarını satın almış durumdalar.
Şüphesiz henüz kesinleşmiş ve yaygın kullanılabilecek aşı ortada yok. Çin ve Rusya dahil, büyük şirketlerin aşıları 3.Fazda on binlerce insanda denenmeye başladı. Bu son aşamada aşıların etkinlikleri ve güvenirlikleri kanıtlanır ve “reçeteleri” yazılırsa, yaygın kullanımına izin verilecek.
Ama durun, size bize düşmeyecek.
Zenginlere öncelik
Zengin ülkeler bir yıllık üretimlerini neredeyse satın almış durumdalar.
Şu anda 9 kadar aşı son klinik aşamada.
Oxfam araştırma şirketi, bunlardan satış ilişkileri açıklanan 5 şirketin (AstraZeneca, Gamaleya / Sputnik, Moderna, Pfizer ve Sinovac) son klinik aşamada olan aşı anlaşmalarını inceledi. Üretecekleri toplam 5,3 milyar doz aşının 2,7 milyarlık dozu ABD, İngiltere, Avustralya, Japonya, İsrail, İsviçre’ye satılmış. Bunların yanında bazı AB ülkelerinin de adı geçiyor. Tabii Çin, Hindistan da var.
5 şirket üretimlerinin yüzde 51’i satmışlar.
Mesela adı sık geçen Moderna şirketi bir yıllık üretiminin hepsini satmış, 2,48 milyar doları kasasına koymuş.
Yani dünya nüfusunun yüzde 13’ü, üretilecek aşıların yüzde 51’ini satın aldı. Hesaplamalara göre dünya nüfusunun üçte ikisi, 2012 yılına kadar aşıya ulaşamayacak.
Halk aşısı çağrısı
Öyle ki zaten bu 5 aşının etkinliği de kanıtlanmayı bekliyor. Paraların boşa gidebileceği olasılığına rağmen, muhtemel aşılar satın alınmış durumda. Ayrıca bu aşılardan hepsi veya bazıları iki doz vurulmak zorunda kalınacak. Tek doz aşının fiyatı ise, şirketine göre 12- 35 dolar arası değişecek. İngiltere, her yurttaşına 5 doz aşı yetecek kadar anlaşmalar yapmış. AstraZeneca ise farklı politika izliyor ve üretim kapasitesinin üçte ikisini gelişmekte olan ülkelere satacak.
Dünyada pek çok örgüt, herkese bedava ve ucuz ve adil dağıtılacak halk aşısı üretimi için çağrıda bulunuyor. Oxfam ve diğer kuruluşlar, ilaç şirketlerini bilgilerini patentsiz olarak özgürce paylaşarak aşıların olabildiğince dünyanın her yerinde geniş bir şekilde üretilmesine izin vermeye çağırıyor.
Slogan: Kâr aşısı değil, Halk aşısı! Gezegendeki herkesi aşılamanın tahmini maliyeti ise 70,6 milyar dolar olarak hesaplanmış
Türkiye’de aşı 1 yıl sonraya
Bu arada bakan Varank, Türkiye’de yapılan ayı çalışmalarından üçünün, laboratuvar ve hayvan deneylerini başarıyla bitirdiğini ve insan üzerinde denemelere başlanacağını, yani faz 1 aşamasına gelindiğini açıkladı. Türkiye’de TÜBİTAK’ın koronavirüsüne karşı COVID-19 Platformu’nda 17 araştırma var.
Bu aşılardan FAZ 1 aşamasına gelen çalışma Adıyaman’da Vetal AŞ’de çalışılıyor. Türkiye'de en yüksek biyogüvenlik seviyesine sahip olacak BSL-4 laboratuvarı da burada inşa ediliyor.
İnsan üzerinde denemelere ne zaman başlanacağı ise bilinmiyor.
Bilim insanlarımız diyor ki, bugün başlasa denemeler, ve Faz 1, 2 ve 3’ü başarıyla tamamlasa, 2021 yılının bu aylarında “yerli aşı” hazır olabilir.
Eğer bu başarılabilirse, Türkiye’de bilimsel araştırmalar, en azından bu niş alanda büyük bir sıçrama yapmış olacak.
Bu başarıyı bekliyoruz ve umuyoruz.
YanıtlaYönlendir |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder