22 Ekim Salı 2019 / Bilim ve Siyaset –
Orhan Bursalı
Konuyu
değiştiriyorum, bu kez dün dinlediğim etkileyici bir “bilim insanı yetiştirme programına” odaklanarak, “iyi şeyler”den
bahsedeceğim.
Yükseköğretim
Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç’ın, iki yıl önce yürürlüğe koydukları çok özel
bir bilim insanı yetiştirme programının İstanbul’da tanıtımını izledim.
Türkiye
üniversitelerinde şu sırada 97 bin doktora yapan öğrenci var (43 bin 650’si kız öğrenci).
Sayı epey yüksek. Ama ötedenberi tartışılan, bu doktoraların niteliği.. Bu
kadar yaygın bir doktora çalışmasından nitelikli bilim ve nitelikli insan gücü
ne kadar çıkar? Zaten Türkiye’nin nitelikli bilimsel araştırma makalelerinin
sayısındaki büyük düşüklüğün bir nedeni de burada yatıyor. Tabii arka planda
nitelikli bilim insanı gücü tartışması da var. Siyasi atmosferi yazmıyorum
çünkü iyi şey yazacağım dedim.
Şimdi
YÖK “nitelikli bilgi ve nitelikli insan gücü” için bizzat devreye girdi. Çok
disiplinli bilimsel çalışmalar gerektiren, saptadıkları, ülkenin ihtiyacı
yüksek teknolojilere, yeni teknolojilere ve bilim alanlarına yönelik özel
doktora programları açıkladı. Üniversitelere bu alanları ilan ederek çağrıya
çıktı. Seçkin öğrenciler başvurdu. YÖK kabul ederek “100/2000” kodlu burs
programı başladı. 5- 6 öğrenciyi dün dinledik, çoğu kız öğrenciydi. Projelerini
ve hikayelerini anlattılar.
Iki yılda 4250 ntelikli araştırma
Iki
yıl içinde 4250, 100/2000 YÖK bursiyeri oldu. Yüzde 65’i kız öğrenci!
Iki
yıl sonra bu sayının 6-7 bine, beş yıl sonunda da 10.000’e yükselmesi
bekleniyor. YÖK hepsine ayda 2250 TL burs veriyor. Ayrıca öğrenciler, konuları
uygunsa, TÜBİTAK’dan da burs alabiliyorlar.
Saraç
diyor ki, işte o zaman üniversitelerimizin ve ülkemizin bilim fotoğrafı, kaderi
tamamen değişmiş olacak.
“Bilim geleceğimizi bu gençler üstlenecek ve
daha üst düzeyde sürdürecek” diyor Saraç.
10.000
üst düzey araştırmacı, nitelikli insan gücü ve nitelikli bilgi üretimi
gerçekleşirse, gerçekten farklı bir dünyamız olacak. İnşallah ve büyük bir umut
besleyerek.. Saraç bu konuya kendini adamış gözüküyor.
Sordum: Peki bu
öğrencilere hiç bir mecburiyet koymuşorsunuz, y çoğu bayk ülkelere
üniversitelere çekip giderse, üniversitelerimizde kalabilmeleri için bir
programınız var mı? Çünkü üniversiteler bu konuda sorunlu, bunları alır mı
almaz mı…
Yekta
bey, bu amaçla bazı düzenlemeler hazırladıklarını, ancak bunu sonra
açıklayacaklarını söyledi!
Yekta Saraç, kendilerine Yeni
YÖK diyor. Yükseköğrenime yönelik yaptıklarıyla eski YÖK’ün bir ilişkisi
yok, derken örnekler veriyor.. Hukuk, tıp, eczacılık mimarlık gibi programlara
girecek öğrencilerin daha yüksek puan almaları zorunluluğu gibi.. Üniversiteler
arasında yaptıkları ayırımlar gibi:
Üniversiteler
arası çeşitlilik
* Çeşitlilik - Misyon
Farklılaşması ve İhtisaslaşma a) Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversiteler
(10 Üniversite); b) Araştırma
Üniversiteleri (11 asıl + 5 aday)
* İdari ve Mali Açıdan Bağımsız
Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun Kurulması
* Hedef Odaklı
Uluslararasılaşma..
Ve dördüncü olarak da Nitelikli
bilgi üretimi ve bilim gücü oluşturma programı gibi..
Yeni YÖK ülkenin bilim düzeyinin
yükseltilmesi, bilim ve teknolojideki açığımızı kapanması için nitelikli bilgi
üretimine ve nitelikli insan gücüne ship olunması gerektiği konusunda bilinçli
gözüküyor. Saraç diyor ki: “Türkiye olarak bu kavramları en üst düzeyde hayata
geçirmek amacımız; bu nedenle sosyal, sağlık, fen ve temel bilimlerde nitelikli
insan gücü yetiştirebilme için çalışıyoruz. 100/2000 projesi “bir Türkiye
projesi, ülkemizin prestij projesidir”.
Saraç,
“halkçı, devletçi, fırsat eşitliğinin sağlanması” kavramlarını vurguldı!
Bazı sayılar:
* Uluslararasılaşma:
2014’de 48 bin olan yabancı uyruklu
öğrenci sayısı bugün 172 bine ulaştı.
*
Yükseköğretim kurumu sayısı 207,
* Öğrenci
sayı 8 milyona yaklaştı.
* Öğretim
elemanı sayısı 82.487’si öğretim üyesi olmak üzere 168.326.
Bu özel doktora programı,
üniversitelere yönelik yeni görev belirlemeleri vb ülkemizin bilimsel
niteliğini ve üretimini yükseltmeleri açısındançok önemli.
Çok şey
konuşuldu, bu kadar özet yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder