30
Temmuz 2018 Pazartesi / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Öncelikle CHP’den bahsediyorum tabii ki. Bütünleşik bir güç
karşısında dağınık duran bir parti.
1- Saray’ın CHP üzerindeki baskısı.
2- Kurultay baskısı
3- Yerel seçimlerin baskısı
4- Süregiden seçmen tepkisi, hayal kırıklığı, öz çocuklarıyla
arasında açılan mesafeyi kapatacak bir iletişim stratejisi gösterememesi.
Mesela hâlâ CHP’nin elinde var olduğu söylenen sandık tutanaklarıyla resmi
açıklamayı karşılaştırıp bir rapor olarak halkın önüne koyamaması.
Mesela: “asla eşit
olmayan ve OHAL koşullarında yapılan seçimlerde elimizdeki tutanaklar resmi
açıklamaların yüzde 95 ile uyumlu, şu kadar sandığa sokulmadık, oradaki oylar
şöyle..” vb gibi. Veya elimizde bir şey yok açıklaması bile susmaktan çok
dürüst olur.
CHP’yi hep ufalayacaklar
İktidarın hiç değişmeyen ana politikası CHP dışlamak,
ufalamak. Valilerden kaymakamlara kadar
tüm devlet örgütünün Beştepe’ye bağlanması, Saray’ın temsilcisi olması,
emir kumandası altına girmesi, siyasi ve sivil hayat üzerinde kıskaçların
istendiği zaman istendiği kadar iyice sıkılacağı anlamına gelir.
Gerektiğinde nefes aldırmamacasına.
Kabul edilen yeni OHAL yasaları da zaten bunu öngörüyor.
Sivil bir yönetim altında yaşamıyoruz artık, giderek
baskısını artıracak seçim sandıklı ve meclis çalışıyor görünümlü otoriter bir
baskı rejiminin içindeyiz. O nedenle Meclis’te 5 milletvekili yeter sizin
iyiniz halkın içinde diyorum. Meclis’te sadece boy göstereceksiniz. Bunu kabul
ederseniz hem “parlamento var” görüntüsüne hizmet edersiniz, hem de bir daha
seçimlerde yine okkalı bir tokat daha yersiniz.
Koşulların tamamen değiştiğini ve yeni bir dönemin yeni
siyasetleri dayattığını anlayamayan partilerin bir geleceği olmayacak.
İnce ne yapacak?
CHP Kurultay baskısı
altındadır aynı zamanda. Muharrem İnce’nin ne yapacağını, Saray’ın egemenliği
altında milletvekilliği politik oyunlarını mı sürdüreceği bugüne kadar olduğu
gibi, cendereyi yaracak başka politik gündemler mi oluşturacağı bilinmiyor.
Saray ile halvet, ufalanıp bitmek demek.
Eski gündemin insanları, yeni
bir gündem yaratmakta çok zorlanırlar, çünkü bugüne kadar siyaset pratikleri
alışılageldik gibidir. Oysa bu pratik yeni bir şey üretmemiştir. İnce’nin
aldığı yüzde 31 oy da yeni bir şey üretmemiştir. Belki de tersine,
alışılageldik yoldan gidersek gelecek seçimlerde kazanırızı gibi bir hayali
beslemiş bile olabilir.
Diyelim ki CHP’de iktidar
değişti, İnce ne yapacaktır?
Milletvekilliği gibi “üst düzey siyasi rütbe”nin yeni dönemde
tamamen halkla bütünleşmesi gerekir. Meclis’te az var olacaksınız, ama toplumda
hakikatleri açıklama sürekli kampanyasının içinde olunması gerekir. Binlerce
sivil toplum lideri eğiterek ve yetiştirerek bunu yapmalısınız.
Politikaları top yekün
yeniden gözden geçirip değiştirme konusunda yönetimde kimsenin bir fikri,
yaklaşımı, tartışması var mı?
HDP koltuk değneğiyle var olamaz
Bu yeni politikanın bir
parçası da HDP’yi zorlamak
olmalıdır. Koltuk değneğine tutunarak bir siyasi parti var olamaz. Kendi
bağımsız ve üzerindeki baskıları haksız çıkartacak, siyasi tarafsızlığını ve
bağımsızlığını yeniden inşa ederek var olmalıdır.
CHP’lilerin iyi niyetle HDP’ye verdikleri
desteğin Meclis’te umulan çoğunluğu yaratmak açısından pek bir anlamı
olmamıştır. HDP yeni bir politikayla yüzde 15’leri bulabilir, eğer bunu tercih
etmezse Meclis içinde olması veya dışında kalması artık CHP’lileri pek de
ilgilendirmemelidir.
Bu tutum alınırsa, HDP’yi de
yeni politikalara zorlayıcı olacaktır.
Yerel seçimler geliyor.. Bu
başlı başına bir yazı konusu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder