14 Aralık’ta
başlayan bu operasyon, diyelim ki 1-2 ay önceden hazırdı... Sadece, Meclis’ten yeni
yasanın çıkması bekleniyordu. Fuatavni
denen zat son anda duyum alabilmiş! Bu demektir ki, duyum “alt kadro”dan
sızmış, oysa operasyon “üst kadro”da bekleme halindeydi. AKP yazarı A. Selvi boşuna yazıp durmasın: F. Avni’nin operasyonu daha önce duyurması,
devlet içinde hâlâ ne kadar büyük bir güç olduklarını gösteriyor, diye.
Selvi, devlet içinde bir heyula yaratmayı sürdürüyor. Tabii bu heyula gerekli. Kısa kronoloji:
***
15 Ekim 2014: Hakim ve
savcılara zam teklifini içeren yasa önerisine gece yarısı yeni maddeler eklendi
ve anayasal düzene karşı işlenen suçlarda değişiklikler yapıldı. “Somut delile
dayalı kuvvetli şüphe” yerine, “makul şüphe” yeterli görüldü.
Ayrıca devlet
güvenliğine karşı suçlarda mallara paralara şirketlere el koyma maddesinin
kapsamı genişletildi, avukatlara dava dosyasını görme sınırlaması getirildi.
Daha önce sulh ceza hakimlikleri konmuştu. Bu hakimliklere de iktidara yakın
adamların atandığı medyada yer aldı.
10 Aralık 2014:
Dink’in katili Ogün Samast: "Bugüne
dek ölüm korkusuyla söylemedim. Cinayetin arkasında Ramazan Akyürek ve Ali Fuat
Yılmazer var" dedi. Ramazan Akyürek Cemaat’e yakın bilinen dönemin Trabzon
emniyet müdürü, yine Cemaate yakın Ali Fuat Yılmazer dönemin İstanbul emniyet
istihbarat şube müdürüydü.
12 Aralık 2014:
“Makul şüphe” ve “mal varlıklarına el koyma”yı da içeren tasarı Meclis’te
yasalaştı.
12 Aralık 2014:
RTE, TOBB üyelerine konuştu: Gülen Cemaati için, “Eğitimden,
hizmetten, himmetten bahseden yapının faili meçhul cinayetlere bile bulaştığını
bugünlerde görüyoruz… Daha şaşırtıcı
şeyler de görecek, duyacaksınız... Güneyde sevdikleri ülke yönetimi bunları
maşa olarak kullandı” (İsrail’i kastediyor.)
14 Aralık 2014:
Cemaat medyasına ve Emniyetteki güçlerine operasyon düzenlendi. 31 kişi..
Gerekçe: Devletin egemenliğini ele geçirmek amacıyla örgüt kurma.. Peki olay ne: Cemaat, 2009’da bir başka bir dini
Cemaat olan Tahşiyeciler’i tutuklamak ve mahkum etmek için uyduruk delillere başvurmuş.. Bu, orada kalmaz.
***
Yargıdaki düzenlemenin Meclis’ten çıkacağı belli. Önce
katil Ogün Samast konuşturuluyor, Cemaat’in Emniyet’teki en güçlü iki adamı
hakkında. Katil sustu sustu, Cemaate karşı operasyona az kala, konuşturuldu.
Kim o? En altta bir çocuk-tetikçi. Ben, cinayeti işlemeden önce, isim olarak
bile bu iki emniyetçiyi tanıdığından şüpheliyim!
Belli ki konuşturulmuş. Çünkü Cemaate bir terör ve
cinayet suçunun da yıkılması gerekiyor. Hrand Dink davası en büyük aday. RTE’ye
Ogün Samast’ın ifadesini kullanmak için malzeme.. Belli ki Cematin başına bu
cinayet çorabı örülecek. Cemaatin emniyetteki özellikle bu iki tepe adamının ve
diğerlerinin, Dink cinayetinde azmettirici rolü var mı, bilmiyoruz, kanıtlanmış
bir durum yok.
Ama meslektaşımız Nedim
Şener, emniyet güçlerinin Dink cinayetinin koşar adım geldiğini görmelerine
rağmen, önleyici adımlar atmadıklarını, savsadıklarını hatta engelleyici tutum
bile aldıklarını söylüyor. “Hrand
Dink’in arkadaşları” isimli bir grup entel mentel, bu emniyet güçlerini “Ergenekoncu güçler” olarak nitelendirme
aymazlığını bile göstermiş ve Devlet içindeki, AKP-Cemaatçi yapıyı gözlerden saklamaya çalışmıştı. Nedim Şener, bu
kitabından ve iddialarından dolayı hapsi boylamıştı!
RTE ve adamlarının böyle bir “cinayet ilişkisine” şiddetle ihtiyacı olduğu açık. Belki gerçekler
daha net ortaya çıkacak. Tabii, yargılamayı izleyecek olan gerçek gazetecilerin
soruşturmacı gözüyle.. Ergenekon, Balyoz ve Oda TV davalarını nesnel olarak
izlediğimiz gibi, bu davayı da nesnel olarak izleyeceğiz.
Çünkü adalet, hukuk ve yasalara uygunluk, hepimizin,
bu ülkenin baş meselesi..
***
RTE’nin açıklamaları ve suçlamalar, Cemaat medyasına
ve emniyet güçlerine karşı düzenlenen operasyonun hangi zeminde süreceğini
gösteriyor.
Bu dava 31 kişinin sorgulanmasıyla bitmez. Genişler..
Bu dava, dallanıp budaklanacak. Çünkü bir yıldır RTE
iktidarı bunu hazırlıyor.
Cemaat güçleri de, Ergenekon davasına terör suçu
bulaştırmak için, Osmanım adında bir uyduruk itirafçı yaratarak Danıştay
Cinayetini utanmaz ve rezilce Ergenekon davasına bağlamışlardı.. Şimdi de
başlarına bir Hrand Dink cinayeti örülüyor. Bu kez Ogün Samat bulundu..
İzleyecek ve göreceğiz..
***
Peki medya bu
davanın neresinde? Dünkü yazıma bakın. İktidar Cemaat medyasını susturmayı
kafaya koydu. Bunu medyadan iki kişi tutuklayarak yapamaz. Ama Cemlaat
medyasını örgütün parçası olarak gösterir..
Yeni yasa gereğince, “taşınmazlara hak ve alacaklara el konulması” da gündeme gelir.
Medyanın tümüne el konur, iktidarın adamları atanır
(şu sırada boşta olanlar var!), orayı havuz medyasına dönüştürürler...
İktidar havuz medyası oluşturmada büyük deneyime
sahiptir!
Bu yönüyle de bu dava bir medya özgürlüğü davasına
dönüşür..
-- 16 Aralık 2014 Salı / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder