Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

17 Temmuz 2020 Cuma

Siyaset ve iktidar “Mümkünlerin Oyunu”dur; Ayasofya ve muhalefet

Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 13 Temmuz Pazartesi, 2020


Ayasofya konusunun, arkada şüphesiz güçlü bir ideolojik- siyasal İslam  ideolojik düşüncesi olan, ama zamanlaması açısından tamamen siyasi bir olay olduğu yazdım ve söyledim. Erdoğan 18 yıldır bu kozu elinde tuttu, ama en zor zamanda da kozunu açtı. Yakın adamları bunu ilk twitterde üstü kapalı duyurduklarında, iktidar ülkeyi ekonomik olarak batırmış ve geniş işsizlik oranı yüzde 24 (Mahfi Eğilmez’in yazısı) gibi görülmemiş yüksekliklere vurmuştu.
Kendilerine göre Ayasofya konusu tam zamanı idi...
İki yazıdır açıkladığım büyük çöküşlerin bu anında itibar devşirmesine soyundular. Onların yerinde olsam bu konuyu seçime yaklaşırken gündeme getirirdim, ama demek ki kendilerini o kadar kötü ve sıkışmış hissediyorlar ki, başka çare bulamadılar!

Doğru politika zor iş

Bakıyorum, CHP’ye yüklenmeler aldı başını gidiyor, ilkelerine uygun davran, Atatürk’ün mirasına sahip çık, yürü iktidarın üzerine önerileri gırla...
2007 Ağustosunda da benzer olaylar yaşadık: Türban olayı ve Cumhurbaşkanı seçiminde, eğer en önemli mücadele konusu olarak belirlenmişse, “kaybedilmesi garanti” konularda, başta sözde askeri ve siyasi ve hukuki muhalefet kurmayları olmak üzere, “kılıç” çekmişlerdi.
Yarattıkları ise, büyük bir mağduriyet ve AKP’nin yükselişi oldu.
Sonuç alamayacağımız konularda söz söylemeyelim mi, savunmayalım mı, görüşlerimizi açıklamayalım mı, sorusu haklıdır.
Ben sadece “kaybedip üstüne dayak yiyeceğiniz” konularda (cephe) tarafı olmayın derim.
Ayasofya böyle bir konudur.
Bu anlamda, konuyu  önemsizleştirmek belki de iyi bir strateji olabilir.
Muhalefetin ikincil kalemleri, yazarları, konuşmacıları bu konuda “tarihi gerçeği” savunmalı; zaten savunuyorlar. Ama bunu partinin ilkesel bir politikasına dönüştürerek suçlamalara girişmek, sırtında yumurta küfesi olmayanların davranışıdır.

Ağır tahakküm koşulları

Özgür Mumcu’nun dün iyi bir paylaşımı vardı: “Şartlar eşitse kutuplaşmadan bahsedebiliriz. Bir taraf her türlü baskı aracını eline geçirmiş, hiçbir şekilde denetlenmiyor ve hukuk tanımıyorsa ortada kutuplaşma değil tahakküm vardır.”
Ayasofya konusunda bir cephe ve gerilim, bu tahakkümün altında ezilebilir. Çünkü Ayasofya konusu geniş çoğunlukça kabul edilir. Kazanacağınız bir şey olmaz.
Zaten MetroPoll’un son anketinde Ayasofya konusu “ekonomik krizleri örtbas etmek” amaçlı deniyordu yüzde 43 gibi, ve gençlerin yaklaşımı daha büyük bir orana sahipti.
Bu iyi bir karşı propaganda argumanıdır.
CHP yönetimi bu yönlerden eleştirilmeli.
Tüm parti yaşadığımız ağır kriz koşullarını ve güncel politik davranışları pratikte halkla konuşuyor mu? Parti lideri ve milletvekili demeçleriyle işler yürüyor gibi duruyor... Gerçekten belediyeler çok başarılı örnek işler yapıyor mu, yoksa çoğu boş siyasi söylem ön planda mı?

Mümkünlerin Oyunu

İktidar olasılığı, iktidara gelmek, “mümkünlerin oyunu”dur.
Bu oyunu iyi oynamanız şarttır. Oynayamazsanız kaybedersiniz.
Önemli olan, ülke için vatan için yarınlar için iktidarın değişimidir ve muhalefetin bu amaca odaklı politika araçlarını bir araya getirme becerisidir.
“Mümkünlerin Oyunu”, olabilirlikleri bir araya getirip iktidar olmaya, var olmaya çalışmayı içerir.
İktidar ve adamları muhalefetin mümkünlerin oyununu iyi oynamasını engellemeye çalışacaktır, bunu yapıyorlar da.
Bunlardan bir tanesi “Abdullah Gül’ün yeniden Cumhurbaşkanlığına aday gösterileceği” ucubesidir.
Amaç, tüm muhalefeti ve odaklarını parçala ve dağıt, birbirine düşür. İktidar olmazlar, biz gidersek ülke çöker, bunlar on para etmez vb düşüncesini topluma yay..
Not: Kısmetse yarınki yazımda şunu tartışacağım: İktidarın seçime doğru torbasında başka büyük balık ne olabilir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder