30 Temmuz 2019 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Üniversitelerin en tepe yönetiminde kadınların sayısı veya oranı azın da
azı iken, akademik piramidin tabanına inildikçe giderek artan kadın sayısı.. Ama
hayale kapılmayın, üniversitelerimiz erkek egemen yapıda. Üniversitelerde
akademisyenlerin yüzde 61,8’i erkek, yüzde 38,2’si kadın.. Vakıf
üniversitelerinde daha iyi bir durum var: 57’ye 43.. (Devlet üniversitelerinde
63’e 37)
Önemli ayrıntılar var ama önce bilgi: Araştırma Kadir Has Üniversitesi
Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları (UAM)’ca gerçekleştirildi. Bu kurum Prof. Dr. Mary Lou O’Neil (*)
tarafından yönetiliyor. AB’nin Ufuk 2020 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için
Sistematik Eylem (SAGE **) bilim programının desteğiyle gerçekleştirilen araştırmada
bazı sonuçları, yayınladıkları kitapçığın Akademik Özet’inden aktarıyorum :
Erkek
rektörlere mahkum muyuz?
* Rektörlerin yüzde 9,1’i, Rektör yardımcılarının ise yüzde 10,3’i kadın.
(Yorum
benden: Cumhurbaşkanı neden durmadan erkek atıyor? Politikalarına daha uyum
sağlayacağını düşündüğü için mi? Erkek rektörler de kadın rektör yardımcıları
seçecek değil herhalde!)
* Neyse ki dekanlıklarda kadın akademisyen
sayısında artış var, yüzde 21,3.
* Eşitsizlik profesör orantısında: 68,8 erkek, 31,2’si kadın. Akademik
hiyerarşisinin aşağılarına inince, ancak doçent
sayısında erkek / kadın akademisyen oranına yakın bir orana ulaşılıyor: 61,2 ye
38,8.
* Doktor öğretim üyesi
kadrolarına gelince: yüzde 60’a 40... Vakıf üniversitelerinde ise bu oran yüzde
50- 50 gibi. En çok eşitlik!
* Öğretim görevlisi: Devlette 60 /40 iken, Vakıf üniversitelerinde kadınlar
öne geçiyor: Yüzde 58,9. Kadınlar ancak
en alt akademik unvanda öne geçebiliyorlar.
* Araştırma görevlisi kadrolarında ise devlette cinsiyet eşitliği söz
konusu: 50/50.. Vakıflarda ise 60/40 erkekler..
İlahiyat
erkek egemenliğinde
Araştırmanın bölgesel tarafı da var. Marmara, iç Anadolu ve Ege’de 60/40 erkek
kadın oranı korunurken, Güneydoğu
Anadolu bölgesi bir felaket: Kadın akademisyen oranı 22,8. Prof.’ların yüzde
80’i erkek. Doğu Anadolu’da ise profesörlerin sadece yüzde 14’ü kadın.
Ne kadar az kadın o kadar daha çok kadınlar üzerinde erkeklerin her türlü
baskısını tahmin edebiliriz.
Fakülteler temelinde de eşitliğe veya eşitsizliğe bakılmış: “Pek çok
fakülte ülke çapındaki eğilimlere uymakta, ve kısmi eşitliğe doğru
ilerlemektedir. Ancak mimarlık ve
mühendislik, orman, ilahiyat ve veteriner fakültelerinde erkekler çoğunlukta.”
İlahiyatta durum tahmin ettiğiniz gibi: Yüzde 10 kadın. Ne zaman yüzde 90 kadın
olur burada, o zaman dinci erkek baskısı son erer.
Mimarlık, iletişim ve sağlık bilimlerine gelince, kadınlar buralarda
çoğunlukta. Böylece kadınların ana yönelişleri hakkında bir fikrimiz oluyor.
Sağlık bilimleri fakültelerinde kadınlar
egemen: Yüzde 72,7..
Kadınlar
engelleniyor
Araştırmada kullanılan “cam – tavan” endeksi hesaplarına göre 1984 – 2018
yılları arasındaki durumda, atanma – yükseltmelerde kadınların engellendiği
ortaya çıkıyor.
Üniversitelerde kadın akademisyen
örgütlülüğü çok önemli bu gidişatı tersine çevirebilir. Tabii, toplumsal
destek de şart.
--
(*) O’Neil ve çalışma arkadaşları: Bahar Aldanmaz, Rosa Maria Qierant
Quilles, Nathaniel Rose, Deniz Altuntaş, Hilal Tekmen..
(**) SAGE Programı, “bilimsel araştırmalarda toplumsal eşitliğin sağlanması
için Avrupa ve ötesinde benimsenmek üzere yaratıcı bir model ve tanısal biir araç takımı geliştirmektedir.
3 temel hedefi var: Kadınların işe alım, devamlılık ve kariyer ilerlemesi
konusunda karşılaştıkları engellerin kaldırılması; Karar alıcı mekanizmalardaki toplumsal
cinsiyet eşitsizliğinin vurgulanması gerekli adımların atılması; Araştırma
projelerindeki toplumsal cinsiyet odağının güçlendirilmesi..”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder