4 Şubat Pazar, 2018 / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
İlginç bir CHP Kurultayı daha izlemekteyiz. Kılıçdaroğlu, adeta erken seçim
manifestosu olarak da değerlendirilebilecek konuşmasından sonra, Muharrem İnce, “arkadan gelen ve koşan”ların
heyecanını ve yırtıcılığını sergileyen konuşmasının rengiyle, Kurultay’da
heyecan estirdi. İnce, Kılıçdaroğlu’nun aksine tamamen Kurultay’a seslendi.
Parti yönetimini eleştirdi. Cumhurbaşkanlığını istedi. 1,2 milyon parti
üyesinin adayı belirlemesini önerdi. “Malazgirtten
bu yana bu topraklar bu kadar cahil bir adam görmedi” diyerek
Cumhurbaşkanına yüklendi.
Delege dağılımında yeniden Genel Başkan seçilmesi
garanti görünen Kılıçdaroğlu’na, delegelerin sürpriz yapması çok zor.
CHP dinamizm, hareket arıyor. Mesele bu.
İnce de, İlhan Cihaner, Selin Sayek- Böke ve
arkadaşları da yayınladıkları manifesto ile partiye hareket getirdiler. Bu
manifesto, olağanüstü koşulların yaşandığo ülkede, her şey yolundaymış gibi
olağan davranılamayacağını ve yeni mücadele yöntemlerinin gelişitirilmesi,
tartışılması gerektiğini anlatıyordu.
Kılıçdaroğlu’nun, izleyicilerin heyecanından, İnce’nin
çıkışından ve “sol – sosyalist” cenahın manifestosundan etkilenmeyeceğini
söylemek mümkün değil. Tabii bu değerlendirmenin ne kadar doğru çıkacağını
pratik gösterecek.
İnce’nin partiye yönelik eleştirileri yanıt buldu
parti üyeleri arasında. Manifesto da çarenin sağ değerleri ön plana getirmek
olmadığını söylüyor, ve tersine sol değerlere daha sıkı sarılmasını öneriyor.
Eleştiri şu:
Bugüne kadar sağa açılırsak oyumuz yüzde 40’a yükselir
biçimindeydi. Kaç seçimdir bunların hiç biri doğru çıkmadı. O zaman kendi
değerlerimize sarılalım...
İlhan Cihaner ve diğer “manifestocular” mesela, emek
ekseninde bir politika izlenmesini öneriyor.
Evet vitrinde sağ isimler CHP’yi yükseltmedi. Her şey yerinde
sayıyor. CHP şüphesiz ki bir kitle partisi, bir “sınıf partisi” değil. “Emekçi
sınıfın” nerelere dağıldığı da biliniyor.
Ama bu olağanüstü koşullarda her şeyin yeniden tartışılması
gerektiği de açık ve seçik. “Bir doğru” yok. Pek çok bileşkenin bir arada
değerlendirilmesi, yeni bir hareket yönü belirlenmesi gerektiği de açık.
Bu aşamda, AKP’yi hangi seçmen, ekonomik ve sosyal
dinamiklerin iktidarda tuttuğunu da, tarafsız ama bilimsel bir gözle
tartışılması hayati önem taşıyor bence. “İyi muhalefet yapılmadığı için..”
gerekçesinin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğu da tartışmaya muhtaç..
Hedef CHP
İktidar, tüm yönetimiyle CHP’yi yıkmaya odaklanmış
durumda. Seçim süreci içindeyiz. Günde beş zaman konuma ve Anadolu’da halka
hitaplar, Afrin askeri hareketiyle birlikte yürüyor. Afrin açıkça başlıca seçim
malzemesine dönüştürülüyor.
İktidarın odağından CHP var. Geride kalan Referandum
sonuçları da Hayır Cephesi’nin CHP çevresinde kümelendiğini gösterdi. O halde
CHP’ye alabildiğine ve hiç bir etik düşünce tanımadan yapılacak her türlü
saldırı ile, CHP ve Hayır Cephesi’ni başsız ve dağınık bırakarak, seçmeni
iktidara muhtaç etmeyi amaçlıyor olabilir.
Çünkü AKP ile
MHP ittifakının seçimleri garantileyeceği konusunda derin şüpheler var. Dahası,
kazanamama olasılığı ciddi gündemde.
MHP ne kadar o getirecek AKP’ye, tartışmalı. Bu
oyların kaçı Cumhurbaşkanını destekleyecek, tartışmalı. Böyle bir durum MHP’de
yönetim değişikliğini kesin çözecek sonuç da üretir.
Kılıçdaroğlu, Referandum’da hayır çıkan büyükşehirlere
odaklanılacağı işaretlerini verdi..
Anayasa Mahkemesi de kim
Olağanüstü koşullarda yaşayan ülkemizde, devlet,
demokrasi kurucusu ana muhalefet partisinin de olağanüstü koşullara göre
davranış göstermesi doğru bir saptamadır. Tüm yönetimi ile, tüm üyeleriyle
CHP’nin, sanki Meclis, sanki Anayasa, sanki tarafsız ve bağımsız mahkemeler
yürürlükteymiş gibi hareket etmesi beklenemez. Kılıçdaroğlu bunun en iyi
örneğini 30 güne yakın süren Adalet Yürüyüşü ile gösterdi.
Fakat ülke üzerindeki baskı çok ağır. Dur durak
bilmeyen bir gündem ile iktidar, ekonomideki başarısızlıklarını, FETÖ
birlikteliği ile ülkeyi sürüklediği darbe ortamını, Suriye politikasıyla ülkeyi
soktuğu tehlikeli ilişkileri bile neredeyse CHP’nin üzerine yıkacak. Sanki 15
yıldır iktidarda CHP var.
Anayasa Mahkemesi’nin, varlığını sağlayan Anayasa’yi bile
tavsattığı, en alttaki mahkemelerin bile “Anayasa
Mahkemesi de kim” dediği yasasız bir ortamda, olağan politikalardan
bahsetmek zor.
Özetle bu “Son
kurultay” çok anlamlı... Herkes için son herkes için yeni bir başlangıç..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder