Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 26 Kasım Perşembe, 2020
“Küçük Ortak”ın, Arınç’ın Kavala ve Demirtaş ile ilgili yaptığı açıklamalara şiddetli yanıtı ile iktidar cephesinde patlayan “güncel anlaşmazlık”, Bülent Arınç feda edilerek işler yoluna girdi. Salı yazımda ortaklığın bozulması konusunda “zamanı gelince” demiştim. Seçimlere 2,5 yıl olduğuna öre, önümüzdeki 1,5 yıl belirleyici olacak. Bu konuyu sürdüreceğim, bazılarını çok sinirlendirse bile!
Küçük ortağın, üstelik depremsi şiddette, Cumhur ittifakına ve hükümete sahip çıkması, Cumhur ittifakına en çok onların ihtiyacı olduğunu gösterdi.
Kim kontrol ediyor
Oysa Cumhurbaşkanının var, parlamenter sisteme geri dönmek ve bu çerçevede yeni ittifaklar kurmak fikri, iktidarda kalmak için en son seçenek olsa dahi var.
Şu ortak kanaate katılmıyorum: “Küçük Ortak” iktidarı kontrol ediyor, ipleri elinde tutuyor!
Hayır, bence ipler RTE’nin elinde. “Küçük Ortağı” iktidarı için elinde tutuyor. Yeni bir olasılık (henüz) yoksa, bu ittifakı sürdürecektir. Arınç gibi tavizler de vererek.
Ama iktidarının devamı için şart olan pek çok şeyi de gerçekleştirmek için ortağını peşinden sürükleyecektir.
Ana fikir gözden kaçmasın
İktidar ekonomiyi batırdı, dış politikasında da Türkiye’nin dış ekonomik- mali ilişkiler açısından tamamen bağlı olduğu batı (Avrupa ve ABD) ile pek çok konuda çatışma halindedir; ilişkilerin sıfır ve sıfırın altına inmesi durumu ortaya çıkarsa, bunun ekonomiye etkisi iki kat batmak olacaktır.
Saray, dış siyasi ilişkileri sürdürülebilir tutmak ve ülkeye sermaye akışını sağlamak zorunda. Ekonomik ve sosyal düzeni en azından biraz ayağa kaldırmanın tek yolu bu.
Bunun yolu da, ekonomide, yargı /hukukta ve demokrasi de, en azından Batıya umut verici adımlar atmaktan geçiyor. Ve dış ilişkilerde iyileştirmelerden.
“Ortak” engelleyemez
Saray, 1 $= 10 TL’yi engelleyemeyeceğini, daha büyük çöküşlerin kapıda olduğunu görünce, “reform /iyileştirme şart” gerçekleriyle yüzleşti. “Ekonomik kötülüklerin” günah keçisi olarak, Berat Albayrak’ı görevden aldı ve “yeni dönem” açtığını ilan etti.
Kesin bilgidir ve savunup duruyorum: Buradan geri dönüşü olmaz. Bir şeyler yapmak zorunda. Ve yapılacakları ortağının engellemesi söz konusu değil. Sessiz veya sesli destekleyecek.
Çünkü “yapılacaklar” aynı zamanda Saray iktidarının sürmesi / veya çökmesi ile ilgilidir. Yani hayat memat meselesi! Ortağın, çok sevdiği ortaklığının sürmesi de buna bağlıdır. Bu nedenle Arınç (ve başka küçük şeyler) ile yetinecek.
Kavala ve Demirtaş bırakılır
RTE dünkü konuşmasında Bütçe görüşmelerinin ardından kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz. Hukuk reformlarını da hızlandırıyoruz. Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’yle ilgili 3 paket Meclisimizde kabul edildi. Diğer reformları da paketler halinde Meclis'e taşıyacağız. İnsan Hakları Eylem Planı'na ekonomide güven iklimini artıracak şekilde genişleterek son halini vereceğiz."
Neler içeriyor bu “reformlar” bilmiyoruz, ama tatmin edici adımlar atmak zorunda, ortağı da destekleyecek.
RTE bunun için de yargıya seslendi: ...değerli yargı mensupları Anayasa'nın 138. maddesi beni ne kadar muhatap alıyorsa aynı şekilde benim dışımdakileri de muhatap alıyor. 138. maddeyi eze eze kullananlara karşı gereğini neden yapmıyorsunuz? Gereken adımları neden atmıyorsunuz? Size birilerinin talimat verme hakkı var mı?”
RTE, yargıya, kimse size ne yapacağınız konusunda talimat veremez, yasalara ve Anayasa’ya uygun kararlarınızı verin, diyor.
Bu bağlamda, hukuksuzluğun simgesi haline gelen, çok yaygın hukuksuzlukların önde gelen isminin, Selahattin Demirtaş ve Kavala’nın da gecikmeden bırakılacağını göreceğiz.
Bu durumdan tamamen sorumlu olan iktidar, yeni politika gereği, “özgür, yasalara bağlı yargı”nın gereğini yapmasını istemektedir. Ve şunu da ekleyerek: Reform gündemini Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz.
”Mafya rol modeli olamaz”
Bir nokta daha: Saray’ın “First Leydi”si Emine Hanım dün “Mafya babaları, zorbalar rol modeli olmaz” diyerek, küçük ortağa karşı görüş açıkladı. Bu, RTE’nin müttefikine yanıtıdır. Emine hanımın karşısında bir muhatap olmadığı için bu paylaşımı yanıtsız kalacaktır. Ama ortaklar arasında durum budur.
Not: Bahçeli bey Salı günkü yazımı anarak, hiç bir demokratik siyasal anlayışa sığmayacak “alışık” laflar etti. Hem bana hem Cumhuriyet’e. Bu ifadeleri şiddetle kınıyorum ve hepsini geri çeviriyorum. Belki yazımdaki “satar” ifadesinin yerine, siyasi bir sözcük, mesela “ittifakı bozar” vb kullanmalıydım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder