28 Temmuz
2019 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Değişim Düzce’yi mi vurdu, yoksa vurdumduymaz siyasetçiyi mi
Görülmemiş yağış ve sel Düzce’yi vurdu.. Bilançoya bakın: 7 ölüm, 474 bina
hasarlı.. Daha önce de Karadeniz’in çeşitli illerini, Rize’ye, Trabzon’u,
Bolu’yu İç Anadolu’da çeşitli kentleri, Ankara’yı, İstanbul’u... Hemen hepsinde
ölümler var.
Şüphesiz, olağanüstü hava durumlarının şiddeti etkisi de olağanüstü olur.
Hele yerleşim yerleri bu olağanüstülüğe hazırlıklı değilse, kayıpları büyük
olur.
Mesele yağış ile ilgili değil: İklim değişikliğinin dünya çapında
sonuçlarını yaşıyoruz. Türkiye de derin etkilenen ve daha çok etkilenecek
ülkelerin arasında.
Aaa, iklim mi
değişiyormuş!
Bu konuya merakınız nedir bilmiyorum, politika üzerine bazen çok boş
konuşma ve tartışmalardan, ülkeyi ve dünyayı sarsan bu gelişmeleri her halde “aaa
susuz kalmışız, binlerce kişi ölüyormuş ne oluyor ayol” sözleriyle
karşılayacağız. Ve önümüze dönüp boşluklara devam edeceğiz. Kuzey kutbu çatıp
çatır gidiyormuş, güneyde de buzullar kopup sulara karışıyormuş, umurunuzda mı?
Alp dağlarında neredeyse hiç bir buzulun kalmaması?
Aşırı sıcaklar 200 yıldır görülmemiş şekilde artıyor. Paris’te 42 derece,
Alaska’da bile 16 derece ölçümler var.
Nature ve Nature Geoscience’da yayımlanan ve kapsamlı tarihsel
verilere dayanan son üç büyük bilimsel çalışma, yaşadığımız “sıcaklık
değişimlerinin, hız ve yaygınlık bakımından son 2000 yılda yaşanan en büyük iklim değişikliği olduğunu
gösteriyor.”
Aşırı sıcaklar öncelikle yüzbinlerce yaşlı insanı etkiliyor, 10 yıl kadar önce Fransa’da
birden 20 bin kadar insan hayata veda etmişti.
Yeni normal
İklim değişikliğinin ivmesi artıyor. Herkese Bilim Teknoloji dergisinin 19
Temmuz 173.cü sayısının kapak konusu “Daha sık ve yoğun sıcak dalgalarına
hazırlanın” idi. Artık mega sıcaklık dalgalarından bahsediyoruz. Dergi
konuyu sürekli gündemde tutuyor. Dünyada sıcaklı artışının 1,5 derece ile
sınırlandırılması çalışmaları sonuç vermiyor. Bu artışın 2 dereceye çıkması
büyük susuzluktan bahsedeceğiz.
Bu haziran ayı ortalama sıcaklığı, geçen 200 yılın ortalamasının 2 derece
üzerindeydi..
Mesele salt sıcaklık değil. İklimi düzenleyen sistemin rayından çıkması.
İnsan eliyle bu kez iklim değişikliğinin tetiklenmesi ve fosil yakıtlardan
vazgeçecek kimsenin olmaması.
Ekonomik faaliyet, nasıl ve ne tür olursa olsun çok iyi, vazgeçilmez, ama
insan yaşamı gezegen yaşamı 50 yıl sonraki nesiller... bize ne?
Bugüne, tüm geleceği feda etmeye hazır bir dünyada yaşıyoruz.
Doğan Kuban, HBT’deki yazısında
umutsuzca soruyor:“Yok oluş olasılığı
korkusu insanlığı iyiliğe yönlendirebilir mi? Ne yazık
ki toplum bu tehdidi ciddi
olarak algılamıyor. İnsan türünün 100 yıl içinde yok olacağını haber veriyor
bilim insanları.. Peki ne yapacağız?”
Kent plancılığı sıfır
Artık yeni normal, iklim
değişikliğinin hemen her alanda derin etkilerini yaşayacağımız olağanüstü
olaylardır. Bu olaylar öyle kırk yılda bir olmayacak, neredeyse her yıl olacak,
bölge bölge vuracak, yıkacak, öldürecek, selde boğulacağız, susuzluktan
öleceğiz, ve de açlıktan....ve bir noktada da ip
tamamen kopacak. Kıyamet!
Yeni normal, yeni salgın hastalıklar, yeni ve büyük sağlık sorunları da
demek. Ve orman yangınları!
2018’de 2000 yılına göre 157 milyon daha çok insan sıcak hava olaylarına
maruz kaldı (Lancet). Bu milyara doğru koşuyor!
Kuban, kent plancılığının sıfır olduğunu yazıyor. Ne kadar haklı!
Kentler, bu tehlikeye karşı yeniden yapılanmalı.. Sellerin basması
beklenmeden ne kadar yanlış bina varsa yıkılmalı, doğanın afetini beklemeden..
Ankara’nın böyle bir bakışı yok... Belediyelere büyük iş düşüyor..
Onların böyle bir derdi var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder