İktidarın son yayımladığı KHK ile, tabii ki iktidar yandaşlarının, 15
Temmuz kalkışması çerçevesinde değerlendirilecek ve terör suçu olarak görülecek
gösterilere saldırmaları halinde, suçlu görünmeyeceklerine ilişkin kararı nasıl
yorumlamalı?
Adına gerçekten hukukçu diyebileceğimiz kim varsa şaşkın, ve bir hukuk
devletinde böyle bir şey olamayacağını söylüyor. Düşünün, katil adayları,
iktidar aleyhine bazı gösterilere- göstericileri tüfek, tabanca, satır, bıçakla
saldırıp suç işledikleri, yaraladıkları veya cinayet işledikleri taktirde “bunlar
15 Temmuz isyanı gibiydi” diyecek ve yargılanamayacaklar.
Seçimlere OHAL ile
Bunun anlamı, özetle: İktidar milis kuvvetleri hazırlıyor. Devletin resmi polisi,
jandarması, ordusu var mı var. Peki bu KHK ile yaratılacak çetelerin Anayasa’da
yasada yeri var mı, yok.
Şunu varsayabiliriz, KHK’lar ve
onlara işlerlik kazandıran OHAL kalkmayacak... En azından, eğer zamanında
yapılacaksa, 2019 Kasımı Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine kadar,
OHAL ve KHK ile yönetecekler ülkeyi.. İktidar, savcı ve mahkemelerinin “evet bu
terör suçudur” diyecekleri her şeyi kapsayacaktır bu madde.
Ve bu süre içinde örneğin hukuksuzluklar protesto mi edilecek, gösteriler
mi yapılacak yoksa yürüyüşler mi.. İktidarın milisleri, üyeleri veya kendisini
onlardan sananlar “vay, tıpkı 15 Temmuz
Fetöcüleri, darbeciler gibi hükümetim aleyhine kalkışma ha...” diyerek
öldüresiye saldırabilecekler. Ve KHK gereği hiç bir suçlamaya maruz
kalmayacaklar.
Yurttaş güvenliği
sıfırlandı
Dikkat edin, yukarıda milis üyeleri falan dedim aynı zamanda. Bu şu demek: Bu
“milis” kuvvetler, durumdan vazife çıkartacaklar olabileceği gibi, iktidarın yandaşlarının
da örgütleyeceği, kışkırtıcılık yapabilecek veya bizzat maaşlı katil
adaylarından da oluşabilecek.
Bunun da ötesinde, bu milislerin / katil çetelerinin saldırılarına
uğrayanlar da hiç bir hak talep edemeyecekler, yurttaş olma ve hak arama anayasal hakları, şüphesiz ki en başta yaşama
hakkı fiilen ortadan kaldırılıyor..
Aslında ortadan kaldırılan Anayasa’nın ta kendisidir. Ve, yasaları kendi
koyan kendi kaldıran keyfi bir rejime geçtiğimiz anlamına geliyor..
Hukukçular, bunu, seçilmiş iktidarın meşruluğunu ortadan kaldırabilecek bir
gelişme olarak da rahatça görebilir. Yani şöyle:
İktidarın meşruluğu
AKP iktidarı ülkemizde geçerli anayasa sisteminin tüm yasal çerçevesi
içinde ve gereğince seçildi. Partiler, adaylar, seçim süreci, seçim sandığı vb
tamamen bu anayasal sistem çerçevesinde gerçekleşiyor. Başbakanın, bakanların,
cumhurbaşkanının atanması ve bütün diğer atamalar vb Anayasamız doğrultusunda,
direktifinde yerine getiriliyor.
İktidar, şimdi Anayasa’da bulunmayan, Anayasa ile 180 derece çelişen bir
yasa maddesini yürürlüğe soktu.
Böylece Anayasa’yı geçersiz ilan
etti. Bunu yaparken, Anayasa çerçevesinde seçilmiş bir iktidar olma vasfını da
en azından tartışmaya açtı, bazılarına göre de kaldırdı ve meşru olmayan bir
duruma düştü.
Anayasa mahkemesi sorumlu
Anayasa Mahkemesi de, en azından OHAL süresince kendi kendini neredeyse
geçersiz kıldığı için de, Anayasa tamamen korumasız kaldı, Anayasa’nın sahibi
yok. İktidar da madem Anayasa Mahkemesi anayasayı denetleyemem dedi, o halde
Anayasa yok demektir anlamına gelen keyfi yasal icraate başladı.
En büyük garabet,
Anayasa Mahkemesi’nin, OHAL KHK’larının denetlemem demesidir. Bir mahkeme, daha
önce aldığı “OHAL koşullarında alınan kararların
anayasaya uygunluğunu denetlerim” kararını rafa kaldırıp, yerine “OHAL
koşullarında Anayasa’ya uygunluğu denetlemem” kararını almışsa..
OHAL koşullarında Anayasa’nın ortadan kaldırılmasına
izin verdi demektir. Niye şaşırıyorsunuz milis çetelerinin
yasa dışılıklarının meşrulaştırılmasına?
Anayasa Mahkemesi büyük bir anayasal – yasal sorumluluk altındadır. Bu
ileride mutlaka sorgulanacaktır. Kararı ile, Anayasa’nın ortadan kaldırılmasına
yol açtığı içindir bu sorumluluğu... Anayasa
hiç bir meşru yönetim altında rafa kaldırılamaz.
Tabii, bu işin altında, iktidarın seçimlerle bile olsa iktidarı asla
bırakmamak düşüncesi yatıyor. Gelecek yazıda...
26 Ağustos 2017 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder